Türkiye'nin sürüklendiği badire, "kuru hamaset" noktasını çoktan aştı. Ekonomi alanındaki çöküş, artık "kurusıkı hamaset"i kaldırmıyor. Besleme medyanın pembe tablolarını veya ekonomi yönetiminin uydurmalarını, mutfaktaki yangın yalanlıyor, kapanan işyerleri yalanlıyor, işsizlikle kıvranan milyonlar yalanlıyor. Dış politikada vaziyetimiz malum? En az ekonomideki kadar vahim.ABD ile stratejik ortaklıkta gelinen kahredici hale bakın, AB ile tek yanlı tavizkar ilişkilerimize bakın. Ermenistan'ın soykırım yalanında aldığı yola bakın. Kıbrıs, Ege, Kuzey Irak meselelerimizde verdiğimiz gediklere ve tavizlere bakın. Yanı başımızda kurulan karton Yahudi Kürdistan oluşumuna göz atın. Önce Suriye'ye, oradan da bize doğru sarkarak Arz-ı Mev'ud inancını inancıyla Fırat-Dicle havzasına çöreklenme iştahı kabartan İsrail ile münasebetlerimize, bu İsrail'in bölgede nasıl ince kıyım ilerlediğine, bu arada Refahyol koalisyonunun yaptığı anlaşmalar ekseninde İsrail'e askeri alanda verdiğimiz stratejik istihbaratlara ve Konya'da verdiğimiz uçuş eğitimine bakın Allah aşkına.Türk milleti, bu adımların, bu ilişkilerin hangisinden fayda gördü?! Ne gördük?!Kan ve gözyaşı gördük. Teröre kurban verdik, vermeye devam ediyoruz. Başımıza çuval geçirildi. Adımız soykırımcıya çıktı. Bölgede inisiyatifimiz kalmadı.Türkiye, bölgesinde ve uluslar arası arenada adeta "şamar oğlanı"na çevrildi. Türkiye, Amerikan conilerinin, PKK'nın, Barzani'nin, Ermenistan'ın maskarası haline döndürüldü.Türkiye, sanki bir büyük savaştan çıkmış. Türkiye, sanki savaş kaybetmiş; dolayısıyla taviz üstüne taviz vermek zorundaymış... Savaş kaybedenler bile, Türkiye'nin kaybettiği kadar onurlarından taviz vermiyorlar.Terörle mücadele ve milli güvenliğimiz bağlamında vaziyetimiz ortada. Sosyal dokularımızın dağıtılmışlığı, etnik ve dinsel bölünmede ekseninde alınan mesefa oldukça vahim?Kimin umurunda bütün bunlar?! Kimin çaresi ve çözümü var bütün bu gelişmelere?!Maalesef hiç kimsenin?Kimi koltuğunun rantı peşinde, kimi beslene-geldiği rantının kurumaması çabasında, kimi de kuru hamasetle vakit geçirme telaşında? Politikacılarımızın ve sivil-asker kimi devlet erkanının incir kabuğunu doldurmayacak türden laf dalaşları ise işin cabası? En vatanperverinin hali veya ara-sıra milli damarı kabaranların ahvali, sadece konjonktüre uygun "kurusıkı hamaset" nutukları atmaktır. 15 kurban verdiğimiz gün, birlik ve beraberlik beyanatları vermek, başsağlığı mesajları yayınlamak, teröre karşı kükremek bugüne kadar neyi halletti, neyi hallediyor?! Kuru sıkı "milli atış"larla hiçbir problem halledilemez. Bu kurusıkı milli atışlarla bugüne kadar geldik; hep zarar ettik, hep taviz verdik, hep kan kaybettik. Bir arpa boyu yol aldık diyebilen varsa beri gelsin?Vakit, milli ve bağımsız bir devlet politikası zamanıdır; devlet tiyatrosu zamanı değildir.Devlet ve millete ait kronik problemler, ekonomi gerçeğimiz, devlet-millet ilişkimiz ve sosyal dokumuzdaki dağılmışlığımız, iç politika, dış politika ve askeri vaziyetimiz, yerel ve küresel oyunlar karşısında milli duruşumuz ve bütün bu sahalara ilişkin somut çözümlerimiz gibi iç içe girmiş bir çok gerçeğin bir arada düşünülüp hesap edilerek üstesinden gelinebilecek meselelerdir.Kurusıkı hamaset nutukları atanlar çok, milletin gazını almak için milli çıkışlar yapanlar çok? Ama Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tan başka bu meselelerde somut ve reel çözümler sunan maalesef yok.Türkiye ve siviliyle-askeriyle topyekün Türk milleti bu gerçeği idrak edene kadar, daha çok kan kaybedeceğiz, daha çok kaynak ve toprak kaybedeceğiz? Ne kadar erken fark ve idrak edersek, Türkiye o kadar erken kurtulur.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019