Milli Takımımızın Letonya'ya elenerek Portakiz'e gitme şansını kaybetmesi tüm futbol kamuoyununda ciddi hayal kırıklığı meydana getirdi.
Dünya Kupası'nda elde ettiği başarılarla doyuma ulaşan ve kendini ispatlama ihtiyacı kalmayan oyunculardan kurulu kadronun değiştirilmesi şart oldu. Aslında Konfederasyon Kupası böyle bir imkanı kendiliğinden verdi. Ancak bu yaklaşım, anlaşılmaz bir şekilde terkedildi ve tekrar eskiye dönüş yapıldı. Kadroyu yenileme düşüncesi böyle bir anlayışla heba edilmiş oldu.
Kuşkusuz, Dünya ve Konfederasyon kupalarında 3. olma başarısını yakalayan teknik heyet ve futbolcuların bu denli acımasız eleştirierekl yerden yere vurulması doğru değil. Ancak, bu başarıların sahibi Milli Takımın, Letonya gibi dünya futbolunda hiçbir başarısı olmayan bir ekip karşısındaki aciz durumu, teknik heyet, futbolcu kadrosu ve oyun sisteminde köklü değişikliğe gidilmesi gerektiğini açıkça gösterdi. Aslında bu ve benzeri işaretler Avrupa Şampiyonası grup eleme maçlarında açık bir biçimde verilmişti. Makedonya ile İstanbul'da oynamış olduğumuz maç bunun en açık örneğini oluşturuyordu. Ne yazık ki bu gerçek algılanmadı veya görülmedi. Demek ki yolun sonuna gelindiğinin algılanması için duvara toslamak gerekiyormuş. Bu duvar da Letonya oldu.
Milli Takımımızın şimdi 2006 Dünya Kupası'na katılma hedefi var. Bu amaca ulaşmak için (A) ve Ümit Milli takımların koordinasyon içerisinde çalışmasını benimseyen, vizyonu geniş, kendini ispatlamak isteyen yeni teknik heyetlere şans verilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
A ve Ümit Milli takımlar için hem teknik heyet hem de oyuncu bazında bu potansiyele sahip bir ülkeyiz. Yeter ki aramasını, baskı altında kalmadan seçmesini ve seçilmesini bilelim.
Dünya Kupası'nda elde ettiği başarılarla doyuma ulaşan ve kendini ispatlama ihtiyacı kalmayan oyunculardan kurulu kadronun değiştirilmesi şart oldu. Aslında Konfederasyon Kupası böyle bir imkanı kendiliğinden verdi. Ancak bu yaklaşım, anlaşılmaz bir şekilde terkedildi ve tekrar eskiye dönüş yapıldı. Kadroyu yenileme düşüncesi böyle bir anlayışla heba edilmiş oldu.
Kuşkusuz, Dünya ve Konfederasyon kupalarında 3. olma başarısını yakalayan teknik heyet ve futbolcuların bu denli acımasız eleştirierekl yerden yere vurulması doğru değil. Ancak, bu başarıların sahibi Milli Takımın, Letonya gibi dünya futbolunda hiçbir başarısı olmayan bir ekip karşısındaki aciz durumu, teknik heyet, futbolcu kadrosu ve oyun sisteminde köklü değişikliğe gidilmesi gerektiğini açıkça gösterdi. Aslında bu ve benzeri işaretler Avrupa Şampiyonası grup eleme maçlarında açık bir biçimde verilmişti. Makedonya ile İstanbul'da oynamış olduğumuz maç bunun en açık örneğini oluşturuyordu. Ne yazık ki bu gerçek algılanmadı veya görülmedi. Demek ki yolun sonuna gelindiğinin algılanması için duvara toslamak gerekiyormuş. Bu duvar da Letonya oldu.
Milli Takımımızın şimdi 2006 Dünya Kupası'na katılma hedefi var. Bu amaca ulaşmak için (A) ve Ümit Milli takımların koordinasyon içerisinde çalışmasını benimseyen, vizyonu geniş, kendini ispatlamak isteyen yeni teknik heyetlere şans verilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
A ve Ümit Milli takımlar için hem teknik heyet hem de oyuncu bazında bu potansiyele sahip bir ülkeyiz. Yeter ki aramasını, baskı altında kalmadan seçmesini ve seçilmesini bilelim.
Murat Kandazoğlu / diğer yazıları
- Trabzon ağır basıyor / 20.03.2004
- Trabzonspor galibiyeti hak etti / 09.03.2004
- Trabzonspor takım olma yolunda... / 03.03.2004
- Terim dersini çalışmış / 02.03.2004
- Sistem değişikliği şart... / 18.02.2004
- Cimbom, kan kaybediyor / 30.01.2004
- Trabzonspor nasıl düzelir? / 28.01.2004
- UEFA kriterlerinin gerektirdikleri / 24.01.2004
- Daha yeteneklileri var... / 23.01.2004
- Oktay'a son şans... / 19.01.2004
- Trabzonspor galibiyeti hak etti / 09.03.2004
- Trabzonspor takım olma yolunda... / 03.03.2004
- Terim dersini çalışmış / 02.03.2004
- Sistem değişikliği şart... / 18.02.2004
- Cimbom, kan kaybediyor / 30.01.2004
- Trabzonspor nasıl düzelir? / 28.01.2004
- UEFA kriterlerinin gerektirdikleri / 24.01.2004
- Daha yeteneklileri var... / 23.01.2004
- Oktay'a son şans... / 19.01.2004