24 Temmuz, Lozan Barış Anlaşması'nın imzalanmasının 93. yıldönümüydü. Bazı batı güdümlü tarihçi ve siyasetçilerin ''Lozan hezimettir'' yalanını ortaya atmalarıyla kimlere hizmet ettiklerine gün geçtikçe daha çok şahit oluyoruz.
Öncelikle Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ıngünün anlam ve önemiyle ilgili ''Lozan Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu niteliğindedir'' ifadesi Lozan'ın hezimet olduğu yalanının ifşa edilmesi konusunda çok önemlidir. (http://www.tccb.gov.tr/basin-aciklamalari/365/49743/lozan-baris-antlasmasinin-93-yil-donumu.html).
Bugüne kadar Lozan'ı eleştiren Erdoğan'ın fikrini değiştiren en büyük sebep Amerikan güdümlü FETÖ yapısının Cumhuriyeti'mizi kast eden darbe girişimi olsa gerek. Çünkü Lozan'ın karalanması ve itibarsızlaştırılması tamamen bir ABD projesiydi. Zaten Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu olan Lozan'ı tanımayan tek ülkenin ABD olması da bu sebeple tesadüf değildir.
Lozan zafer değil, hezimettir diye geveleyenler, o anlaşmanın nasıl kan ve gözyaşı ile dolu senelerin ardından hangi şartlarda imzalandığını düşünmeyi bir türlü akıl edemeyip, yıllardan beri ''Lozan'ı zafer zannetmeyin, apaçık bir yenilgidir, Türkiye'yi ele geçirme planıdır'' palavrasını atanlar uydurdukları maddeleri halka anlatarak akıllarını çelmeye çalışmaktan geri durmadılar. Maalesef bunda kısmen de olsa başarılı oldular.
1- Lozan anlaşması son kullanım tarihi olan, yani birilerinin dediği gibi 2023'te sona erecek olan bir anlaşma değildir. Bu anlaşma Türkiye Cumhuriyeti var oldukça devam edecektir. Lozan, Türkiye Cumhuriyeti'nin tam bağımsızlığını tüm dünyaya tescil ettirdiği anlaşmadır.
2- Lozan'da "gizli maddeler" var ifadesi tamamıyla bir safsatadır. Gizli madde var deyip anlaşmayı hezimet olarak niteleyenler Lozan'ı karalamak için kendilerine zemin hazırlayan İngiliz istihbaratının Türkiye görevlisi olan püsküllü fes takan tarihçilerdir.
3- Özellikle geçtiğimiz seçimlerde gündem olan "Petrollerin ve madenlerin çıkarılması 2023'e kadar yasaktır" maddesi tabi ki kuyruklu bir yalandır ve Lozan'da kesinlikle yer almamaktadır. Nitekim 1923-1950 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti madenlerini çıkarmış, işlemiş ve satmıştır. Mustafa Kemal Atatürk bu amaçla bizzat Etibank'ı kurmuştur. Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nün kuruluş amacı da budur. Kaynaklara baktığınızda Atatürk'ün zamanında ülkemizin madenlerin çıkarılıp işlenmesi konusunda dünya liderliğine yükseldiğine şahit olacaksınız. Zaten son yıllarda ülkemizde birçok maden kazası meydana geldi, eğer ki madenler işletilememiş olsaydı bu kazalarda can kayıpları yaşanmazdı. Bu en basit örnek. Ülkemizde madenleri işleten firmalar ise maalesef çoğunlukla Yahudi firmaları. Verilen maden arama ve çıkarma ruhsatları sayesinde ülkemizin her köşesinde madenler talan ediliyor.
4- Lozan'da dikkat edilmesi gereken mevzulardan birisi Atatürk'ün "Müslüman halk Türk, gayrimüslimler ise azınlıktır" tanımıdır. İşgal devletleri İsmet İnönü'ye Kürtler azınlıktır maddesini koymak isterken, konu Gazi Mustafa Kemal Atatürk bunu reddetmiştir.
Sonuç olarak 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Barış Anlaşması Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu ve bağımsızlığının simgesidir. 1950 yılına kadar bu bağımsızlık devam etmiştir. Sonrasında yapılan anlaşmalarda ülkemiz önemli konularda tekrar bağımlı olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti hakkında bu kadar önemli bir konuda sosyal medyada ve sokaklarda dolaşan bilgi kirliliği varken bu yalancıların insanlarımızıkandırabilmeleri hiç şaşırtıcı değildir. Unutulmamalıdır ki bu ülke, lazı, kürdü, çerkezi, boşnağı, arabı ve bütün etnik kökenleriyle bir yürek bir bilektir, Türk milletidir.
Lozan aynı zamanda birlik ve beraberliğimizin de tapusudur. İnşallah ileriki günlerde Lozan'la ilgili yalanları kaynaklarıyla birlikte sizlerle paylaşacağım. Bu vesileyle bize bağımsız, demokratik, laik bir ülke emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşları'nı rahmetle anıyorum. Ruhları şad olsun.
Öncelikle Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ıngünün anlam ve önemiyle ilgili ''Lozan Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu niteliğindedir'' ifadesi Lozan'ın hezimet olduğu yalanının ifşa edilmesi konusunda çok önemlidir. (http://www.tccb.gov.tr/basin-aciklamalari/365/49743/lozan-baris-antlasmasinin-93-yil-donumu.html).
Bugüne kadar Lozan'ı eleştiren Erdoğan'ın fikrini değiştiren en büyük sebep Amerikan güdümlü FETÖ yapısının Cumhuriyeti'mizi kast eden darbe girişimi olsa gerek. Çünkü Lozan'ın karalanması ve itibarsızlaştırılması tamamen bir ABD projesiydi. Zaten Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu olan Lozan'ı tanımayan tek ülkenin ABD olması da bu sebeple tesadüf değildir.
Lozan zafer değil, hezimettir diye geveleyenler, o anlaşmanın nasıl kan ve gözyaşı ile dolu senelerin ardından hangi şartlarda imzalandığını düşünmeyi bir türlü akıl edemeyip, yıllardan beri ''Lozan'ı zafer zannetmeyin, apaçık bir yenilgidir, Türkiye'yi ele geçirme planıdır'' palavrasını atanlar uydurdukları maddeleri halka anlatarak akıllarını çelmeye çalışmaktan geri durmadılar. Maalesef bunda kısmen de olsa başarılı oldular.
1- Lozan anlaşması son kullanım tarihi olan, yani birilerinin dediği gibi 2023'te sona erecek olan bir anlaşma değildir. Bu anlaşma Türkiye Cumhuriyeti var oldukça devam edecektir. Lozan, Türkiye Cumhuriyeti'nin tam bağımsızlığını tüm dünyaya tescil ettirdiği anlaşmadır.
2- Lozan'da "gizli maddeler" var ifadesi tamamıyla bir safsatadır. Gizli madde var deyip anlaşmayı hezimet olarak niteleyenler Lozan'ı karalamak için kendilerine zemin hazırlayan İngiliz istihbaratının Türkiye görevlisi olan püsküllü fes takan tarihçilerdir.
3- Özellikle geçtiğimiz seçimlerde gündem olan "Petrollerin ve madenlerin çıkarılması 2023'e kadar yasaktır" maddesi tabi ki kuyruklu bir yalandır ve Lozan'da kesinlikle yer almamaktadır. Nitekim 1923-1950 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti madenlerini çıkarmış, işlemiş ve satmıştır. Mustafa Kemal Atatürk bu amaçla bizzat Etibank'ı kurmuştur. Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nün kuruluş amacı da budur. Kaynaklara baktığınızda Atatürk'ün zamanında ülkemizin madenlerin çıkarılıp işlenmesi konusunda dünya liderliğine yükseldiğine şahit olacaksınız. Zaten son yıllarda ülkemizde birçok maden kazası meydana geldi, eğer ki madenler işletilememiş olsaydı bu kazalarda can kayıpları yaşanmazdı. Bu en basit örnek. Ülkemizde madenleri işleten firmalar ise maalesef çoğunlukla Yahudi firmaları. Verilen maden arama ve çıkarma ruhsatları sayesinde ülkemizin her köşesinde madenler talan ediliyor.
4- Lozan'da dikkat edilmesi gereken mevzulardan birisi Atatürk'ün "Müslüman halk Türk, gayrimüslimler ise azınlıktır" tanımıdır. İşgal devletleri İsmet İnönü'ye Kürtler azınlıktır maddesini koymak isterken, konu Gazi Mustafa Kemal Atatürk bunu reddetmiştir.
Sonuç olarak 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Barış Anlaşması Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu ve bağımsızlığının simgesidir. 1950 yılına kadar bu bağımsızlık devam etmiştir. Sonrasında yapılan anlaşmalarda ülkemiz önemli konularda tekrar bağımlı olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti hakkında bu kadar önemli bir konuda sosyal medyada ve sokaklarda dolaşan bilgi kirliliği varken bu yalancıların insanlarımızıkandırabilmeleri hiç şaşırtıcı değildir. Unutulmamalıdır ki bu ülke, lazı, kürdü, çerkezi, boşnağı, arabı ve bütün etnik kökenleriyle bir yürek bir bilektir, Türk milletidir.
Lozan aynı zamanda birlik ve beraberliğimizin de tapusudur. İnşallah ileriki günlerde Lozan'la ilgili yalanları kaynaklarıyla birlikte sizlerle paylaşacağım. Bu vesileyle bize bağımsız, demokratik, laik bir ülke emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşları'nı rahmetle anıyorum. Ruhları şad olsun.
Furkan Talay / diğer yazıları
- Atatürk’ün en büyük düşmanını açıklıyorum / 22.12.2020
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018