Şüheda can veriyor, ölümsüzleşmek ve şân alıp tarihe bırakmak için!
Allah hepsinden razı olsun. Allah hepsinin makamlarını âlî eylesin.
Onlar ölümsüzleşirken, onlar can vererek dirilirken yazık ki "Diri ölüler"in sayısı artıyor!
Komşuluğun bittiği, bitirildiği bir ülkede insanlığın katledildiğinin farkında olmadan, feminizm, maskülizm yapılmaya çalışılıyor!
Çok tekrarlayacağım!
Birileri çıkıp; "Yahu! Yeter Vallahi hatırladık!" Deyinceye kadar tekrarlayacağım ve biliyorum ki uzak komşular arasında hâlâ ayıp kavramı var şükürler olsun...
"Ben yüksek ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim" diyen Âhir zaman Nebisi Haz. Peygamberimizden (s.a.a.) ve İslam Ulularından miras kalan ahlâkî uyarıları hatırlatacağım:
"Cibril komşuluk ve komşu hakkından o kadar bahsetti ki, komşu komşuya mirasçı kılınacak zannettim."
"Komşusu açken tok yatan bizden değildir."
"Komşu üç türlüdür:
Bir hakkı olan komşu, iki hakkı olan komşu, üç hakkı olan komşu.
* Bir hakkı olan, akraba olmayan gayrimüslim komşudur.
* İki hakkı olan, Müslüman komşudur ki, onun hem Müslümanlık, hem de komşuluk hakkı vardır.
* Üç hakkı olan komşu ise, akraba olan Müslüman komşudur. Bunun hem Müslümanlık, hem akrabalık, hem de komşuluk hakkı vardır."
Bu sözleri, bu uyarıları duymayan, bilmeyen veya duyup itiraz eden bir kişi çıkabilir mi?
Bu ahlâkî kurallara aklı olan, -Müslüman veya gayrimüslim olması fark etmez- vicdanı olan kimse itiraz eder mi?
Hey Müslüman!
Hz. Peygamber (s.a.a.)'in sayısız hadisi ile vurgulanan komşu ve komşuluk haklarından habersizsen, "Önce can sonra canan" kurnazlığına sen de uymuşsan; "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" hükmünün neresindesin, farkında mısın?
Çocuk komşuyu, komşu çocuğu tanımıyorsa; çocuk komşunun evini de en az kendi evleri kadar bilmiyorsa;
Anne-babasından uzak ve korkmuş bir çocuk komşuyu gördüğünde sevinip ferahlamıyorsa, korkan çocuk komşu teyzeye-amcaya sığınamıyorsa; o yerleşkede insan var mıdır?
Çocuklar ve çocukların aileleri ve birbirine yakın ama uzaktan da uzak kişiler, bulundukları her yerde gurbette değil midir, garip değiller midir?
Böylesi yerleşkelerde insanlığın esamisi okunur mu ki, feminizmin, maskülizmin anlamı olsun?
Fazla değil otuz ve üstü yaştaki herkesin güzel çocukluk anıları, komşularıyla doludur.
Bütün güzel anıların özneleri komşu amcalar, komşu teyzelerdir.
Hey Müslüman!
"Nice kimse, kıyamette komşusunun yakasına yapışıp; 'Ya Rabbi! Buna, niçin kapısını bana kapattığını sor. Niçin elindeki nimetlerden bana da vermedi?' diye dava görecektir" hadisinden de mi haberiniz yok?
Şu âna kadar haberinizin olmadığı kabul ama artık bu yazıyı okuyan herkes duydu bu Hâdisi, kaçarı yok!
Yahu!
Din adına yüzlerce yıldır anlatılan İsrailiyat kıssalar yerine, İslâmi kaynaklara dönsenize!
Hadi elinizde kaynak yok, yakınlarınızda sorup öğreneceğiniz bilgi sahibi kimse de yok farz edelim; evinizde bir tane Kur'ân meâli de mi yok, yoksa neden edinmezsiniz?
Allah'ın Kitâb-ı Ekmel'de ki; "Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın; Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez" (Nisa-36) buyruğundan da mı habersizsiniz?
Ve bu bilgisizlikle, bu nobranlıkla Müslümanım diye dolaşıyor, insanım diye övünüyor ve başımıza yağan pislikler yüzünden dövünüyorsunuz!
Bilmiyor musunuz; "Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır." (Yunus-100).
Bir teklifim var.
Bu yazıyı okuyan herkesi bir etkinliğe çağırıyorum.
Herkesi, komşuluğu yeniden dirilmeye çağırıyorum.
Herkes, en yakınındaki veya apartmanındaki tanışmadığı, tanış olmadıkları için selamlamadığı komşunun kapısını çalsın ve "Komşuyuz ve komşu hakkı yedi yerde sorulacak. Onun için tanışalım. Müsait bir gününüzü söyleyin çayınızı içmeye gelelim veya siz falan gün bize çaya buyurun" desin.
Var mısınız?
Diğer şikâyet edenlerden ve şikâyetlendikleri her hareketi bizzat kendileri yapanlardan farklı davranmaya var mısınız?
Tanışmaya gittiğiniz veya hânenizi şenlendiren her komşuyla o anı fotoğraflayıp sosyal medyada paylaşmaya ne dersiniz?
Herkesin kontrolü de kendisinde olsun, ödülü de...
Eğer bunu başarırsak, komşuluk yeniden dirilmez mi?
Komşuluğun başladığı yerde, kişilerin birbirinden şüphesi bitmez mi?
Birbirinden emin kişilerin yaşadığı yerde, ayıp kuralları işlemeye başlamaz mı?
Çocuklarımız daha cesur ve huzurlu büyümez mi?
Bunu başarırsak komşularımız olur ve inanın sırasıyla evimiz, sokağımız, mahallemiz, ilçemiz, ilimiz ve ülkemiz gerçek manada bizim olur!
Her ferdi tarafından sahiplenilen ülkeden de, dost-düşman herkesi şaşırtacak kadar vatanperver, milliyetperver çıkar ve o günden itibaren inanın huzuru hissederiz...
Asayişi sağlamak için var olan Polise şikâyetten utanırız.
Ayıbı yeniden hayatımıza kural olarak sokamazsak Vallahi ayıptır!...
Allah rızası için gözlerimizle bakıp gönüllerimizle görmeyi deneyelim ki kimse kimsenin ayıbını yüzüne vurma ayıbını işlemesin..
"AKIL KULLANILAN BİR ARAÇTIR. İNSAN; GÖNÜLDÜR, GÖNÜL!" Vesselâm..Selâm, sevgi, duâ...
Allah hepsinden razı olsun. Allah hepsinin makamlarını âlî eylesin.
Onlar ölümsüzleşirken, onlar can vererek dirilirken yazık ki "Diri ölüler"in sayısı artıyor!
Komşuluğun bittiği, bitirildiği bir ülkede insanlığın katledildiğinin farkında olmadan, feminizm, maskülizm yapılmaya çalışılıyor!
Çok tekrarlayacağım!
Birileri çıkıp; "Yahu! Yeter Vallahi hatırladık!" Deyinceye kadar tekrarlayacağım ve biliyorum ki uzak komşular arasında hâlâ ayıp kavramı var şükürler olsun...
"Ben yüksek ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim" diyen Âhir zaman Nebisi Haz. Peygamberimizden (s.a.a.) ve İslam Ulularından miras kalan ahlâkî uyarıları hatırlatacağım:
"Cibril komşuluk ve komşu hakkından o kadar bahsetti ki, komşu komşuya mirasçı kılınacak zannettim."
"Komşusu açken tok yatan bizden değildir."
"Komşu üç türlüdür:
Bir hakkı olan komşu, iki hakkı olan komşu, üç hakkı olan komşu.
* Bir hakkı olan, akraba olmayan gayrimüslim komşudur.
* İki hakkı olan, Müslüman komşudur ki, onun hem Müslümanlık, hem de komşuluk hakkı vardır.
* Üç hakkı olan komşu ise, akraba olan Müslüman komşudur. Bunun hem Müslümanlık, hem akrabalık, hem de komşuluk hakkı vardır."
Bu sözleri, bu uyarıları duymayan, bilmeyen veya duyup itiraz eden bir kişi çıkabilir mi?
Bu ahlâkî kurallara aklı olan, -Müslüman veya gayrimüslim olması fark etmez- vicdanı olan kimse itiraz eder mi?
Hey Müslüman!
Hz. Peygamber (s.a.a.)'in sayısız hadisi ile vurgulanan komşu ve komşuluk haklarından habersizsen, "Önce can sonra canan" kurnazlığına sen de uymuşsan; "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" hükmünün neresindesin, farkında mısın?
Çocuk komşuyu, komşu çocuğu tanımıyorsa; çocuk komşunun evini de en az kendi evleri kadar bilmiyorsa;
Anne-babasından uzak ve korkmuş bir çocuk komşuyu gördüğünde sevinip ferahlamıyorsa, korkan çocuk komşu teyzeye-amcaya sığınamıyorsa; o yerleşkede insan var mıdır?
Çocuklar ve çocukların aileleri ve birbirine yakın ama uzaktan da uzak kişiler, bulundukları her yerde gurbette değil midir, garip değiller midir?
Böylesi yerleşkelerde insanlığın esamisi okunur mu ki, feminizmin, maskülizmin anlamı olsun?
Fazla değil otuz ve üstü yaştaki herkesin güzel çocukluk anıları, komşularıyla doludur.
Bütün güzel anıların özneleri komşu amcalar, komşu teyzelerdir.
Hey Müslüman!
"Nice kimse, kıyamette komşusunun yakasına yapışıp; 'Ya Rabbi! Buna, niçin kapısını bana kapattığını sor. Niçin elindeki nimetlerden bana da vermedi?' diye dava görecektir" hadisinden de mi haberiniz yok?
Şu âna kadar haberinizin olmadığı kabul ama artık bu yazıyı okuyan herkes duydu bu Hâdisi, kaçarı yok!
Yahu!
Din adına yüzlerce yıldır anlatılan İsrailiyat kıssalar yerine, İslâmi kaynaklara dönsenize!
Hadi elinizde kaynak yok, yakınlarınızda sorup öğreneceğiniz bilgi sahibi kimse de yok farz edelim; evinizde bir tane Kur'ân meâli de mi yok, yoksa neden edinmezsiniz?
Allah'ın Kitâb-ı Ekmel'de ki; "Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın; Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez" (Nisa-36) buyruğundan da mı habersizsiniz?
Ve bu bilgisizlikle, bu nobranlıkla Müslümanım diye dolaşıyor, insanım diye övünüyor ve başımıza yağan pislikler yüzünden dövünüyorsunuz!
Bilmiyor musunuz; "Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır." (Yunus-100).
Bir teklifim var.
Bu yazıyı okuyan herkesi bir etkinliğe çağırıyorum.
Herkesi, komşuluğu yeniden dirilmeye çağırıyorum.
Herkes, en yakınındaki veya apartmanındaki tanışmadığı, tanış olmadıkları için selamlamadığı komşunun kapısını çalsın ve "Komşuyuz ve komşu hakkı yedi yerde sorulacak. Onun için tanışalım. Müsait bir gününüzü söyleyin çayınızı içmeye gelelim veya siz falan gün bize çaya buyurun" desin.
Var mısınız?
Diğer şikâyet edenlerden ve şikâyetlendikleri her hareketi bizzat kendileri yapanlardan farklı davranmaya var mısınız?
Tanışmaya gittiğiniz veya hânenizi şenlendiren her komşuyla o anı fotoğraflayıp sosyal medyada paylaşmaya ne dersiniz?
Herkesin kontrolü de kendisinde olsun, ödülü de...
Eğer bunu başarırsak, komşuluk yeniden dirilmez mi?
Komşuluğun başladığı yerde, kişilerin birbirinden şüphesi bitmez mi?
Birbirinden emin kişilerin yaşadığı yerde, ayıp kuralları işlemeye başlamaz mı?
Çocuklarımız daha cesur ve huzurlu büyümez mi?
Bunu başarırsak komşularımız olur ve inanın sırasıyla evimiz, sokağımız, mahallemiz, ilçemiz, ilimiz ve ülkemiz gerçek manada bizim olur!
Her ferdi tarafından sahiplenilen ülkeden de, dost-düşman herkesi şaşırtacak kadar vatanperver, milliyetperver çıkar ve o günden itibaren inanın huzuru hissederiz...
Asayişi sağlamak için var olan Polise şikâyetten utanırız.
Ayıbı yeniden hayatımıza kural olarak sokamazsak Vallahi ayıptır!...
Allah rızası için gözlerimizle bakıp gönüllerimizle görmeyi deneyelim ki kimse kimsenin ayıbını yüzüne vurma ayıbını işlemesin..
"AKIL KULLANILAN BİR ARAÇTIR. İNSAN; GÖNÜLDÜR, GÖNÜL!" Vesselâm..Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017