Hafta başındaki kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Esnafımız için Halkbank vasıtasıyla 60 ay vadeyle ve yüzde 7.5 faiz oranıyla istifade edebilecekleri 100 milyar liralık bir kredi kampanyası başlatıyoruz" diye konuşmuştu.
Bu kredinin verilip verilemeyeceği ya da hangi kaynaktan verileceği ayrı bir tartışma konusu.
Ancak biz Sayın Erdoğan'dan 'Nas var, faize karşıyım' sözlerini duymuştuk.
Dolayısıyla müjde gibi lanse edilmeye çalışılsa da değil yüzde 7.5, yüzde 0.1 olsa dahi faiz haramdır. Yani faizin azı da çoğu da haramdır.
Eylül ayında yaptığı bir açıklamada, "20 senedir sanki ülkeyi ben yönetiyorum, bugün çıkmış 'faiz haram' diyorlar. Günaydın arkadaşım!" diyen BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, "Haydi delikanlıysan, 'hodri meydan' diyorum; üç tane devlet bankası sayalım Vakıfbank, Ziraat Bankası ve Halkbank. Sen bu bankalarla çiftçiye, asgari ücretliye, işçiye, esnafa sıfır faizle kredi ver, elinden tutan mı var?" ifadeleriyle hükümeti devlet bankalarından vatandaşa faizsiz kredi vermeye çağırmıştı.
Demek ki, BTP lideri Hüseyin Baş'ın 'hodri meydan' diyerek yaptığı 'faizsiz kredi verin' çağrısını yerine getirebilecek kadar bir babayiğitlik yok iktidardakilerde…
Bir de 'nasıl olsa yüzde 7.5 faizli krediye dahi takla atacak bir vatandaş topluluğu varken, neden sıfır faizli kredi verelim' düşüncesi var mevcut politikacılarda. Gizli ya da açık her kapitalistte görülebilecek bir düşünce biçimi bu malumunuz.
Dolayısıyla da oranı ne kadar düşük olursa olsun, faizli verilecek bir kredi asla esnafa ve vatandaşa yardım ya da ihsan değildir.
Çünkü 100 bin lira kredi kullanan vatandaş borcunu 100 bin lira olarak geri ödeyemeyecektir.
Yıllar önce İstanbul'a yakın bir şehirde iş insanlarıyla bir araya gelen merhum hocam Prof. Dr. Haydar Baş, düşük faizli kredi alınması konusunda sorulan bir soruya, "Sakın krediye bulaşmayın. Sıfır faizle kredi verseler bile sakın almayın, çünkü batarsınız" demişti. Batmalarının sebebini de vatandaşın alım gücü olmadığı için ürettikleri ürünü satacak müşteri bulamayacaklarını söyleyerek özetlemişti.
Gerçekten de Haydar Baş hocamın bu tavsiyesini dinlemeyen ve 'çok düşük faiz' diye krediye bulaşanların çoğu batmıştı.
Bu olay yanılmıyorsam 12-13 yıl evvel yaşanmıştı.
Şimdi ise Türkiye ekonomisi o günlerden çok daha kötü durumda.
Halkın alım gücü ise tam anlamıyla berbat denilecek seviyede. Milyonlarca vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılayabilirse kendini şanslı hissettiği bir dönem yaşıyoruz.
Dolayısıyla son açıklandığı gibi kredi kampanyalarının tarafları arasında kesinlikle ama kesinlikle kâr edecek olanlar yalnızca bankalardır.
Ama o krediyi kullanan vatandaş, o parayla ürettiği ürünü zamanında ve yeterli bir kâr marjıyla satamazsa ne bankaya olan borcunu ödeyebilecek ne de bir kuruş kâr edebilecektir.
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024