Cüneyd-i Bağdadî hz. diyor ki.... "Bir gün Şünuziyye mescidinde, cenaze namazı kılmak için bekliyordum. Derviş kılıklı birisi insanlardan bir şeyler dileniyordu. Kendi kendime:- Dilencilikten kendisini kurtaracak bir işle uğraşsa ne güzel olurdu!...Dedim. Namazı kılıp, evime döndüm. Gece ibadeti için kalkmak çok ağırıma gelmişti. Oturarak sabahladım. Bir ara gayr-ı ihtiyari gözlerim kapanmıştı. Cenazede insanlardan bir şeyler dilenen dervişi uzun bir sofranın üstüne yatırmışlar, beni sofraya çağırıyorlardı:- Bu şahsı gıybet etmiştin, haydi gel de etini ye! Dediler. Ben:- Hayır, gıybet etmemiştim, sadece içimden geçirdim, dedim.- Kurbet arttıkça nezaket de artar, git ve helallık dile!..Sabah olur olmaz o dervişi aramaya koyuldum. Nihayet onu yollardan yiyecek toplar bir halde buldum. Selam verdim. Daha bir şey söylemeye fırsatım olmadan, O:- Ey Cüneyd! Bir daha tekrarlayacak mısın? dedi.- Hayır, dedim.Bunun üzerine:- Allah seni de, beni de mağfiret eylesin! dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.