İnsanlık tarihi bu Kur'ani hakikatin doğruluğunu ispat eden sayısız örneklerle doludur.Evet, Fatır Suresinin 43. ayeti bu değişmez gerçeğin altını, insanlığa yol gösterici olarak gönderilen son kitap olarak bir kere daha çiziyor.İnsanlık tarihinin sayısız örnekleri ortada iken ve İslam'ın temel kaynaklarının uyarıları gözler önünde iken, bir takım menfaatler, bir takım makam mevki uğruna bu işi meslek edinenleri anlamak mümkün değil.Masum insanlara tuzak üstüne tuzak kuranlar, rakip gördükleri insanlar için iftira üstüne iftira üretenler, ürettikleri iftiralar yüzünden darmadağın olan ailelere bizzat şahit olanlar bir de Müslümanlık iddiasında bulunmazlar mı?Büyük bir nasipsizlik demekten başka söz bulamıyoruz.Atalarımızın; "kişi kazdığı kuyuya kendi düşer" sözü ile özetledikleri gibi, ilim de bilim de tecrübe de göstermiştir ki, başkalarının başı için ördüğünüz çorap bir gün kendi başınıza geçer, başkaları için yola döşediğiniz muz kabuklarının üstünde gün gelir sırt üstü vurursunuz, başkalarına yamamak için ürettiğiniz iftira ve yalanlar gün gelir yakanıza yapışır.Mazlumların göz yaşlarını akıtmak için tuzak kuran, plan yapan zalimlere destek olanlar, gün gelir o zalimlerin çizmeleri altına serilirler.Kardeşleri zalimlerin tuzağına düşerken, "görmedim,duymadım, bilmiyorum" rollerine yatanlar gün gelir aynı zalimlerin oklarına hedef olurlar.Tarih böyle diyor, tecrübe böyle söylüyor ve günümüz olayları da bu gerçeği haykırıyor.İş işten geçmeden tevbe edip hatalardan dönmek ve fitne ile fesat ile geçen zamanı hayırlı işlerle telafi etmek en doğru olanıdır.İftira üretim merkezleri? İnsanların başlarına çorap örme merkezleri? Hissiz, hassasiyetsiz, neme lazımcı tipler üretim merkezleri? Müslümanlara, Allah ve peygamber düşmanlarını, vatan ve bayrak, bağımsızlık düşmanlarını sevdirme merkezleri?Bütün bunlar fesat ocaklarıdır ve bir Müslüman asla buralarda görev almamalıdır.Evet, kötü tuzak sahibini kuşatır, kişi kazdığı kuyuya kendi düşer."Olanca yeminleriyle yemin edip, eğer kendilerine uyarıcı bir peygamber gelecek olursa, elbette, ümmetlerden en ileri olanından daha çok doğru yolu bulacaklarını (söylemişlerdi). Ne vakit ki, kendilerine uyarıcı peygamber geldi, (aksine) bu onların ancak nefretini artırdı.Sebebi ise, yeryüzünde sırf böbürlenip büyüklük taslamak ve bir de kötü bir düzen kurmak istekleriydi. Halbuki kötü düzen, ancak onu kuranları sarıp başlarına çöker. Öncekilerin sonunu belirleyen (ilâhi) sünnetten (onun tecellisinden) başka ne beklerler? Ve sen, Allah'ın sünnetinde elbette bir değişiklik ve değişme bulamazsın; evet, sen Allah'ın sünnetinde bir döndürme, başkalaşma bulamazsın." (Fatır: 42-43)
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024