Yeni TCK 01.06.2005 tarihi itibariyle devreye girdi.Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer TCK' nın 1 Nisan'dan sonra yapılan bazı değişiklikleri bekletmeyi uygun gördüğünden dolayı, 1 Nisan'daki şekliyle yürürlüğe girmiş oldu.TCK konusunda iktidar ve muhalefet arasındaki tartışmalar özellikle 263. madde üzerinde yoğunlaştı. İlk haliyle, "kanuna aykırı eğitim kurumu" başlığını taşıyan TCK' nın 263. maddesi şöyleydi:" (1) Kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açanlara, bunları çalıştıranlara ve bu kurumlarda kanuna aykırı olarak açıldığını bildiği halde öğretmenlik yapanlara, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.(2) Yukarıdaki fıkrada gösterilen yerlerin kapatılmasına da karar verilir."Hükümet, üst sınırı 3 yıl olan hapis cezasını bir yıla indiriyordu ve bu ceza "kısa süreli hapis" kapsamına girdiği için para cezasına çevrilebiliyordu. Hükümetin bu noktadaki açıklamalarıyla beraber, olay bir anda kaçak Kuran kursları tartışmalarına dönüştü ve CHP ile AKP söz düellosuna başladı.Aldatıldıklarını söyleyen CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz şöyle konuştu: "Hizbullah'ın, El Kaide'nin, PKK'nın militan yetiştirmek için birtakım kurumlar oluşturacağını unutuyorsunuz. Cumhuriyetin temel niteliklerine karşı niyetin ifadesi bu." Genel olarak CHP'liler "Hizbullah'ın yolunu açtınız" ifadelerini kullandılar. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, halkımızın yüzde 99'unu ilgilendiren dinimiz ile ilgili mevzular asla tartışma konusu, siyaset unsuru yapılmamalıdır.Kuran'ı öğrenmek ve öğretmek, ayeti kerimelerle, hadislerle sabit olan bir ibadettir ve tartışmaya açılmaz. Din ve vicdan hürriyeti, anayasamıza göre teminat altına alınmıştır ve bunun icrasından sorumlu olanlar bu konuda ülke sınırları içinde yaşayan özellikle de halkımızın yüzde 99'unu ilgilendiren İslam dini konusunda her türlü imkanı ve de kolaylığı sağlamalıdır.Birileri Kuran kursları üzerinden siyaset yaparak hata yapıyor, diğerleri Kuran Kurslarını terörist yetiştirebilecek bir kurum olarak göstererek. İkisi de ciddi yanlış.Neticede zarar gören milli ve manevi değerlerine sahip çıkan vatandaşımız oluyor. Bırakın insanımız sahip olduğu dini değerleri huzurla yaşabilsin.Kuran öğrenmek, öğretmek bir ibadet olduğu için din ve vicdan hürriyeti kapsamında değerlendirilmeli, terörizm ile ne alakası var?Hangi Kuran kursundan, ya da camiden bir tane terörist çıkmış? Teröristlerin nerelerde yetiştiği belli. İthamla ve de iftirayla yüzde #@###$#&Äá,M7lÿÿ#ÿØY¬Y¬±Ø±Ø Y,#j#f<##§@U#?<¶?O§2#?#Ş#işli olması hâlinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" şeklinde ifade edilmiştir.Kuran kurslarının, terörist örgütlerle bağlantılı olabileceği imasında bulunularak milletimizin değer verdiği bir konuda duyguları rencide edilmiş olunmuyor mu? Hem de halkın bir kısmından ziyade yüzde 99 gibi büyük bir kısmını ilgilendiren bir mevzuda.Cumhuriyetimizin temel ilkelerinden "Laiklik" ilkesi bir taraftan din üzerinden siyaset yapılmasına engel olurken, diğer taraftan da sahip olduğu dini değerlerden dolayı insanların rencide edilmesine de engel olmakta ve bu ilkeye göre devlet dini değerlerini yaşamak isteyen milletinin önünü açmalıdır.TCK' nın 216. maddesi sadece azınlıkların önünü açan bir maddeyse diyecek bir şey yok, ama Türkiye içinde yaşayan bütün vatandaşları ilgilendiriyorsa, o halde yüzde 99 vatandaşımızı rencide eden bu olayla ilgili gereken yapılmalıdır.Masum insanları itham ederek, milletimizin inancında, örfünde, geleneğinde olan din ve Kuran eğitimini terörizmle bir tutarak varılmak istenen netice nedir?Hiçbir örneği yok ama diyelim ki, onbinlerce Kuran öğrenen gençten bir iki tanesi yanlış yola tevessül etmiş. Bu olabilir. 1 tır dolusu elmadan 5 tane çürük çıktı diye tırı yakman mı gerekiyor. Kanunlar var, çürükleri ayırırsın.Diğer çarpıcı bir misal. Üniversitelerimizin faydası ve ülkemize katkılarını açık ve net biliyoruz. Başta Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer, eski cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel, rahmetli Turgut Özal ve nice bu ülkede önemli görevlerde bulunmuş bürokratlarımız, siyasi liderlerimiz, akademisyenler... hep bu üniversitelerde eğitim görmüştür, yalnız Abdullah Öcalan da ülkemizin üniversitesinde okumuştur. Şimdi Abdullah Öcalan çıktı diye bu kadar devlet büyüğünü yetiştiren üniversitelerimizi potansiyel terörist ocağı olarak görmek ve de göstermek doğru mudur? Bir iki terörist çıktı diye üniversitelerimizi kapatmak ne kadar mantıklıdır?Eğer dedelerimiz dini eğitime, Kuran öğrenimine gerekli değeri vermeseydi, Sütçü İmam gibi kahramanlar olur muydu? Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda bir elinde Kuran bir elinde silah siperlerde cengaverce düşmanın üzerine koşan, vatan, bayrak ve bizim için şehit olan dedelerimiz olur muydu? Biz olur muyduk?Prof. Dr. Haydar Baş, "Dini bilgilerden, dini eğitimden, dini kültürden mahrum kalan ferdin sağa sola sarkması, bir arayış içerisine girmesi, bir bunalım dönemi yaşaması çok tabiîdir. Bu dini açlık onu mutlaka bir kimlik bunalımına sürükleyecek, bu arada yanlış da olsa bulduğu şeylerin doğru olduğuna kanaat getirerek kimlik değişikliği otomatikman vücuda gelecektir" dedi. KKTC eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş yaptığı bir açıklamada, Kıbrıs sürecinde yapılan en büyük yanlışın dini eğitim konusunda yapılan yanlışlardan olduğunu itiraf etmişti. Gelinen süreçte Kıbrıs'ta Türk askerini istemeyen, geçmişte yaşadıklarını unutan İngiliz hayranı bir nesil yetişti.Unutmayalım ki, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ifadesiyle "Dini bütünlüğümüz, milli bütünlüğümüz, milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzdür".Gençlerimize hem milli değerlerimizi hem de dini değerlerimizi olması gerektiği şekilde anlatmalı ve de öğretmeliyiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025