Kiziroğlu mu Ziver Bey mi?

Kiziroğlu'nu hepimiz az çok biliriz. Gerçi bu günlerde bu karaktere başbakan sahiplenmeye başladı. Tabi bu sahiplenme, alkışlanma sonrasında güç gösterisinde bulunma benim aklıma bir başka karakteri getirdi. "Ziver Bey". Hani "Şekerpare" filminde Şener Şen'in canlandırdığı, kayınbabası zengin ve saraya yakın, bu sayede karakol amirliğine atanmış kişi. Hatırladınız mı? Neyse, biz günümüze dönelim. Ekonomik, sosyal ve siyasi krizlerde milletin ilk muhatabı kim olmalı? Tabii ki başbakan... Şimdilerde tam tersini yaşıyoruz. Ortalık toz, duman başbakan yok piyasada. Ortalık duruluyor. Bir bakıyoruz, Davutoğlu çıkmış meydana.Hatırlayın! Erdoğan bir ara Merkez Bankası Başkanına takmıştı kafayı. Günlerce saydırdı. Hatta vatana ihanetle suçladı. Sonra iki saatlik brifing aldı (ki, o bilgilendirme de Erdem Taşçı ve Ali Babacan, Erdoğan'a, bu yıl şu kadar borç ödememiz var ve sıcak paramız yok. Faizleri indirirsek yabancı sermaye ülkeyi terk eder. Artı vatandaş parasını bankalardan çeker ve çok zor durumda kalırız" demiştir"  ve Erdoğan açıkladı; "Farklı düşünüyor olabiliriz". Peki, o kadar gürültü ne olacak?İşte Davutoğlu bu noktadan sonra çıktı meydana. "Kimse kriz peşinde koşmasın" dedi. Birincisi bu saate kadar Sayın Davutoğlu neden gündem altındaydı? İkincisi kimse kriz peşinde koşmuyor. Çünkü kriz çoktan postunu sermiş ülkemize. Bunu iktidar açıkladığı verilerle ifade ediyor. Nasıl mı? Dolar, cari açık rekorda. TL itibarını kaybetmek üzere? İlk önce şu kadar büyüyeceğiz, diyorlar. Sonra yok, yok. Biraz fazla attık. Büyüme hedefini tutturamayacağız, diyorlar. Piyasalar yan gelmiş yatıyor. Kapanan dükkân, şirket, işyeri sayısında her yıl yeni rekorla kırılıyor. Faiz lobisi, hükümetin eliyle yılda en az 50 milyar (katrilyon) TL götürüyor. Ve Sayın Başbakan diyor ki; "Kimse kriz peşinde koşmasın." Krizi bilmem ama kriz peşinde koşan çok. Sonra bir izleme heyeti tartışması başlıyor. Cumhurbaşkanının sağında iki, solunda iki bakan ve Cumhurbaşkanı diyor ki, "hükümetin bu adımından benim haberim yok" Allah! Allah!Bülent Arınç kısa devre yapıyor. Mehmet Metiner, Arınç'ın açıklamaları karşısında şoktan şoka girerken, ucuz fedailiğini bir kez daha devreye koyuyor. Bir başka fedai de Ankara'dan çıkıyor. Arınç ve Gökçek günlerce birbirlerinin mahremlerini dahi kullanarak aleyhlerinde açıklamalar yaptılar. (Ha! Bu açıklamalar hepsi doğru ve bana göre suçların itirafıydı. Savcılar ne düşünür, bilmem)Sayın Başbakan yine yok piyasada. Gündem soğumaya başladı ve Başbakan çıktı piyasaya. "Her ikisine de gerekli uyarıları yaptık" dedi. Sonra TRT ekranlarına çıktı."Oturduğum makamın gücünün şu veya bu çevre faktörlerle zayıflatılmasına izin vermem." Dedi ve cümlenin sonuna ek yapma ihtiyacı hisseti; "Cumhurbaşkanını kastetmiyorum"  Tabi bu ek Sayın Başbakanın "stratejik derinlik" tecrübesinden geliyor. Çünkü hemen ardından BOP çerçevesinde Suud'un başlattığı, 9 ABD mandası hükümetlerin desteklediği Yemen'in bombalanması eylemine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'da destek verdiklerini açıkladı. İran açıkça karşımıza alındı. Gözler Başbakanı aradı ama yine yoktu piyasada. Şimdi! Bir daha sorayım; Kiziroğlu mu? Ziver Bey mi?