Koyun sesi, kurdun sesi, bir çıkıyor neyin nesi?

İzzet; sizlere ömür...

Zilletin bini bir para.

Vakar; rafa kaldırıldı...

Şahsiyetsizlik; dövizle atbaşı gidiyor.

Bülbüller küreselleşti karga oldu. Kargalar globalleşti baykuş oldu. Güvercinlerin, Yusufçukların seslerine bir hal oldu.

Tekmili birden bütün kuşların sesleri baykuş sesine inkılab etti.

"Vatanım vatanım" diyenler şimdi "satalım satalım" diye tempo tuttular.

Koyun izi kurt izine karıştı. Bu da bir şey mi ki? Sesleri bile aynileşti. Sanki herkes "satalım"da ittifak halinde.

Koyun meliyor satalım diye, kurt uluyor satalım diye.

Sözü şaire bırakalım halimizi tasvir etsin:

"Öyle bir zamana düştük

Küfrün adı iman oldu

Doğru dürüst gider iken

Hakk'ın yolu duman oldu

Koyun sesi, kurdun sesi

Bir çıkıyor neyin sesi

Adamın adam sevmesi

Geçti hayli zaman oldu."

Bu milletin vatan, bayrak hassasiyetini istismar ederek iktidar koltuğuna kurulanların devr-i iktidarlarında vatana haciz geldi. Evet, evet haciz edilmiş bir ülke haline geldik. Boyunlarında koca koca haçlarla Avrupalı icra memurları gelip kapımıza dayandı.

Çember her gün biraz daha daralıyor. Boğazımıza geçirilen yağlı sicim halkası atılan her imzada, çıkarılan her yasada biraz daha küçülüyor. Cellatlarımız zevkten dört köşe, ellerini oğuşturuyorlar. Sandalyemizi tekmeleyecekleri anı sabırsızlıkla bekliyorlar.

Bu gerçekleri ben biliyorum, görüyorum, siz biliyorsunuz görüyorsunuz, en büyük şehrin göbeğinde oturandan en ücra köyde oturana kadar bütün bir millet biliyor, görüyor da bizim sevgili vekillerimiz, yöneticilerimiz mi bilmiyor, göremiyor? Geriye tek bir ihtimal kalıyor, o da; bu milletin, bu vatanın apaçık bir ihanetle karşı karşıya olduğu gerçeği.

Allah'tan korkmayan, kullardan utanmayan, çocuklarına hesap verme endişesi olmayan, ecdadını unutmuş, tarih şuurundan yoksun ve vatan düşmanları ile kuzu sarması pozlar sergileyen bu insanların imza yetkileri derhal alınmalıdır.

İzzetimizi koruyalım, çarık giymeye razıyız.