Korkunun ve çıkarın imânı yendiği bir seçim geçirdik ve dünyamızı ahretimizle değiştirdik de, farkında değiliz. Yok "demokrasi" imiş, "sandık"mış, geçin bunu. Bunların hiç biri din değildir. Din olmadığı için de eleştirilemez değildir. Demokrasinin "istişare"ye benzeyen az buçuk bir fazileti varsa o da ancak "kurallarına uygun olduğu" sürece bir anlam ifade eder. Siz, Türkiye'de kurallarına uygun bir seçim yapıldığını iddia edebilir misiniz? Kural diye bir şey olması için o kurallara uyan siyasiler ve kurumlar olması gerekir. Kurumların partinin malı haline geldiği, hükümetin icra organı olmakla yetinmeyip macera ve icbar organı haline geldiği Erdoğan'ın Türkiye'sinde demokrasinin o az buçuk fazileti kalmış olabilir mi?Taha Akyol Joruha Tucker ve Marko Klasnja'nın, "Ekonomi ve yoksulluğun seçimlere etkisi" ile ilgili akademik bir araştırmasından bahsediyor yazı ve televizyon sohbetlerinde. Bu akademik araştırmaya göre ekonomisi sıkıntılı ülkelerde seçmen davranışı, "Başıma bir iş gelmesin, ekmeğimden olmayayım, tayinim çıkmasın" endişesi ile şekilleniyor. Yerden göğe haklı. Seçim öncesi bir televizyon kanalında konuşan emekli bir müftü bir dönem Almanya'da imamlık yaptığından bahsetti ve o dönemde imam olarak bulunduğu bölge belediye başkanının bir arsa satın aldığını, bu satın alma işinin kaynağından şüphe duyan bir mahalli gazetenin haber yaparak, "Başkan, bu araziyi satın almasına aldın amma kaynağını nereden buldun?" diye sorduğunu, belediye başkanının mahalli gazetenin bu sorusuna vicdanları tatmin edici bir cevap veremeyince yapılan ilk seçimlerde sadece biri eşinden biri de kendinden sadece iki oy alabildiği hatırasını seyircilerle paylaştı. Türkiye'de aile boyu tape tape yolsuzluklar olduğu halde milletin yine AKP'ye teveccüh etmesi hem Erdoğan'ın yönettiği Türkiye'nin ekonomik bakımdan resmini ortaya koymakta, hem halkın bu berbat ekonomi yüzünden çektiği sıkıntı ve yaşadığı korkuyu dile getirmekte olduğunu söylersek yanlış bir şey mi söylemiş oluruz? Seçim sonuçları belli olduktan sonra Erdoğan'ın yaptığı balkon konuşmasında verdiği fotoğraf milletin bu mağduriyeti ile gurur duyma ve milleti küçümseme değil midir? Nedir o öyle mahkemede aklanmamış evleri para kasaları dolu evlatlar ve Kur'an ile dalga geçen eski bir bakanla el ele tutuşup halkı selamlamalar!Oysa hem ekonomik sıkıntıdan kurtulup dünyanın en zengin, en müreffeh olma ve İslâm'ı doya doya yaşama imkânı bu milletin önüne Prof. Dr. Haydar Baş tarafından konmuştu; millet buna cesaret edemedi, korku Sırat-ı Müstakim'den ayakları kaydırdı, bâtılı Hakk göstermeyi başardı?
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015