Bardağın dolu tarafından bakmak her zaman iyimserlik olarak nitelendirilmemeli bence. Bu, bazen saflık, bazen kolaycılık gibi geliyor bana.
Günlerdir, hatta haftalardır NATO Zirvesiyle yatıp NATO Zirvesiyle kalktık. En önemlisi mevzuları Afganistan ve Irak olan bu toplantının amacı aslında Amerika'nın buraları talan ederken yüzüne gözüne bulaştırdığı pisliği temizlemesine yardımcı olmak. Bu İkinci Dünya Savaşından sonra perişan durumdayken Marşal yardımıyla az çok kendine gelen Avrupa'nın hala unutamadığı minnet hislerinin bir ifadesi midir, yoksa birbirleriyle olan tarihi ve dini bağlarıyla "ortak düşman" anlayışının bir yansıması mıdır? Gerekliliği ve meşruluğu bile tartışılır böyle bir kurumun Türkiye ve diğer Müslüman coğrafyası hakkında hayırlı ve selametli kararlar alıp uygulayacağını ve yardımcı olacağını düşünmek safdillikle açıklanabilir bir şey değil.
Bu adamların, menfaatleri olduğu her zaman bizi pohpohlayıp bayram değil-seyran değil öpücüğü vermeleri hiç de iyiye alamet değil. Bush, daha ülkemize gelmeden "AB Türkiye ile müzakereleri başlatmalıdır" buyrukları verip, PKK/Kongra-Gel ile ilgili bizim hoşumuza gidecek açıklamalar yapıp, barış ve dostluk mesajları vermesi kafa karıştırıcı bile değil, mide bulandırıcıdır.
Her önemli meselede Türkiye'nin yumuşak karnı mesabesindeki mevzular ön plana çıkartılıp "yanınızdayız" deniyor. Fakat bu açıklamalar yardım ve destek vaadinden çok şantaja benziyor, "yardımcı olmazsanız tam tersini yaparız, ona göre." Bir nevi aba altından sopa göstermek ..
Verdikleri sözü tutmama konusunda kabarık bir sabıkaya ve engin deneyimlere sahip Amerika'nın Nato Zirvesi öncesinde bu tip açıklamalar yapması Türkiye ve diğer bazı devletlere beyaz güvercinler uçurması ilk kez olan bir şey değil ki. Kaldı ki Irak'ta burnuna kadar pisliğe batmış durumda ve bu yüzden Türkiye'ye çok fazla ihtiyacı var.
Bush'un Türkiye'ye bu kadar sıcak mesajlar vermesi, gülücükler dağıtması, Türk Askerine Türkçe selam vermesi aslında hiç de doğal şeyler değil. Arkasından kim bilir neler isteneceği ya da istendiğini herhalde zaman içinde göreceğiz.
Ümit ederim Türkiye bu sefer elinin çok kuvvetli olduğunu hakkıyla görür ve değerlendirir.
Günlerdir, hatta haftalardır NATO Zirvesiyle yatıp NATO Zirvesiyle kalktık. En önemlisi mevzuları Afganistan ve Irak olan bu toplantının amacı aslında Amerika'nın buraları talan ederken yüzüne gözüne bulaştırdığı pisliği temizlemesine yardımcı olmak. Bu İkinci Dünya Savaşından sonra perişan durumdayken Marşal yardımıyla az çok kendine gelen Avrupa'nın hala unutamadığı minnet hislerinin bir ifadesi midir, yoksa birbirleriyle olan tarihi ve dini bağlarıyla "ortak düşman" anlayışının bir yansıması mıdır? Gerekliliği ve meşruluğu bile tartışılır böyle bir kurumun Türkiye ve diğer Müslüman coğrafyası hakkında hayırlı ve selametli kararlar alıp uygulayacağını ve yardımcı olacağını düşünmek safdillikle açıklanabilir bir şey değil.
Bu adamların, menfaatleri olduğu her zaman bizi pohpohlayıp bayram değil-seyran değil öpücüğü vermeleri hiç de iyiye alamet değil. Bush, daha ülkemize gelmeden "AB Türkiye ile müzakereleri başlatmalıdır" buyrukları verip, PKK/Kongra-Gel ile ilgili bizim hoşumuza gidecek açıklamalar yapıp, barış ve dostluk mesajları vermesi kafa karıştırıcı bile değil, mide bulandırıcıdır.
Her önemli meselede Türkiye'nin yumuşak karnı mesabesindeki mevzular ön plana çıkartılıp "yanınızdayız" deniyor. Fakat bu açıklamalar yardım ve destek vaadinden çok şantaja benziyor, "yardımcı olmazsanız tam tersini yaparız, ona göre." Bir nevi aba altından sopa göstermek ..
Verdikleri sözü tutmama konusunda kabarık bir sabıkaya ve engin deneyimlere sahip Amerika'nın Nato Zirvesi öncesinde bu tip açıklamalar yapması Türkiye ve diğer bazı devletlere beyaz güvercinler uçurması ilk kez olan bir şey değil ki. Kaldı ki Irak'ta burnuna kadar pisliğe batmış durumda ve bu yüzden Türkiye'ye çok fazla ihtiyacı var.
Bush'un Türkiye'ye bu kadar sıcak mesajlar vermesi, gülücükler dağıtması, Türk Askerine Türkçe selam vermesi aslında hiç de doğal şeyler değil. Arkasından kim bilir neler isteneceği ya da istendiğini herhalde zaman içinde göreceğiz.
Ümit ederim Türkiye bu sefer elinin çok kuvvetli olduğunu hakkıyla görür ve değerlendirir.
Hüma Gökçe / diğer yazıları
- Gerçek milliyetçilik / 03.05.2013
- İttihatçılardan günümüze / 13.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-7 / 05.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-6 / 01.06.2011
- Şark meselesi, Girit meselesi, Kürt meselesi / 25.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-5 / 22.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi - 4 / 14.05.2011
- Abdülhamid Han, milliyetçilik ve küreselleşme / 12.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-3 / 07.05.2011
- Büyük birader / 04.05.2011
- İttihatçılardan günümüze / 13.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-7 / 05.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-6 / 01.06.2011
- Şark meselesi, Girit meselesi, Kürt meselesi / 25.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-5 / 22.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi - 4 / 14.05.2011
- Abdülhamid Han, milliyetçilik ve küreselleşme / 12.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-3 / 07.05.2011
- Büyük birader / 04.05.2011