Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nin ardından, izleyen herkes gibi bizde de, modele ilişkin bir fikir ziyafeti sofrasından istifade edebilmiş olmanın huzuru ve doygunluğu var. Fakat katılımcı akademisyenlerin sunumlarından da anlaşılacağı şekilde bu sadece bir başlangıç. Kongre henüz devam ederken ikinci gün, Milli Ekonomi Modeli tezinin mimarı Prof. Dr. Haydar Baş, yeni kongreler için birisi Azerbaycan diğeri Rusya olmak üzere iki davet birden aldı. İki gün süren kongrede hafızalarda kalan baskın izlenim, televizyon ekranlarından bile taşan sıcak, samimi hava ve organizasyonun görkemi idi. Halkımızın yoğun ilgisi, alışıla gelen bilim kongrelerinin aksine sürekli olarak artarken, yurt dışından gelen akademisyenleri de hem şaşırttı hem motive etti.İlk oturumdan itibaren oluşan üst düzey entelektüel seviyenin hiç aksamadan son oturumun son konuşmacısına kadar sürdürülebilmesi ancak, modele ilişkin değerlendirmelerini aktarmak üzere pek çok ülkeden gelmiş olan bilim adamlarının seçkinlikleriyle açıklanabilir. Öyle ki, her biri Milli Ekonomi Modeli'nin daha önce zikredilmemiş en az birkaç vasfını ortaya çıkarmada oldukça başarılıydı. En çok zikredilen hususları sıralayacak olursak, Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaynaklar ve ihtiyaçları kapitalizmden farklı değerlendirerek ekonomi bilimine getirdiği yeni tarif, model uygulandığında bütün insanlığın sorunlarına deva olacağı inancı ve tezin orjinalitesinin şüphe götürmez oluşu bana göre ilk üç sırayı paylaştı.Kongrenin sonunda Prof. Dr. Haydar Baş'ın konuşmasının bitmesiyle kürsünün etrafında oluşan tablo organizasyonun başarısı hakkında sözcüklerin kifayetsiz kalacağını söylüyordu. Yerli yabancı bütün akademisyenler, belki ilk kez kendilerine önceden gönderilen bu çalışma vesilesiyle yakından tanıma fırsatı buldukları ve dehasına hayran kaldıkları bu insanı, oturdukları koltuklardan kalkıp kürsünün yanına gelerek sırayla tebrik ettiler. Herkes oldukça neşeliydi. Çünkü modeli ilk incelediklerinde gördükleri, ekonomi bilimindeki her taşı yerinde kullanıp tutarlı bir denge oluşturan, iktisat teorisindeki sanatkarlığın yanında bu tezi hayata geçirebilecek karizmatik bir lider kimliğiyle de karşılaşmaları, bu kıymet bilir bilim adamlarına vaziyetin tadını çıkarma bahtiyarlığını yaşattı. Kongreden çıkan ortak görüşlerden biri de tezin uygulanabilir oluşuydu. Zaten Prof. Dr. Haydar Baş da yapmış olduğu konuşmasında tezin merkezine uygulayıcı olarak mükemmel insanı koyarak bu konunun altını bir kez daha çizdi.Bu kongrenin diğer bir fonksiyonu da bilimi halkımıza getirmesiydi.Kitabı okuyup bu kongreyi izledikten sonra, birisi gelip bana Milli Ekonomi Modeli'ni teorik dizaynı açısından tek kelimeyle özetle deseydi kullanacağım kelime DENGE olurdu.Öylesine güzel tespitler işittik ki hiçbirini diğerinden ayırmak istemiyorum. Bu tespitleri hususen ele alacağız.İstanbul'da yapılan Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli Kongresi dünya iktisat tarihine arkası gelecek önemli notlar düştü.
Serdar Peker / diğer yazıları
- Domuz jeltini / 09.07.2012
- Dış ticaret ve futbol endüstrisi / 20.06.2012
- Tüketim kabiliyeti / 03.06.2012
- 21. yüzyıl ve paranın hürriyeti / 25.04.2012
- 21. yüzyıl ve paranın işlevi / 12.04.2012
- Belirleyici olan kabullerdir / 06.03.2012
- MEM presi altında kapitalizm / 18.02.2012
- Ekonomide belirlilik / 23.04.2010
- Reel faiz gerçekten reel mi? / 19.10.2007
- Dolardan Kaçışın Akıbeti / 04.10.2007
- Dış ticaret ve futbol endüstrisi / 20.06.2012
- Tüketim kabiliyeti / 03.06.2012
- 21. yüzyıl ve paranın hürriyeti / 25.04.2012
- 21. yüzyıl ve paranın işlevi / 12.04.2012
- Belirleyici olan kabullerdir / 06.03.2012
- MEM presi altında kapitalizm / 18.02.2012
- Ekonomide belirlilik / 23.04.2010
- Reel faiz gerçekten reel mi? / 19.10.2007
- Dolardan Kaçışın Akıbeti / 04.10.2007