Dünkü yazımızda, Atatürk'ün ne yaptığını, ne bıraktığını anlamak için kimdir Atatürk, sorusuna cevap bulmamız lazımdır, demiş ve bu sorulara, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Hoş Geldin Atatürk eserinden cevap vermeye çalışmıştık. Bugün de devam edelim;
"Biz Selanikliyiz. Dedem Osmanlı'da askermiş. Mübadele yıllarında ailesini de buraya getirmiş. Kütahya'ya yerleşmişler.
Dedemlerin evi Selanik'te Atatürk'ün evine çok yakınmış. Anne tarafından da Atatürk'e akrabayız.
Biz çocukken Atatürk'ün Ehl-i Beyt soyundan olduğunu söylerlerdi. Babamın babası Mehmet Mısır Atatürk'ün yanında yer alan ve Atatürk'e çok yakın olan kişilerden biriydi. Dedem 107 yaşında öldü ve Atatürk'ü çok anlatırdı.
Atatürk'ün çok güzel Kur'an okuduğunu, her yolculukta evliyaların kabirlerini ziyaret ettiğini söylerdi. Mısır soyadını bize veren de rahmetli Atatürk'tür. Dedem, Osmanlı döneminde Mısır'da görev yaptığı için bu soyadı vermiş.
Cumhuriyet kurulduktan sonra Atatürk'e Anadolu'dan hocalarla ilgili şikâyetler geliyormuş. Atatürk, hocaları Ankara'ya çağırtmış.
Dedem hocalar geldiğinde Atatürk'ün yanındaymış. Dedeme Kur'an'ı yere koymasını söylemiş. Dedem, "Paşam nasıl olur?" dediğinde Atatürk söylediğini tekrar etmiş.
Dedem Mehmet, Kur'an-ı Kerim'i yere koymuş. Atatürk, hocalara, "Kur'an'ın üstünden atlayın. Atlamayanın kellesi gider" demiş.
Daha sözü biter bitmez koyunun çitten atladığı gibi tek tek atlamışlar Kur'an'ın üstünden, atlamayan 4 ya da 5 kişi kalmış.
Atatürk onlara neden atlamadıklarını sormuş. Kur'an'ın üstünden atlamayan hocalar şu cevabı vermiş:
"Paşam bizi asar mısın, keser misin bilmeyiz. Ne yaparsan yap biz Allah'ın Kitabını çiğnemeyiz."
Atatürk bu cevabı veren hocalara, "siz şöyle durun" demiş. Diğerlerini göstererek yaverlerine Kur'an'ın üstünden atlayanların hepsinin öldürülmesini istemiş ve şu tarihî sözü söylemiş:
Bugün Allah'ın Kitabını gözünü kırpmadan hiçe sayanlar, yarın bu vatanı haydi haydi satar." (Hilmi Mısır-DYP Genel Başkan Yardımcısı)
* * *
Adana'nın Akkapı mahallesinde doğup büyüyen ve 48 yıldır Avustralya'da yaşayan Fethi Ada, "Dedelerimden Atatürk'ün Ehl-i Beyt soyundan olduğunu işittim.
Atatürk'ün Şerif olduğunu ve âlim hocalara çok değer verdiğini anlatırlardı." diyerek Ata'nın soyunun Ehl-i Beyt olduğunu vurguladı. (a.g.e, s.43)
* * *
Şeyh Cemil Nardalı, 1918 senesinde Fransa'nın Ermeni çetelerle beraber Adana bölgesinde ilerlemesinin önüne geçen isimdir.
Kuvva hareketinin kararının alındığı ve düşmanın geçemediği yer olarak tarihe geçen bölgede bir Şeyh Cemil Nardalı mühimmat desteği sağlamış, bahçesinde bir aşevi kurarak gece gündüz kazanlarla yemek yedirmiş, yaralı askerleri tedavi ettirerek savaşa hazırlamış var gücüyle Atatürk'e destek vermiştir…"
Şeyh Cemil Nardalı'nın torunlarından Rıfat Nardalı şöyle anlatıyor;
"Dedem Şeyh Cemil, Adana bölgesinde yaşamış, Fransızlara karşı çok ciddi bir mücadele veren ve Ehl-i Beyt soyundan gelen âlim bir zattı. Arap Alevileri içindeki kanaat önderlerindendi…
1918'de dedem Şeyh Cemil'i ziyarete geliyor. Bu ziyaret dedemi ilk ziyaretidir. Dedem Atatürk'ü kendi emrindeki milis kuvvetleriyle birlikte bugün eski vilayet olarak bilinen yerde karşılıyor.
Atatürk dedemi görünce Sinan Paşa'ya dönüp, "Bana bahsettiğin Çukurova'nın delikanlısı bu delikanlı mı?" diye soruyor.
Sinan Paşa "Evet" cevabını veriyor. Şeyh Cemil, Atatürk'ü konakta ağırlıyor. Atatürk burada iki gün kalıyor. Dedemle birlikte namaz kılıyorlar.
Atatürk ile görüşüyorlar. Bu görüşmeden sonra Fransızlara karşı direniş hız kazanıyor.
Henüz Atatürk'ün Samsun'a çıkmadığı yıllardan bahsediyoruz. Atatürk, elindeki tüm techizatı Adana'nın ileri gelenlerinin depolarına -ki bu depolardan biri dedemin konağının bahçesindeki 600 küsur yıllık Menengiç ağaçlarının gölgesindeki karargâhtır- buralara aktarıyor.
Dedem Şeyh Cemil Nardalı'nın desteğini alan Atatürk, Millî Mücadele'ye ilk adımı atıyor. Bu görüşmeler sonrasında Atatürk, 'Bende bu vakain ilk hissi teşebbüsü bu güzel memlekette bu güzel Adana'da doğmuştur' diyor. (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk eseri)
Osman Baş / diğer yazıları
- EMPATİ (Buram buram merhamet) / 15.08.2020
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019