Kıbrıs adası Akdeniz’de hâkimiyet isteyen ülkeler için önemli bir kaledir. Ve yine Akdeniz’e komşu ülkelerin güvenliği içinde kilit noktadadır.
Bu sebeple Kıbrıs meselesi dünya gündemindeki yerini yıllardır hiç kaybetmemiştir. Ve adada bulunan iki toplum ve iki devlet arasındaki halledilemeyen meseleler, tüm dünya ülkelerinin karıştığı beynelmilel bir sorun olagelmiştir.
Son olarak, 22 Ocak’ta BM nezdinde bir araya gelecek Rum ve Türk tarafı, bu tarihten önce adadaki devletlerin durumu hakkında mutabakata varmaya çalışacaklar.
Rum kesiminin lideri Hristofyas bu görüşmelerden beklentileri için, garantör Türkiye’yi ve bunca yıllık Türk tezini hiçe sayarak şunları söylemektedir: “Talat’la iki bölgeli, iki toplumlu, iki toplumun siyasi eşitliğini güvence altına alan bir çözümü hedefliyorduk. Tek egemenliği, tek uluslar arası kimliği ve tek vatandaşlığı olan bir devlete ulaşmak için bir merkezi yönetim ve iki federal birimden oluşacak eşit bir çözüme ulaşmayı hedefliyorduk.”
Eroğlu’nun ise federasyonu oluşturan birimleri etkin kılmak istediğini söyleyen Hristofyas, bunu iki ayrı devlet olarak yorumladı. Rum kesimi adada iki ayrı devlet istemiyor. Yani Hristofyas, tek millet ve tek devleti savunuyor.
Görüşmelerle ilgili basına açıklamalarda bulunan Hristofyas, Rumların, Türk hakimiyetindeki, Güzelyalı, Karpas ve Meselya’dan toprak talep ettiklerini de söyledi.
Geçmişte Türk kesimi için “sahte devlet adanın üzerinde söz hakkına sahip değildir” şeklinde açıklamalarda bulunma cüretini dahi gösteren Rum Kesimi, Kıbrıs Türk devletini yok farz etmenin ötesinde, aslında Yunanistan’ı da arkasına alarak garantör Türkiye’ye gözdağı vermektedir.
Federasyonla tek millet ve tek devlet olmaktan bahseden Rum kesimi, bir yandan da mevcut şartlarda Türklerin elindeki toprakların peşindedir.
Türkiye’de anayasa değişikliği ile federatif yapının önü açılıyor, Kıbrıs adası için yapılan görüşmelerde
federasyon konuşuluyor.
Anadolu toprakları ve Kıbrıs Türk Devleti masa başı oyunları ile parçalanmanın eşiğinde…
ABD ve AB’ye bağımlı dış politikalar izleyen Türkiye’nin bu tavrı dikkate alındığında belki de, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk Devleti’nin aynı kaderi paylaşmaları şaşırtıcı değil.
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uluslararası arenada yalnız ve desteksiz. 83’deki bağımsızlık ilanından bu yana Kuzey Kıbrıs’ı tanıyan bizim dışımızda tek bir ülke olmamıştır. Bu noktada yavru vatanın kıymetini anlayarak ona sahip çıkılmalıdır.
Türkiye’de, izlediği yanlış politikalar ile yalnızlaştırılmıştır. Stratejik konumu ve tarihte gelen liderliği dikkate alındığında Türkiye, prestijini ve liderlik vasıflarını kaybetmiştir.
Ancak, Akdeniz’deki güvenliğinin temini olan bu adayı kaybetmemelidir.
Garantör Türkiye’nin, milli dava Kıbrıs’a sahip çıkması ve önümüzdeki günlerde izleyeceği tavırla herkesi şaşırtacağını umuyoruz.
Tıpkı Rusya ile yapılan Güney Akım Projesi ile Avrupa’yı devre dışı bırakan Türkiye, Kıbrıs’a ve bütünlüğüne sahip çıkarak ada üzerinde hesabı olanların oyunlarını bozabilir.
Bu sebeple Kıbrıs meselesi dünya gündemindeki yerini yıllardır hiç kaybetmemiştir. Ve adada bulunan iki toplum ve iki devlet arasındaki halledilemeyen meseleler, tüm dünya ülkelerinin karıştığı beynelmilel bir sorun olagelmiştir.
Son olarak, 22 Ocak’ta BM nezdinde bir araya gelecek Rum ve Türk tarafı, bu tarihten önce adadaki devletlerin durumu hakkında mutabakata varmaya çalışacaklar.
Rum kesiminin lideri Hristofyas bu görüşmelerden beklentileri için, garantör Türkiye’yi ve bunca yıllık Türk tezini hiçe sayarak şunları söylemektedir: “Talat’la iki bölgeli, iki toplumlu, iki toplumun siyasi eşitliğini güvence altına alan bir çözümü hedefliyorduk. Tek egemenliği, tek uluslar arası kimliği ve tek vatandaşlığı olan bir devlete ulaşmak için bir merkezi yönetim ve iki federal birimden oluşacak eşit bir çözüme ulaşmayı hedefliyorduk.”
Eroğlu’nun ise federasyonu oluşturan birimleri etkin kılmak istediğini söyleyen Hristofyas, bunu iki ayrı devlet olarak yorumladı. Rum kesimi adada iki ayrı devlet istemiyor. Yani Hristofyas, tek millet ve tek devleti savunuyor.
Görüşmelerle ilgili basına açıklamalarda bulunan Hristofyas, Rumların, Türk hakimiyetindeki, Güzelyalı, Karpas ve Meselya’dan toprak talep ettiklerini de söyledi.
Geçmişte Türk kesimi için “sahte devlet adanın üzerinde söz hakkına sahip değildir” şeklinde açıklamalarda bulunma cüretini dahi gösteren Rum Kesimi, Kıbrıs Türk devletini yok farz etmenin ötesinde, aslında Yunanistan’ı da arkasına alarak garantör Türkiye’ye gözdağı vermektedir.
Federasyonla tek millet ve tek devlet olmaktan bahseden Rum kesimi, bir yandan da mevcut şartlarda Türklerin elindeki toprakların peşindedir.
Türkiye’de anayasa değişikliği ile federatif yapının önü açılıyor, Kıbrıs adası için yapılan görüşmelerde
federasyon konuşuluyor.
Anadolu toprakları ve Kıbrıs Türk Devleti masa başı oyunları ile parçalanmanın eşiğinde…
ABD ve AB’ye bağımlı dış politikalar izleyen Türkiye’nin bu tavrı dikkate alındığında belki de, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk Devleti’nin aynı kaderi paylaşmaları şaşırtıcı değil.
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uluslararası arenada yalnız ve desteksiz. 83’deki bağımsızlık ilanından bu yana Kuzey Kıbrıs’ı tanıyan bizim dışımızda tek bir ülke olmamıştır. Bu noktada yavru vatanın kıymetini anlayarak ona sahip çıkılmalıdır.
Türkiye’de, izlediği yanlış politikalar ile yalnızlaştırılmıştır. Stratejik konumu ve tarihte gelen liderliği dikkate alındığında Türkiye, prestijini ve liderlik vasıflarını kaybetmiştir.
Ancak, Akdeniz’deki güvenliğinin temini olan bu adayı kaybetmemelidir.
Garantör Türkiye’nin, milli dava Kıbrıs’a sahip çıkması ve önümüzdeki günlerde izleyeceği tavırla herkesi şaşırtacağını umuyoruz.
Tıpkı Rusya ile yapılan Güney Akım Projesi ile Avrupa’yı devre dışı bırakan Türkiye, Kıbrıs’a ve bütünlüğüne sahip çıkarak ada üzerinde hesabı olanların oyunlarını bozabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018