Son yılların 'moda müslümanlığı' aynen böyle bir şey.
Hangi iklimde boy verdi, hangi sulak ya da batak arazide yetişti bilinmez ama gün geçtikçe mebzul miktarda artan bir tür, artan bir tip ne yazık ki…
İçinde yaşadığımız gezegenin dört bir yanından yükselen mazlum seslerine karşı gayet lakayt, açlıktan inleyen kitlelerin iniltilerine karşı umursamaz ve kılı kıpırdamaz ama şahsi çıkarı söz konusu olduğunda da onu elde etmek için kılı kırk yarar, kırk dereden su getirir.
Başkasının acısına ve sancısına karşı kılı kıpırdamaz ama şahsının ve menfaat çevresinin parmağına diken batsa dünyayı ayağa kaldırır.
Kılı kıpırdamayan ve kılı kırk yaran bir tip.
Rol modeli kimdir, bu tarifi nereden hangi kitaptan almıştır bilinmez.
Sadece 'üzüm üzüme baka baka kararır' hesabı bu tipler birbirlerinin destekçisi ve suç kardeşleridirler.
"Mademki yalnız değiliz, mademki zaman zaman çoğunluğu da teşkil ediyoruz, o halde doğru yoldayız" yanılgısı ve avuntusu içinde devam eder giderler.
"Gitme ey yolcu beraber oturup ağlaşalım
Elemim bir yüreğin kar değil paylaşalım"
şeklindeki oldukça anlamlı ve dokunaklı mısralar bu tiplerin gönül tellerini asla titretmiyor ve asla bir ürperti kazandırmıyor.
Kılı kıpırdamayan ve kılı kırk yaran bu tipler:
"Yine gam yükünün kervanı geldi
Çekemem bu yükü bölek seninle"
şeklindeki tekliflere asla açık değildirler ve beş kuruşluk menfaatleri yoksa eğer 'ne halin varsa gör' deyip geçerler.
"Yakınlarınızın aleyhine de olsa söz söylerken adil olun, şahitlik ederken adil olun" tarzındaki ilahi ilkelerin sadece metinlerini okurlar ve dinlerler ama iş icraata gelince, bırakın yakınların aleyhine adil söz söylemeyi, tuttuğu partinin yüzde yüz karasını aklamak için kılı kırk yarmaktan asla çekinmezler.
Ziya Paşa'nın dediği gibi; "Evvel yok idi iş bu rivayet yeni çıktı" tarzındaki bu anlayışın, bu tutum ve davranışın öncüsü kim, teorisyeni kim, reklamcısı kim bilmiyoruz ama şunu biliyor ve de görüyoruz ki gençler arasında moda nasıl yayılıyor ve onları esir alıyorsa bu türedi anlayış da müslümanlık iddiasındaki kitleleri müthiş esir alıyor ve elinde oynatıyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024