Lucescu'lu Galatasaray

Lucescu'yu bir maçta alkışlayacak kimselerden değiliz.

Galatasaray Lucescu ile bir süper kupa kazandı, bir de Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynadı.

Futbol kamuoyu bunları hep gözardı etti. Sık sık söyledik ve yazdık. Bunları elde etmek kolay değildir diye. Anlamsız bir şekilde Lucescu'nun kariyeri geldiğinden beri hep tartışıldı. Şimdi 11 futbolcusunu kaybetmiş Galatasaray'da bu günlerde görünen tablo ligde liderlik, Şampiyonlar Ligi'nde üç puan.

Bize göre bunlar da ölçü değil. Ne var ki, onbir eksikli Galatasaray'da herşeye rağmen futbol ışıkları devam ediyor.

Kim olsa Sergen'i maçın başında oyuna sokmaz. Görünen köy klavuz istemiyor. Sergen oyunun başında görev alsa onun performansı yarım saat sonra tükenir. Bunu herkes biliyor.

Arif'i çıkarıp son yarım saatte bu futbolcunun oyuna girmesi olağanüstü bir taktik anlayış olarak düşünülemez.

Sonuç olarak Lucescu en az herkes kadar işini bilen bir teknik adam. Galatasaray'a geldiği gün de öyleydi bugün de öyle.

Eğer Galatasaray bu sene büyük bir başarıya imza atarsa bizim Lucescu'ya olan güvenimiz doğrulanmış olur. Lucescu bunu başarabilir.

Galatasaray'ın da geçen yıla göre eksik kadrosuna rağmen Avrupa büyükleri arasında yer alan bir takım olarak görünmesi son derece doğaldı Lazio maçında.

Edinilmiş tecrübeler, alışılmış motivasyonlar takımların oyuncu kaliteleriyle pek paralellik göstermez.

Babadan oğula aktarılan alışkanlıklar gibidir saydığınız özellikler. Bu özellikler kısa süre içerisinde yok olup gitmezler.

Lazio maçı da bunun tipik örneği oldu. Daha önce bu maç ne olur sorularına böyle cevap verdik. Dedik ki, Galatasaray başarılara alışmış bir takım. En büyük avantajı budur.

Korkarız ki, Galatasaray medyasında eksilmiş takım fobisi sürüp gitmez. Büyüklüğün ve gelenekselçiliğin Galatasaray'da yaşandığı bu günler anlamsız korkulara feda edilmez. Zaten Avrupa futbol kamuoyu artık Galatasaray'ı devler arasında yer etmiş bir takım olarak görüyor. Biz bu görüşe katkıda bulunmazsak, biz bu görüşe alışamazsak o zaman Galatasaray'ı kendi ellerimizle aşağı çekeriz.

Sergen'e gelince; attığı tek top golü getirdi. Gönül istiyor ki futbolunu otuz dakikaya değil doksan dakikaya sığdırsın. Bir profesyonelden bunu beklemek hepimizin hakkı.

Futbol böyle süper futbolcularla güzel oluyor.

Öyle değil mi sevgili okurlar!..