Kimden ümit beklenmeli!

Ümit, elimizde kalan tek varlığımız. Ama bu son varlığımızı da elimizden almak için birileri var güçleriyle çalışıyorlar. Bir milletin ümidi varsa başka hiçbir şeyi olmasa da mücadelesine devam edebilir ve nihayetinde mücadelesinden galip olarak çıkabilir. Ümit, Müslüman Türk milletinin tevhit inancından kaynaklandığından, ümitsiz olmayı küfürle eş tutan bir anlayışa sahibiz.Müslüman ümitsiz olamaz, olmamalıdır.Tarihte 16 büyük devlet ve yüzlerce küçük devlet kurmuş bir millet olan Türk milleti, yıkılan devletlerinin yerine hemen bir devlet kurabilmeyi başarmıştır. Bu başarıda her şeyini kaybetmiş olsa da kaybetmediği ümit duygusunun yeri büyüktür. İşte bunu fark eden Türk milletinin ezeli düşmanları, bu milletin ümidini kırmaya ve ümitsizliği asla kabul etmeyen İslam inancına olan bağlılığını ortadan kaldırmaya ya da yozlaştırmaya çalışmaktadırlar.Batılı güç odakları, Yahudi lobileri ve Türk milletinin hiç eksik olmayan diğer düşmanları tarafından, toplumu yönlendirme gücüne sahip çevrelerden insanlar satın alınmakta ve Türk milletinin önüne bir lider olarak konulmaktadır. Bu satın alınmış olan hainler, siyaset dünyasından olabildiği gibi hak etmedikleri lakaplar takılarak ortalıkta dolaştırılan ve yurt dışında beslenen din adamları da olabilmektedir. İşte böyle hainler, bir politikacı ya da bir din adamı kisvesiyle milletin önüne çıkarılmakta ve kendilerini satın almış olan güçlere hizmet etmeleri sağlanmaktadır. Foyaları ortaya çıkınca yedekte bekletilen diğer hainler, politikacı, din adamı ya da başka bir şekilde yine milletin önüne aynı güçler tarafından konulmaktadır.Milletimiz ise ümidini bağladığı lider veya din adamı hain çıkınca, önüne konulan yeni kişilere can havliyle sarılmakta ve aradan bir süre geçtiğinde bunların da hain olduğunu fark ederek yeni bir hayal kırıklığına uğramaktadır. Bir, iki, üç, dört derken insanımız müthiş bir ümitsizlik çukuruna düşmekte ve bu noktada düşmanlarımızın istediği düşünce milletimizin zihninde kök salmaktadır. İnsanlar arasında rastladığımız, "kim gelse başka bir şey yapamaz" gibi karamsar ifadeler toplumumuzun düşürüldüğü ümitsizliğin vahametini göstermektedir. Gelinen bu noktada milletimiz kendini hayal kırıklığına düşüren politikacılara ve din adamlarına sırtını dönmeli, yabancılardan ya da Yahudi lobilerinden değil kendisinden icazet alan liderlere ümidini bağlamalıdır.İstanbul'da yapılan Milli Ekonomi Modeli kongresinde Azerbaycan Milli İlimler Akademisinden Doç. Dr. Elşad Semedzade ümidin ne kadar önemli olduğunu veciz bir şekilde şöyle anlatmıştı;"İskender Han düzenlediği bir sefer sonrasında elde edilen bütün ganimeti askerlerine dağıtmış. Kendine ise ganimetten hiçbir şey ayırmamış.İskender Han'a ganimetten kendine ne ayırdığını sormuşlar.İskender Han: "Ümidi kendime ayırdım" diye cevap vermiş.İşte İskender han, asıl ganimetin ne olduğunu bu şekilde ortaya koymuş. Semedzade sözlerini şu şekilde bitirmişti; "Prof. Dr. Haydar Baş, Milli ekonomi modeliyle ümidi de kendi halkına dağıtmıştır."İşte Türk milletinin bugün ihtiyaç duyduğu anlayış, ümidi de kendine saklamayan, milletine dağıtan bir anlayıştır.