Ahmet Şerif İzgören.
Kendisini kişisel gelişim videoları ile tanıdığımız bu güzel insan bu ara tarımla haşır neşir.
Şahsen tanımasam da en kısa zamanda tanışmaya can attığım isimlerden biri.
Naif konuşma üslubu, kelimeleri seçerken hassasiyeti, en çok da ezber bozan yaklaşımları ile buram buram kalite kokan bir vatansever.
Son dönemde tarımla ilgili paylaşımları çok dikkatimi çekiyor.
Eğitim, tarımsal üretim, işsizlik ve ekonomik kalkınma dörtlüsünü aynı potada değerlendirip hem sorunları hem de çözümü ortaya koyuyor.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün temellerini attığı, Hasan Ali Yücel'in fiiliyata geçirdiği köy enstitülerini anlattığı bir konuşmasında İzgören o okullarda yetişen bir öğretmenle diyalogunu şöyle anlatıyor:
"Çanakkale'nin bir köyündeydim. Orada yetişmiş öğretmen Hasan Bey "Hocam, yetmişlere kadar bu köydeki herkes güneş doğduğunda kalkmış olurlardı, güneşi üstlerine doğurmazlardı ve tarlaya çalışmaya giderlerdi. Şimdi herkes 10.00'da 11.00'de kalkıyor" dedi. Bütün konu bu biliyor musunuz? Ruhumuzu kaybettik. Köylüyle konuştuğumuzda "Çalışırsan da zaten tarımdan para kazanama ihtimalin yok" diyor. Ruhlar bitmiş durumda. Köylerin yüzde 90'ı üretimi bırakmış durumda. Çok bir basit bir iyileştirme ile köylüyü üretimden para kazanır hale getirirseniz, dandik bir vakfa ayrılan bütçeyi oraya ayırırsanız çok şeyler değişir. Sadece buğday ithalatı için bu sene ayrılan para 2 milyar dolar. Türkiye 15 yılda 58,5 milyar dolar buğday, soya ve yağlı ürünlerin ithalatına para ayırdı. Buralara ithalata ayırdığımız paraların 4'te 1'ini üretime ayırmaya başlayalım, ülkenin köylüsü var ya harikalar yaratır."
Bu konuşmada o kadar güzel bir denklem kuruluyor ki, tüm bilinmeyenler doğru karşılığını buluyor.
Esasen Bağımsız Türkiye Partisi'nin parti programına da aldığı merhum Prof. Dr. Haydar Baş imzalı Milli Ekonomi Modeli'nden esintiler görüyoruz İzgören'in konuşmalarında.
Modeli okumuştur, okumamıştır bilemiyorum ama ortaya konulan fikirler doğru mantıkta buluşuyor.
Madagaskar gibi 3. dünya ülkeleri bile çiftçisine neredeyse sınırsız destek verirken, Türkiye'de verilen mazot desteği çiftçinin yıllık harcamasının yüzde 1'ini ancak karşılıyor. Üstelik dünyanın en pahalı mazotu desek abartı olmaz.
Ülkede neden önlenemez bir enflasyon olduğunu anlamak için bu örnek bile yeterli.
Üretim maliyetlerini aşağı çekmeden enflasyonun tek haneli rakamlara inmesini beklemek hayal olur.
- Kafaya bak kafaya! / 06.01.2025
- Bu zihniyettekilere hakkımı haram ediyorum / 30.12.2024
- Taşlar bir cümle ile bir anda yerine oturdu / 23.12.2024
- Taşlar bir cümle ile bir anda yerine oturdu / 23.12.2024
- Çin, çöle neden 1 milyon tavşan bıraktı? / 16.12.2024
- Senin gibi düşünmeyene yaşama hakkı vermeyecek misin? / 09.12.2024
- Kürt Türk’tür / 02.12.2024
- Lamı cimi yok 'faiz haramdır' / 25.11.2024
- Yeni Osmanlı rüyası görenler! Uyanın sabah oldu / 18.11.2024