Basketbolun Türkiye'de sevilmesi hepimizin bildiği gibi Beyaz Gölge dizisine, Spor Sergi Saray'ında insanların sabahtan sıraya girip, günde iki, üç maç izledikleri günlere uzanıyor. Başarıların kazanılması ise çok daha günümüze yakın... 80'lerin sonu 90'ların başıyla beraber günümüzün Anadolu Efes'i basketbolu ileriye götürmek adına önemli atılımlar yaptı. Bunun meyvesini almak için biraz beklese de, dönemin önemli oyun kurucularından Petar Naumoski'nin takıma katılması gelişimin ışığının daha parlak yanmasını sağladı. 1992/1993 sezonunda kaybedilen Koraç Kupası finali sadece yolun başıydı. Türk basketbolu ve Anadolu Efes 90'lı yılların ikinci yarısından 2000'lerin başına kadar çok büyük heyecanlar yaşatacaktı. Efes'in 1 Koraç Kupası, 2 Euroleague Final-Four'u, Tofaş'ın 1 Koraç Kupası finali, Galatasaray bayan takımının Euroleague Final-Four'u bu dönemde kulüp bazında bizleri sevindiren başarılar oldu. Asıl meyvayı ise ülkemizde düzenlediğimiz 2001 Avrupa Şampiyonasında aldık. İkinci olduğumuz turnuva Türk basketbolunu öne çıkarırken, Hidayet ve Mehmet gibi genç yıldızlarımızın parlamasını sağladı. Bu başarılar çok sağlam temellere oturtulmamış olacak ki, bir daha böyle üst üste başarılar yakalayabilmek için neredeyse 10 yıl beklemek zorunda kaldık. Beşiktaş Milangaz'ın Euro Challenge'ı kazanması, Galatasaray ve Fenerbahçe bayan takımlarının iyi kadrolar kurup her sezon Final-Four'u kovalaması ve en sonunda geçtiğimiz sezon finalde karşılaşarak bizlere büyük mutluluk sağlamaları, Karşıyaka'nın 2014 Euro Challenge finali son yıllarda yüzümüzü güldüren sonuçlardan bazıları. Son dönemde kazanılan başarıların sebebi olarak, hem anlayışı değiştirerek daha düzenli ve sistemli ilerleme sağlayan kulüplerimizi hem de Avrupa'da yaşanan maddi krizin bizim kulüplerimizi çok etkilememiş olması gösterilebilir. Malesef ki bu sistemli ve düzenli ilerleyiş orta düzeyli kulüplerimizde daha çok görüldü. Alınan başarıların çoğu Avrupa'nın 2 veya 3 numaralı kupasında yaşandı. Galatasaray'ın geçtiğimiz sezonki çeyrek finalinin dışında Euroleague'de Final-Four'un yakınından bile geçemiyoruz.Bizim takımlarımız büyük yatırımlar yapmasına rağmen, çok daha az yatırım yapan takımlar, daha iyi ''takım'' olmayı becerip bizi yanlarına bile yaklaştırmıyorlar. Bu sezona bakınca Anadolu Efes bu sezon koçluğa getirilen efsane isim İvkoviç'le, Fenerbahçe yine başka bir efsane Obradovic'le, Galatasaray ise son yılların en başarılı Türk koçu Ergin Ataman'la yola çıkıyor. Efes'in ve Fenerbahçe'nin çok önemli bir oyun kurucu sıkınıtısı mevcut. Ne Hickman ne de Draper Euroleague'de bu takımların oyun kurucu bölgesini kapatabilecek oyuncular değiller. Galatasaray ise seneye maddi sıkıntılar, savunma sorunları, Nolan Smith sıkıntısıyla başladı. Şu ana kadar takımlarımız oynadıkları 9 maçın 5'inden galip ayrılmayı başardı ancak ikinci turda ve çeyrek finalde başarılı olup Final-Four görebilmek için diğer takımların ara dönemlerde yaşadığı form artışına cevap verebilmesi gerekiyor.Son dönemde yüzümüzü güldüren basketbol, umalım ki sene içinde kulüp yöneticilerinin ve koçların doğru tutumlarıyla, bir bütün olmayı başarabilen takımlarıyla, bu sene bize büyük mutluluklar yaşatırlar.
Kerem Sevimli / diğer yazıları
- On yılda bir / 03.11.2014
- Kontrollü oynayanlar ligi / 27.10.2014
- Yalancı sınırı / 20.10.2014
- Markasız futbol / 13.10.2014
- Değişim mi istikrar mı? / 26.09.2014
- Tarihi değiştirenler / 19.09.2014
- Futbol'cuk' / 16.09.2014
- 12 yürekli adam / 12.09.2014
- Galatasaray 'İlk' peşinde / 01.09.2014
- Ne kadar süperiz? / 29.08.2014
- Kontrollü oynayanlar ligi / 27.10.2014
- Yalancı sınırı / 20.10.2014
- Markasız futbol / 13.10.2014
- Değişim mi istikrar mı? / 26.09.2014
- Tarihi değiştirenler / 19.09.2014
- Futbol'cuk' / 16.09.2014
- 12 yürekli adam / 12.09.2014
- Galatasaray 'İlk' peşinde / 01.09.2014
- Ne kadar süperiz? / 29.08.2014