Herkes bir tarafa çekiyor. Böyle giderse Türkiye'de ne üniter yapı, ne de birlikte ve beraberlik kalacak.
Başkanlık sisteminin yılmaz savunucusu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2013 yılında farklı farklı ortamlarda yaptığı bazı konuşmalarında Osmanlı'da Kürdistan ve Lazistan eyaletlerinin bulunduğuna vurgu yaparak, "Güçlü bir Türkiye asla eyalet sisteminden korkmamalıdır" dediği orta çıktı.
Erdoğan'ın iki yıl önce sarf ettiği bu sözleri tekrar okuyunca hâlihazırda Güneydoğu'da maksatlı bir şekilde kışkırtılan gerginlik yüzünden Türkiye'nin gündemine sokulan özerklik tartışmalarında Kürtler öne sürülüyor ama asıl niyet, Lazlara özerklik vermek mi diye düşünmeden edemedim.
Öyle ya Kürdistan ifadelerine artık alışan Türkiye'nin gündemine Lazistan ifadesini ilk Cumhurbaşkanı Erdoğan sokmuş oldu.
Erdoğan'ın söylediğinden hareket edecek olursak, eyalet sisteminden korkmamız gerektiği gerçeğiyle yüzleşmekten başka çaremiz yok.
Neden mi?
Çünkü ortada güçlü bir Türkiye yok?
37 milyar dolara ulaşan cari açık, 65 milyar doları aşan dış ticaret açığı, 20 milyar TL'ye ulaşan bütçe açığı veren Türkiye'ye kimse 'güçlü' demiyor.
Güçlü Türkiye söylemini boşa çıkaran sadece ekonomideki veriler değil.
Güneydoğu'sunda birçok il ve ilçede sokaklara girilemediği, günlerce sokağa çıkmanın yasaklandığı, 300 bine yakın vatandaşın can güvenliği endişesiyle göç etmek zorunda bırakıldığı, şehre inmiş eşkıyayla mücadele etmekte aciz kalındığı bir dönemi yaşayan, siyasilerin çözüm süreci ve açılım diyerek iç savaş ve bölünmenin eşiğine getirdiği Türkiye, ister kabul edin ister etmeyin güçlü bir ülke izlenimi vermiyor.
Rusya'yla karşı karşıya kalan, Suriye, Irak, İran, Mısır, Libya gibi en yakında komşu ülkelerle büyük sorunlar yaşayan Türkiye'nin güçlü olduğu söylemini AKP'nin kendi seçmeni bile artık inandırıcı bulmuyor.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifade ettiği 'güçlü Türkiye ortada olmadığına göre eyaletleşmeyi ve Türkiye'yi eyaletlere bölünmeye mecbur edecek başkanlık sistemini tartışmanın ne yeri ne de zamanıdır.
Erdoğan'ın eyalet sistemini konusunda örnek gösterdiği Osmanlı bugün nerededir?
Darmadağın oldu.
Osmanlı'nın hızla darmadağın olmasının altında yatan en önemli nedenlerden biri de üniter yapıya sahip olmaması, eyaletlere bölünmüş olmasıydı.
Eyaletlere ayrılmış bir imparatorluğun nasıl hızla yerle bir olduğunu hiç akıldan çıkarmadan, sorunlar yumağı bir durumda olan Türkiye'nin başkanlık sistemi dayatmasıyla eyaletleşmesi durumunda nasıl un ufak olacağını varın siz hayal edin.
Kaldı ki, Kürtlere Kürdistan verdiniz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da söylediği gibi Lazlara da Lazistan'ı verdiniz, Türklere ne vereceksiniz? Türkistan'ı mı?
Kendilerinin Pontus Rum'u olduğunu söyleyenler Pontus'u kurmak isterlerse, diğer etnik kökene sahip halklar da özerlik isterse ne yapacaksınız? Türkiye güçlü bir devlet onlara da istediğini verelim mi diyeceksiniz?
2 Ocak'ta Yeni Mesaj'da açıklamaları yayınlanan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, üniter yapısını kaybetmiş bir Türkiye'nin bir daha asla geri döndürülemeyeceğine dikkatleri çekmiş ve "Eğer Türkiye bu üniter yapısını kaybederse, Türkiye parçalandığı zaman onu asla geriye döndüren bir irade gelemez" demişti.
Prof. Dr. Baş'ın uyarılarının ışığı altında Türkiye'nin, parlamenter sistemin, üniter yapının ve sahip olduğumuz diğer değerlerimizin kıymetini bilmek zorundayız.
İş işten geçtikten sonra dövünmek kaybettiklerimizi geri getirmeyecektir.
Başkanlık sisteminin yılmaz savunucusu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2013 yılında farklı farklı ortamlarda yaptığı bazı konuşmalarında Osmanlı'da Kürdistan ve Lazistan eyaletlerinin bulunduğuna vurgu yaparak, "Güçlü bir Türkiye asla eyalet sisteminden korkmamalıdır" dediği orta çıktı.
Erdoğan'ın iki yıl önce sarf ettiği bu sözleri tekrar okuyunca hâlihazırda Güneydoğu'da maksatlı bir şekilde kışkırtılan gerginlik yüzünden Türkiye'nin gündemine sokulan özerklik tartışmalarında Kürtler öne sürülüyor ama asıl niyet, Lazlara özerklik vermek mi diye düşünmeden edemedim.
Öyle ya Kürdistan ifadelerine artık alışan Türkiye'nin gündemine Lazistan ifadesini ilk Cumhurbaşkanı Erdoğan sokmuş oldu.
Erdoğan'ın söylediğinden hareket edecek olursak, eyalet sisteminden korkmamız gerektiği gerçeğiyle yüzleşmekten başka çaremiz yok.
Neden mi?
Çünkü ortada güçlü bir Türkiye yok?
37 milyar dolara ulaşan cari açık, 65 milyar doları aşan dış ticaret açığı, 20 milyar TL'ye ulaşan bütçe açığı veren Türkiye'ye kimse 'güçlü' demiyor.
Güçlü Türkiye söylemini boşa çıkaran sadece ekonomideki veriler değil.
Güneydoğu'sunda birçok il ve ilçede sokaklara girilemediği, günlerce sokağa çıkmanın yasaklandığı, 300 bine yakın vatandaşın can güvenliği endişesiyle göç etmek zorunda bırakıldığı, şehre inmiş eşkıyayla mücadele etmekte aciz kalındığı bir dönemi yaşayan, siyasilerin çözüm süreci ve açılım diyerek iç savaş ve bölünmenin eşiğine getirdiği Türkiye, ister kabul edin ister etmeyin güçlü bir ülke izlenimi vermiyor.
Rusya'yla karşı karşıya kalan, Suriye, Irak, İran, Mısır, Libya gibi en yakında komşu ülkelerle büyük sorunlar yaşayan Türkiye'nin güçlü olduğu söylemini AKP'nin kendi seçmeni bile artık inandırıcı bulmuyor.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifade ettiği 'güçlü Türkiye ortada olmadığına göre eyaletleşmeyi ve Türkiye'yi eyaletlere bölünmeye mecbur edecek başkanlık sistemini tartışmanın ne yeri ne de zamanıdır.
Erdoğan'ın eyalet sistemini konusunda örnek gösterdiği Osmanlı bugün nerededir?
Darmadağın oldu.
Osmanlı'nın hızla darmadağın olmasının altında yatan en önemli nedenlerden biri de üniter yapıya sahip olmaması, eyaletlere bölünmüş olmasıydı.
Eyaletlere ayrılmış bir imparatorluğun nasıl hızla yerle bir olduğunu hiç akıldan çıkarmadan, sorunlar yumağı bir durumda olan Türkiye'nin başkanlık sistemi dayatmasıyla eyaletleşmesi durumunda nasıl un ufak olacağını varın siz hayal edin.
Kaldı ki, Kürtlere Kürdistan verdiniz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da söylediği gibi Lazlara da Lazistan'ı verdiniz, Türklere ne vereceksiniz? Türkistan'ı mı?
Kendilerinin Pontus Rum'u olduğunu söyleyenler Pontus'u kurmak isterlerse, diğer etnik kökene sahip halklar da özerlik isterse ne yapacaksınız? Türkiye güçlü bir devlet onlara da istediğini verelim mi diyeceksiniz?
2 Ocak'ta Yeni Mesaj'da açıklamaları yayınlanan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, üniter yapısını kaybetmiş bir Türkiye'nin bir daha asla geri döndürülemeyeceğine dikkatleri çekmiş ve "Eğer Türkiye bu üniter yapısını kaybederse, Türkiye parçalandığı zaman onu asla geriye döndüren bir irade gelemez" demişti.
Prof. Dr. Baş'ın uyarılarının ışığı altında Türkiye'nin, parlamenter sistemin, üniter yapının ve sahip olduğumuz diğer değerlerimizin kıymetini bilmek zorundayız.
İş işten geçtikten sonra dövünmek kaybettiklerimizi geri getirmeyecektir.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023