Irak'a yeni bir görünüm verilerek Ortadoğu farklı bir kalıba sokulmak isteniyor.
Sünni elitin yönetiminden Şii ağırlığının hakimiyetine kaymakta olan Irak'ta Kürt unsurların taleplerinin ne derece karşılanabileceği merakla bekleniyor.
Irak'ta Türkiye'nin hassasiyetlerinden ziyade Talabani ve Barzani'nin beklentileri önem kazanıyor.
ABD Dışişleri Bakanı Condelleza Rice'nin Ankara'nın hassasiyetlerini dinledikten sonra somut açıklamalardan kaçınması bu tezi güçlendiriyor.
Başbakan Erdoğan Ankara'da Bakan Rice'ye telkinde bulunurken aynı paralelde Savunma Bakanı Rumsfeld de sitem karışık şikayetlerde bulundu.
Amerikan piyade tümeninin Irak'ın kuzeyinden işgale başlayamamış olmasının bölgedeki Amerikan kayıplarında etkili olduğunu ve Sünni direnişinin kırılamamasına neden olduğunu söyleyen Bakan Rumsfeld dolaylı olarak Ankara'nın 1 Mart tezkeresi tutumunu yerdi.
İşgalin başladığı esnada Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz de Ankara'ya karşı sert bir dil kullanmış ve hitabı tüm basınca eleştiri konusu edilmişti.
Irak'ta tartışmalar kolay kolay kesilmeyecek görünüyor.
Irak bir yandan Ocak sonu yapılan seçim sonuçlarına kilitlenirken Türkmenler ile Araplar ve Kürtler arasındaki psikolojik çekişmelere de zemin teşkil ediyor.
Irak'taki seçimlerin sonucu hafta sonuna doğru netlik kazanacak.
Son duruma göre Şiiler mecliste yüzde yetmişe yakın bir ağırlık kazanacaklar.
Başkan Bush, geçtiğimiz günlerde yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında Irak'ta demokrasiden bahsetti ama şii ağırlığının kendileri için ne anlama geldiğine değinemedi.
Daha çok Suudi Arabistan, Suriye ve İran'a yüklenen Bush, demokratik açılımlarını Ortadoğu üzerinden dillendiriyor.
Irak'ta iç dengeler bozulduktan sonra yeniden bu dengeyi tesiste zorlanan Amerikan yönetimi İran'ın iç dengelerine çomak sokuyor.
Sandığa uzanan ellerle tetiği çeken eller Irak'ın kaderini tayin edecek.
Irak'ta, Suriye'de ve İran'da Amerika'nın tetikçiliğini yapanlarsa bu konjonktürden rant elde etme peşindeler.
Peşmergelerle Türkiye Cumhuriyeti arasında kaypak tavır sergileyen Amerikan yönetiminin atacağı adımlar bu esnada anlam kazanıyor.
Irak'ın kuzeyinde daha önce olanlar ile şu esnada yaşananlar Türkiye'nin atacağı adımlara yeni bir perspektif kazandırıyor.
Irak'ın seçimi Ortadoğu'nun kaderini tayin edecek.
Ve bizim takınacağımız tavırın dozunu.
Irak'ın seçimi Türkiye ve Amerika'nın da seçimi aynı zamanda.
Sünni elitin yönetiminden Şii ağırlığının hakimiyetine kaymakta olan Irak'ta Kürt unsurların taleplerinin ne derece karşılanabileceği merakla bekleniyor.
Irak'ta Türkiye'nin hassasiyetlerinden ziyade Talabani ve Barzani'nin beklentileri önem kazanıyor.
ABD Dışişleri Bakanı Condelleza Rice'nin Ankara'nın hassasiyetlerini dinledikten sonra somut açıklamalardan kaçınması bu tezi güçlendiriyor.
Başbakan Erdoğan Ankara'da Bakan Rice'ye telkinde bulunurken aynı paralelde Savunma Bakanı Rumsfeld de sitem karışık şikayetlerde bulundu.
Amerikan piyade tümeninin Irak'ın kuzeyinden işgale başlayamamış olmasının bölgedeki Amerikan kayıplarında etkili olduğunu ve Sünni direnişinin kırılamamasına neden olduğunu söyleyen Bakan Rumsfeld dolaylı olarak Ankara'nın 1 Mart tezkeresi tutumunu yerdi.
İşgalin başladığı esnada Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz de Ankara'ya karşı sert bir dil kullanmış ve hitabı tüm basınca eleştiri konusu edilmişti.
Irak'ta tartışmalar kolay kolay kesilmeyecek görünüyor.
Irak bir yandan Ocak sonu yapılan seçim sonuçlarına kilitlenirken Türkmenler ile Araplar ve Kürtler arasındaki psikolojik çekişmelere de zemin teşkil ediyor.
Irak'taki seçimlerin sonucu hafta sonuna doğru netlik kazanacak.
Son duruma göre Şiiler mecliste yüzde yetmişe yakın bir ağırlık kazanacaklar.
Başkan Bush, geçtiğimiz günlerde yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında Irak'ta demokrasiden bahsetti ama şii ağırlığının kendileri için ne anlama geldiğine değinemedi.
Daha çok Suudi Arabistan, Suriye ve İran'a yüklenen Bush, demokratik açılımlarını Ortadoğu üzerinden dillendiriyor.
Irak'ta iç dengeler bozulduktan sonra yeniden bu dengeyi tesiste zorlanan Amerikan yönetimi İran'ın iç dengelerine çomak sokuyor.
Sandığa uzanan ellerle tetiği çeken eller Irak'ın kaderini tayin edecek.
Irak'ta, Suriye'de ve İran'da Amerika'nın tetikçiliğini yapanlarsa bu konjonktürden rant elde etme peşindeler.
Peşmergelerle Türkiye Cumhuriyeti arasında kaypak tavır sergileyen Amerikan yönetiminin atacağı adımlar bu esnada anlam kazanıyor.
Irak'ın kuzeyinde daha önce olanlar ile şu esnada yaşananlar Türkiye'nin atacağı adımlara yeni bir perspektif kazandırıyor.
Irak'ın seçimi Ortadoğu'nun kaderini tayin edecek.
Ve bizim takınacağımız tavırın dozunu.
Irak'ın seçimi Türkiye ve Amerika'nın da seçimi aynı zamanda.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005