Kolon kanseri üçüncü sırada
Erkek ve kadınlarda en sık görülen üçüncü kanser türü olan kolon kanser, çevresel ve genetik nedenlerle ortaya çıkabilmesi nedeniyle korkutuyor
20.12.2012 00:00:00
Oluşumunda bazı çevresel ve genetik
nedenlerin olduğu bilinen kolon kanseri, kadınlarda meme ve akciğer
kanserlerinden sonra üçüncü; erkeklerde ise prostat ve akciğer kanserinden
sonra yine üçüncü sırada görülüyor.
Ailesinde kolon kanseri olan kişilerde kansere yakalanma ihtimalinin normalden
daha yüksek olduğunu belirten Genel Cerrah Op. Dr. Alptekin Memiş, kolon
kanserinin belirtileri ve tedavisi hakkında bilgilendirdi. Memiş, “Kolon diye
adlandırılan kalın bağırsak, yaklaşık iki metre uzunluğundaki sindirim
sisteminin ince bağırsaktan sonra gelen kısmıdır. Özellikle batılı ülkelerde
sık karşılaşılan kolon kanserinin toplumda görülme sıklığı 10 binde beş
dolayındadır. Erkekte ve kadında eşit oranda görülen kolon kanseri kendini,
ileri aşamalarında kanama veya bağırsak tıkanması ile gösterir. Kolon
kanserleri bu belirtilere ilave olarak karın ağrıları, kilo kaybı, halsizlik,
iştahsızlık, çabuk yorulma, ishal veya kabızlık gibi sindirim sistemi
sorunlarını da beraberinde getirir” dedi.
Kalıtsal
faktörler büyük önem taşıyor
Kolon kanserinde kalıtsal faktörlerin büyük önem
taşıdığını belirten Op. Dr. Alptekin Memiş, ailesinde kolon kanseri olan
kişilerin daha dikkatli olmaları gerektiği konusunda uyararak, “Ayrıca daha
önceden meme ve yumurtalık kanseri geçirmiş kişilerin de kolon kanserine karşı
dikkatli olmaları gerekiyor. Bununla birlikte Gardner Sendromu ve ailesel
Polipozis hastalığı gibi kalıtsal hastalıkların da kolon kanserine neden olduğu
biliniyor” diye konuştu.
Kolon kanserinde tedavi yöntemleri hakkında da bilgiler veren Memiş, şunları
söyledi: “Kolon kanserinin tedavisi cerrahidir. Tümörlü olan kısım cerrahi
yöntemlerle çıkarılır. Daha sonra bağırsağın çıkarılan yerinin alt ve üst
tarafı birbirine bağlanır. Eğer kanser anüse yakın bir yere yerleşmişse bu
bölgenin kısa olması ameliyatın şeklini değiştirir. Bu ameliyatta anüs tümüyle
çıkarılır ve kolon, karın duvarına bağlanır. Işın tedavisi kolon kanserinde
kullanılmaz. Fakat kemoterapi hastalara ameliyattan sonra uygulanabilir.”
Korunmak için
yapılması gerekenler
Kolon kanserinden korunmak için yapılması
gerekenlere de değinen Memiş, sözlerini şöyle tamamladı: “Hastalıklardan
korunmak için en önemli kural, sağlıklı gıdalar ile beslenmektir. Kolon
kanserinde özellikle lifli gıdalardan oluşan beslenme düzeni önerilir. Çünkü bu
maddeler, kanserojen maddelerin yoğunluğunu azaltır. Yağlı besinlerle kolon
kanseri arasında doğrudan ilişki vardır. Yağ oranı az besinlerin tüketilmesi
gerekir. Kırmızı et ve yağlı besinler kolon kanseri ihtimalini arttırmaktadır.
Bu nedenle bu besinlerin az miktarlarda tüketilmesinde fayda vardır. Özellikle
ailesinde kolon kanseri olanların ve risk altındaki kişilerin kontrollerini
ihmal etmemeleri gerekir. Yapılan muayene ve kolon görüntüleme yöntemleri ile
hastalığı önlemek ya da erken tanı koymak mümkündür.” HABER MERKEZİ
nedenlerin olduğu bilinen kolon kanseri, kadınlarda meme ve akciğer
kanserlerinden sonra üçüncü; erkeklerde ise prostat ve akciğer kanserinden
sonra yine üçüncü sırada görülüyor.
Ailesinde kolon kanseri olan kişilerde kansere yakalanma ihtimalinin normalden
daha yüksek olduğunu belirten Genel Cerrah Op. Dr. Alptekin Memiş, kolon
kanserinin belirtileri ve tedavisi hakkında bilgilendirdi. Memiş, “Kolon diye
adlandırılan kalın bağırsak, yaklaşık iki metre uzunluğundaki sindirim
sisteminin ince bağırsaktan sonra gelen kısmıdır. Özellikle batılı ülkelerde
sık karşılaşılan kolon kanserinin toplumda görülme sıklığı 10 binde beş
dolayındadır. Erkekte ve kadında eşit oranda görülen kolon kanseri kendini,
ileri aşamalarında kanama veya bağırsak tıkanması ile gösterir. Kolon
kanserleri bu belirtilere ilave olarak karın ağrıları, kilo kaybı, halsizlik,
iştahsızlık, çabuk yorulma, ishal veya kabızlık gibi sindirim sistemi
sorunlarını da beraberinde getirir” dedi.
Kalıtsal
faktörler büyük önem taşıyor
Kolon kanserinde kalıtsal faktörlerin büyük önem
taşıdığını belirten Op. Dr. Alptekin Memiş, ailesinde kolon kanseri olan
kişilerin daha dikkatli olmaları gerektiği konusunda uyararak, “Ayrıca daha
önceden meme ve yumurtalık kanseri geçirmiş kişilerin de kolon kanserine karşı
dikkatli olmaları gerekiyor. Bununla birlikte Gardner Sendromu ve ailesel
Polipozis hastalığı gibi kalıtsal hastalıkların da kolon kanserine neden olduğu
biliniyor” diye konuştu.
Kolon kanserinde tedavi yöntemleri hakkında da bilgiler veren Memiş, şunları
söyledi: “Kolon kanserinin tedavisi cerrahidir. Tümörlü olan kısım cerrahi
yöntemlerle çıkarılır. Daha sonra bağırsağın çıkarılan yerinin alt ve üst
tarafı birbirine bağlanır. Eğer kanser anüse yakın bir yere yerleşmişse bu
bölgenin kısa olması ameliyatın şeklini değiştirir. Bu ameliyatta anüs tümüyle
çıkarılır ve kolon, karın duvarına bağlanır. Işın tedavisi kolon kanserinde
kullanılmaz. Fakat kemoterapi hastalara ameliyattan sonra uygulanabilir.”
Korunmak için
yapılması gerekenler
Kolon kanserinden korunmak için yapılması
gerekenlere de değinen Memiş, sözlerini şöyle tamamladı: “Hastalıklardan
korunmak için en önemli kural, sağlıklı gıdalar ile beslenmektir. Kolon
kanserinde özellikle lifli gıdalardan oluşan beslenme düzeni önerilir. Çünkü bu
maddeler, kanserojen maddelerin yoğunluğunu azaltır. Yağlı besinlerle kolon
kanseri arasında doğrudan ilişki vardır. Yağ oranı az besinlerin tüketilmesi
gerekir. Kırmızı et ve yağlı besinler kolon kanseri ihtimalini arttırmaktadır.
Bu nedenle bu besinlerin az miktarlarda tüketilmesinde fayda vardır. Özellikle
ailesinde kolon kanseri olanların ve risk altındaki kişilerin kontrollerini
ihmal etmemeleri gerekir. Yapılan muayene ve kolon görüntüleme yöntemleri ile
hastalığı önlemek ya da erken tanı koymak mümkündür.” HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.