Dünya genelinde 182 binden fazla insana bulaşarak 17 Mart itibariyle 7 bin 154 kişinin ölümüne neden olan koronavirüs salgınında ülkemizdeki vaka sayısı da 47'ye yükseldi.
Ülkemizde şu ana kadar salgın kaynaklı ölüm olmadı, inşallah da hiçbir can kaybetmeden bu hastalığın üstesinden gelebiliriz.
Her ne kadar virüs ilk olarak Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkmış olsa da artık salgında artık merkez Avrupa olmuş durumda.
Bu durum Türkiye'deki enfekte hastalardan da anlaşılıyor. Zira koronavirüs teşhisi kesinleşmiş 47 hastanın, çoğu ABD ve Avrupa'dan gelen vatandaşlarımız.
Salgını en ağır şekilde yaşayan ülke ise İtalya. Virüs nedeniyle İtalya'da dün bir günde 349 kişi hayatını kaybederken, ülke genelinde can kaybı sayısı 2 bin 158'e ulaştı. Bir başka Avrupa ülkesi İspanya'da ise ölü sayısı 491'e vaka sayısının ise 11 bin 178'e yükseldi.
Çin'i bir tarafa ayırırsak başta Avrupa ülkeleri olmak üzere aralarında Türkiye'nin de bulunduğu diğer bütün ülkeler bu salgına hazırlıksız yakalandı dersek yanılmış olmayız.
12 Aralık 2019'da ilk olarak Çin'de ortaya çıkan bu salgının Çin'in bir sorunu olarak kalacağı ya da çevresindeki birkaç ülkeyi de etkisi altına aldıktan sonra sönüp gideceğini düşünüyordu ülkeler.
Bu yüzdendir ki ilk başlarda 'çok abartılıyor' diyen ABD Başkanı Trump, geçtiğimiz günlerde ulusal acil durum ilan etmeyi gündemine aldı.
Şaşırtıcı mı?
Dünya Sağlık Örgütü'nün pandemi (küresel salgın) olarak nitelediği bu salgın karşısında ülkelerin hazırlıksız yakalanması şaşırtıcı mı?
Sizi bilmem ama ben hiç şaşırmadım.
Çünkü, sağlık sistemleri kapitalist zihniyetin esareti altına gireli onlarca yıl olmuş devletlerin, böyle salgın tehditleri karşısında vatandaşlarını düşünüp, hazırlık yapmaları kapitalizmin doğasına aykırıdır.
Zira parası olan istediğini alır, parası olmayan ise havasını kuralı kapitalizmde her zaman geçerlidir.
Hatta bu kriz dönemleri kapitalistler için büyük fırsatlar barındırır. Dezenfektan, kolonya ve maske fiyatlarının 3-5 kat artması ve karaborsaya düşmesi bundan dolayıdır.
İşin özü şudur; kapitalizm yıllardır düşman ilan edip yok etmek istediği sosyal devletin mezarı üzerinde inşa edilmiş eli kanlı bir sistemdir. Böyle bir anlayıştan düşman bildiği sosyal devlet kararları almasını beklemek ise abesle iştigaldir.
Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında alınan kararların, verilen hizmetlerin sosyal devlet kapsamında değerlendirilmesi de yanlıştır. Çünkü bugün yapılan bu masraflar salgını geride bıraktıktan sonra, dolaylı/dolaysız vergilerle vatandaşlardan kat be kat geri alınacaktır.
Acı acı fark ettiğimiz gerçekler
Bugün yaşadığımız salgında sağlık sistemlerinin yetersizlikten çöktüğünü, İtalya'da doktorların ekipman eksikliğinden dolayı hasta seçmek zorunda kalıp, ileri yaştaki bazı hastaları ölüme terk ettiğini görünce, gerçek sosyal devletin ne kadar uzaklarda kaldığını acı acı fark ettik.
Bu yaşadıklarımız, dünyanın yaşadıkları devletin ve de özellikle sosyal devletin ne kadar önemli olduğunu idrak edebilmemiz için bize ders olması gerekiyor.
Bu noktada gelmişken değinmeden geçemeyeceğimiz olgu, kapitalist düzlemde bir sosyal devletin mümkün olmayacağı gerçeğidir.
Buradan hareketle ekonomiye bir format atılması gerektiğini ve yeni bir düzlem, yeni bir işletim sistemiyle sosyal devletin kurulmasını esas alan bir aşamaya geçişin zaruri olduğu artık inkâr edilemez bir gerçektir.
Bu bağlamda Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünya çapında kabul görmüş ve formülleri uygulanan Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet/Milli Devlet tezi bu işin anayasası mesabesindedir.
Bu modelin gösterdiği yolda yürüyerek gerçek sosyal devleti, Prof. Dr. Baş'ın ifadesiyle 'baba devlet' anlayışını inşa ettiğimiz takdirde küresel olsun, yerel olsun hiçbir krizde insanlar bugün olduğu gibi yapayalnız kalmayacaklardır.
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023