Küresel türbülans yaşanıyor
Sabancı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Keyman, İstanbul'da düzenlenen bir panelde yaptığı konuşmada, dünyanın küresel bir türbülans içinde bulunduğuna işaret ederek, "Ekonomik kriz, savaş, açlık hepsi bir arada" dedi.
23.12.2018 00:00:00





Bilim ve Sanat Vakfı (BİSAV) Küresel Araştırmalar Merkezi tarafından İstanbul'da "2018'de Türk Dış Politikası" başlıklı panel düzenlendi. Panelde konuşan Sabancı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Keyman, dünyanın 2008'de ekonomi ve 2011'de güvenlik alanında başlayan bir küreselleşme krizi ile karşı karşıya olduğunu ve bunun çoklu kriz ile devam ettiğini belirterek, "Küresel bir türbülans içinde yaşıyoruz. Ekonomik kriz, savaş, açlık hepsi bir arada" dedi.
Keyman, çoklu krizlerin aynı zaman da fırsatları da beraberinde getirdiğini vurgulayarak, yaşanan süreçte fırsattan ziyade krizlerin de devam edeceğini söyledi. Küresel türbülansın yaşandığı bölgelerden birinin de Orta Doğu olduğunu dile getiren Keyman, şöyle konuştu: "Türkiye; hem küresel hem bölgesel türbülans temelinde, krizin tam merkezinde yer alan bir ülke. Bu küresel krize çözüm bulunamamasının nedenlerinden bir tanesi bunun Batı'nın krizi olması... Modernite, kültürel, siyaset, demokrasi anlamında Batı'nın krizi eş zamanda yaşanıyor. Bu anlamda örneğin Transatlantik ilişkiler dediğimiz zaman o bağlamda da ciddi bir kriz yaşanıyor.
Böyle olduğu için Türkiye de biraz yaşamakla birlikte 'Trump faktörü' denilen, demokrasinin zayıfladığı, milliyetçiliğin arttığı -ister göçmen düşmanlığı olsun, ister İslam düşmanlığı veya korkusu olsun- içe kapanmanın Batı ülkelerinde yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Bu süreç sağcı, ırkçı partilerin ve liderlerin güçlenmesine yol açıyor, İkinci Dünya Savaşına giden süreçteki gibi. Yani küreselleşme türbülansa giriyor. Küresel ve bölgesel bir türbülans altındayız."
Keyman, çoklu krizlerin aynı zaman da fırsatları da beraberinde getirdiğini vurgulayarak, yaşanan süreçte fırsattan ziyade krizlerin de devam edeceğini söyledi. Küresel türbülansın yaşandığı bölgelerden birinin de Orta Doğu olduğunu dile getiren Keyman, şöyle konuştu: "Türkiye; hem küresel hem bölgesel türbülans temelinde, krizin tam merkezinde yer alan bir ülke. Bu küresel krize çözüm bulunamamasının nedenlerinden bir tanesi bunun Batı'nın krizi olması... Modernite, kültürel, siyaset, demokrasi anlamında Batı'nın krizi eş zamanda yaşanıyor. Bu anlamda örneğin Transatlantik ilişkiler dediğimiz zaman o bağlamda da ciddi bir kriz yaşanıyor.
Böyle olduğu için Türkiye de biraz yaşamakla birlikte 'Trump faktörü' denilen, demokrasinin zayıfladığı, milliyetçiliğin arttığı -ister göçmen düşmanlığı olsun, ister İslam düşmanlığı veya korkusu olsun- içe kapanmanın Batı ülkelerinde yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Bu süreç sağcı, ırkçı partilerin ve liderlerin güçlenmesine yol açıyor, İkinci Dünya Savaşına giden süreçteki gibi. Yani küreselleşme türbülansa giriyor. Küresel ve bölgesel bir türbülans altındayız."
Demokrasi bitiyor mu?
Prof. Dr. Keyman, tüm dünyada demokrasinin geri çekildiği, güvenlik ve ekonominin ön plana çıktığı ve bunun liderler tarafından götürüldüğü yeni bir evreye girildiğini söyledi. Küresel türbülansın Orta Doğu'ya yansımasına bakıldığında önemli süreçlerin yaşandığını belirten Keyman, "Irak ve Suriye'nin çökmesi Türkiye'ye güvenlik riski olarak yansıyor. İkincisi, buralarda iç savaşla, terörle bir insan akını var ve biz buna mülteci krizi diyoruz. Üçüncüsü de burada büyük güçlerin, bu coğrafyada yaptığı hegemonya savaşı.
Böyle olunca Türkiye burada transatlantik ilişkilere şüpheci yaklaşıyor. O yüzden de bazı kilit ülkelerle ittifaklar yaparak kendi güvenliğini korumaya çalışıyor. Bunlara 'esnek ittifaklar' diyorum. Küreselleşme krizi arttıkça kurumsal ittifaklardan çok esnek ittifaklar önem kazanacak diye düşünüyorum. Esnek ittifakları 2018'de gördük, 2019'da özellikle Suriye bağlamında devam edeceğini göreceğiz. ABD'nin askerlerini Suriye'den çekeceğini açıklamasından sonra Türkiye başka bir alanda ABD ile ilişki kurabilir" ifadelerini kullandı.
Böyle olunca Türkiye burada transatlantik ilişkilere şüpheci yaklaşıyor. O yüzden de bazı kilit ülkelerle ittifaklar yaparak kendi güvenliğini korumaya çalışıyor. Bunlara 'esnek ittifaklar' diyorum. Küreselleşme krizi arttıkça kurumsal ittifaklardan çok esnek ittifaklar önem kazanacak diye düşünüyorum. Esnek ittifakları 2018'de gördük, 2019'da özellikle Suriye bağlamında devam edeceğini göreceğiz. ABD'nin askerlerini Suriye'den çekeceğini açıklamasından sonra Türkiye başka bir alanda ABD ile ilişki kurabilir" ifadelerini kullandı.
Rusya, ABD'ye meydan okudu
Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Başkanı Prof. Dr. Mesut Özcan ise eski ABD Başkanı Barack Obama dönemine kadar Orta Doğu'nun geneli itibariyle ABD'nin denetiminde bulunduğunu, 2015'ten sonra Rusya'nın denge amaçlı bölgeye geldiğini ve ABD hakimiyetinin eskisi gibi güçlü olmadığını söyledi. Arap Baharı sürecinin devam ettiğini, Orta Doğu'nun hala bir geçiş döneminde olduğunu belirten Özcan, "Devlet aktörleri kadar devlet altı aktörler de önemli roller oynuyor. IŞİD, Hizbullah, PKK gibi. Tüm bunlar Türkiye ve diğer ülkeler için güvenlik temelli politika uygulamayı zorunlu kılıyor" dedi. HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.