Meclis, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Meclis'i olmaktan çıktı, çıkartılıyor. Adeta devlet tiyatrosu sahnesine dönüştürülüyor.
Hem de 23 Nisan günü?
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı günü Meclis'tekiler dalaşıyor.
MHP'li vekiller, çocukların bile yapmayacağınıyapıyor.
CHP'den gelen 15 milletvekiliyle grup kuran İYİ Parti için, Meclis Genel Kurulu'nda yer ayarlanıyor, düzenleniyor. MHP'yi bir yana kaydırılıyor. İYİ Parti'ye yer veriliyor. MHP de, HDP'nin bir sola kaydırılmasıyla boşalan yere alınıyor? Vaveyla kopuyor.
MHP'liler, biz orda oturmayız diyorlar. Yer düzeni tekrar değişiyor.
Vatan elden gitmiş, maden ve kaynaklar satılmış, ses çıkartmayan MHP, koltuğu bir adım yana kaydırılıyor diye mızmızlanıyor, ortalığı velveleye veriyor.
Yeminle söylüyorum; 23 Nisan Bayramı için Meclis'e gelen çocuklar bile bunu yapmaz, yapmıyor.
Bu ayrışma ve çatışma halet-i ruhiyesi Türkiye'nin ve bölgemizin sürüklendiği "derin badire"yi yansıtıyor.
TBMM milletin yeridir, millet iradesinin makamıdır.
Bayram ise birlik, kardeşlik, ikram günüdür.
23 Nisan, bizzat bağımsız Meclis'in bayramıdır.
Böyle bir bayram günü, gel sen, Meclis'in ağız tadını boz? Ben şurada oturmam, bu yanda otururum tartışması yap.
Bu seviyeden Türk milletine rahmet çıkmaz.
Bayram günü bile koltuk dalaşı yapan vükeladan Türk milletinin birliği çıkmaz, bölgeye huzur çıkmaz.
Asırlar boyunca lokmasını, aşını, hanesini, sevincini ve kederini paylaşarak tek millet olan Türk milletinin güya en milliyetçi geçinen vekilleri, bırakın koltuğu paylaşmayı, hoş geldiniz buyurun demeyi; yan koltukta oturmam davası güdüyor. O koltuk senin, hayır bu koltuk benim diye dalaşıyor.
Bu ne tahammülsüzlük, bu ne agresiflik, bu ne kavgacılık!
Türk milletinin derdine derman olmadıktan sonra Meclis'in neresinde oturursan otur, ne yazar?!
Türk devletinin problemlerine çözüm üretmedikten sonra şah olsan ne çıkar, padişah olsan ne çıkar?!
Koltuğunun hakkını vermeyene o koltuk haramdır.
Meclis koltuğunun hakkı ve gereği, devlet ve millet meselelerine çözüm üretmek, devlet ve milletin bağımsızlığını korumak, toplumun refahını yükseltmek ve şüheda kanıyla sulanmış mübarek vatanımızı her türlü değer ve kaynaklarıyla koruyup kollamaktır. Muasır medeniyet seviyesine yükseltmektir.
Atatürk'ün Meclis'inin asaleti, karakteri ve kıratı buydu.
Okuyun BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Hoş Geldin Atatürk eserini; asalet görün, adalet görün, devlet adamlığı ve insaniyet görün.
Türk milleti bu asaleti ortaya koymayanları artık Meclis'e koymamalıdır.
15 yıllık AKP iktidarındayürekleri, aileyi, Meclis'i, ülkeyi ve bölgemizi şiddet bastı. Her taraf vahşete teslim oldu.
Siyasal İslamcılar, 'İslam gelecek vahşet bitecek' naralarıyla Türk milletini avladılar, işbaşına geldiler. Netice ne? Tam tersi:
İslam gitti, vahşet geldi.
Yüreklerden İslam gitti, aileden İslam gitti, ülkeden İslam gitti, bölgeden İslam gitti; her tarafa vahşet geldi, şiddet geldi. Her yerde savaş var.
İslamlığı kimseye bırakmayan İmam-Hatiplilerin yüreklerinde iç savaş var; olmuşlar deist, ateist?
Aile içi şiddet ayyuka çıkmış.
Ülkemizde, Meclis'imizde tahammülsüzlük var, çok basit bahanelerden çıkan derin dalaş var, küçük bir kıvılcımla iç çatışmaya dönüşecek vaziyet var? Epeyce zamandan beri uluslararası güçler, Türkiye'nin bu yumuşak karnı üzerinde çalışıyor.
Bölgemiz vahşete teslim olmuş; her tarafta savaş ve gözyaşı var.
Allah'ın birbirlerine kardeş kıldığını ilan ettiği mü'minler; birbirlerini boğazlıyor. Müslümanım diyenler, Müslümanların ve masum insanların başlarına vahşi Batını ve işgalci Amerika'nın bombalar yağdırmasından zevk alıyor, kâfirin safında yer alıyor.
Siyasal İslamcıların maharetiyle adeta İslam gitti, vahşet geldi.
Bu kara bahtı madden-manen ters çevirecek bir Atatürk lazım.
Yüz sene önce, ülkemiz ve İslam âlemi, yurtta sulh cihanda sulh diyen Atatürk'ün mücadelesi, devlet adamlığı ve basiretiyle kurtuldu? Yüz sene sonra bugün, Türkiye ve İslam âlemi Atatürk ruhlu ve bağımsızlık karakterliadam gibi bir adama ihtiyaç var.
Bakın bakalım; etrafınızda, ülkemizde ve bölgede; Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt'tir çığırının, Hoş Geldin Atatürk eserinin ve Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tan gayrı böyle bir Allah kulu var mı? Vallahi yok, billahi yok?
Hem de 23 Nisan günü?
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı günü Meclis'tekiler dalaşıyor.
MHP'li vekiller, çocukların bile yapmayacağınıyapıyor.
CHP'den gelen 15 milletvekiliyle grup kuran İYİ Parti için, Meclis Genel Kurulu'nda yer ayarlanıyor, düzenleniyor. MHP'yi bir yana kaydırılıyor. İYİ Parti'ye yer veriliyor. MHP de, HDP'nin bir sola kaydırılmasıyla boşalan yere alınıyor? Vaveyla kopuyor.
MHP'liler, biz orda oturmayız diyorlar. Yer düzeni tekrar değişiyor.
Vatan elden gitmiş, maden ve kaynaklar satılmış, ses çıkartmayan MHP, koltuğu bir adım yana kaydırılıyor diye mızmızlanıyor, ortalığı velveleye veriyor.
Yeminle söylüyorum; 23 Nisan Bayramı için Meclis'e gelen çocuklar bile bunu yapmaz, yapmıyor.
Bu ayrışma ve çatışma halet-i ruhiyesi Türkiye'nin ve bölgemizin sürüklendiği "derin badire"yi yansıtıyor.
TBMM milletin yeridir, millet iradesinin makamıdır.
Bayram ise birlik, kardeşlik, ikram günüdür.
23 Nisan, bizzat bağımsız Meclis'in bayramıdır.
Böyle bir bayram günü, gel sen, Meclis'in ağız tadını boz? Ben şurada oturmam, bu yanda otururum tartışması yap.
Bu seviyeden Türk milletine rahmet çıkmaz.
Bayram günü bile koltuk dalaşı yapan vükeladan Türk milletinin birliği çıkmaz, bölgeye huzur çıkmaz.
Asırlar boyunca lokmasını, aşını, hanesini, sevincini ve kederini paylaşarak tek millet olan Türk milletinin güya en milliyetçi geçinen vekilleri, bırakın koltuğu paylaşmayı, hoş geldiniz buyurun demeyi; yan koltukta oturmam davası güdüyor. O koltuk senin, hayır bu koltuk benim diye dalaşıyor.
Bu ne tahammülsüzlük, bu ne agresiflik, bu ne kavgacılık!
Türk milletinin derdine derman olmadıktan sonra Meclis'in neresinde oturursan otur, ne yazar?!
Türk devletinin problemlerine çözüm üretmedikten sonra şah olsan ne çıkar, padişah olsan ne çıkar?!
Koltuğunun hakkını vermeyene o koltuk haramdır.
Meclis koltuğunun hakkı ve gereği, devlet ve millet meselelerine çözüm üretmek, devlet ve milletin bağımsızlığını korumak, toplumun refahını yükseltmek ve şüheda kanıyla sulanmış mübarek vatanımızı her türlü değer ve kaynaklarıyla koruyup kollamaktır. Muasır medeniyet seviyesine yükseltmektir.
Atatürk'ün Meclis'inin asaleti, karakteri ve kıratı buydu.
Okuyun BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Hoş Geldin Atatürk eserini; asalet görün, adalet görün, devlet adamlığı ve insaniyet görün.
Türk milleti bu asaleti ortaya koymayanları artık Meclis'e koymamalıdır.
15 yıllık AKP iktidarındayürekleri, aileyi, Meclis'i, ülkeyi ve bölgemizi şiddet bastı. Her taraf vahşete teslim oldu.
Siyasal İslamcılar, 'İslam gelecek vahşet bitecek' naralarıyla Türk milletini avladılar, işbaşına geldiler. Netice ne? Tam tersi:
İslam gitti, vahşet geldi.
Yüreklerden İslam gitti, aileden İslam gitti, ülkeden İslam gitti, bölgeden İslam gitti; her tarafa vahşet geldi, şiddet geldi. Her yerde savaş var.
İslamlığı kimseye bırakmayan İmam-Hatiplilerin yüreklerinde iç savaş var; olmuşlar deist, ateist?
Aile içi şiddet ayyuka çıkmış.
Ülkemizde, Meclis'imizde tahammülsüzlük var, çok basit bahanelerden çıkan derin dalaş var, küçük bir kıvılcımla iç çatışmaya dönüşecek vaziyet var? Epeyce zamandan beri uluslararası güçler, Türkiye'nin bu yumuşak karnı üzerinde çalışıyor.
Bölgemiz vahşete teslim olmuş; her tarafta savaş ve gözyaşı var.
Allah'ın birbirlerine kardeş kıldığını ilan ettiği mü'minler; birbirlerini boğazlıyor. Müslümanım diyenler, Müslümanların ve masum insanların başlarına vahşi Batını ve işgalci Amerika'nın bombalar yağdırmasından zevk alıyor, kâfirin safında yer alıyor.
Siyasal İslamcıların maharetiyle adeta İslam gitti, vahşet geldi.
Bu kara bahtı madden-manen ters çevirecek bir Atatürk lazım.
Yüz sene önce, ülkemiz ve İslam âlemi, yurtta sulh cihanda sulh diyen Atatürk'ün mücadelesi, devlet adamlığı ve basiretiyle kurtuldu? Yüz sene sonra bugün, Türkiye ve İslam âlemi Atatürk ruhlu ve bağımsızlık karakterliadam gibi bir adama ihtiyaç var.
Bakın bakalım; etrafınızda, ülkemizde ve bölgede; Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt'tir çığırının, Hoş Geldin Atatürk eserinin ve Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tan gayrı böyle bir Allah kulu var mı? Vallahi yok, billahi yok?
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019