Sevgili Hasan Demir Usta'nın; "Bozok Yaylası Yiğidi Erdoğan!" başlıklı yazısını okudum!İstihzâya zirve yaptıran ustalığı ile Hasan Demir; "Yani Erdoğan, 'Mağdur edebiyatı' yapa yapa 'Mağdurları perişan eden' acayip bir örnektir" demiş ve örneklerini de vermiş sağ olsun...Birinci 12 Eylül Kıyâmeti'nde yolumuzun cezaevinde kesiştiği, bir zamanların ünlü Mafya Babası bir arkadaşımın sözünü hatırladım, istihza ile gülümseyerek! Bir zamanlar devlete devletçilik öğretecek kudretteki Babalardan bir olan arkadaşım; "Yahu! Allah aşkına nedir bu mafya?" soruma; "Dayı! Mafya, kendine sığınan mağduru, iyice mağdur eden demektir!" deyip kahkahasını patlatmıştı! Aylarca çay içip yemek yemişliğimiz oldu, kulakları çınlasın ve Allah (c.c.) onu da diğer gani gönüllü dostlarımı da hidayete erdirsin...Hasan Hoca'nın "Bozok Yaylası Yiğidi" ile Mafya Babası'nın tarifi bana tıpa-tıp gibi geldi! Nerdeyse "Ya Hasan Hoca da o mafya babasını tanıyor, ya da o Hasan Hoca'yı okumuş!" diyesim var ama otuz sene var arada!Bu haller, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde sıklıkla raslanacak hallerdir! Böyle ülkelerde, onar yıllık aralıklarla kahramanlar hain, hainler kahramanlaştırılır! On yıl sonra hainleştirilmeye namzet kişiler, devletçilik oynayan kimliksizlerin destekleriyle olmadık işler yaparlar, büyük paralar, şöhretler kazanırlar ama sonunda tamamı -İlâhi adâletin tecellisi ile- tatlı tatlı yediklerini acı acı çıkarır, bedel öderler! Binlerce yıllık devletlilik teamülü olan Türk Milletinde olması zoruma gidiyor ama okur-yazar herkesin bu kişiler hakkında az-çok bilgileri vardır!Bu konularda yazılan-çizilenlerin yemin olsun ki fazlası yok, eksiği vardır! -Allah (c.c.) cümle dardakileri kurtarsın- Dostum Baba'ya, yaptığı tarifi örneklemesini rica etmiştim. Zamanın çok hızlı, ömrün kısacık olduğunu bilmemize rağmen; cezaevinde zaman, sanki çakılıdır! Durmuştur sanki! İlerlemez, günler geçmez! Zamanı törpülemenin en kolay yolu, hayallerle yüklü sohbetlerdir.Fındık kabuğunu doldurmayacak meseleler üzerinde, aralıksız günlerce konuştuğumuzu bilirim! Böylesi, zamanı törpüleme operasyonlarımdan birinde sormuştum soruyu!Dostum Baba; "Dayı! Garibim iş adamıdır. İtibarı vardır ve birine bir şey kaptırmıştır! Kaptırdığı kişi de kendisini sağlama almak için gayr-ı meşrûdan bir kardeşe sığınmıştır! Polis malum! Ancak alemden birisi ile derdine çare bulacağını zanneder ve sorup soruşturup sonunda bize gelir. Biz de araştırma için şu kadar, takip ekibi kurmak için bu kadar, ceza kesmek için şu kadar, derken adamın kalınlığına göre harcırah yazarız! Batmış balık, yan gider misali kaptırdığının yanında devede kulak sayılmayacak bizim isteklerimizi, hevesle karşılar! Arada sırada, hoşuna gidecek türden bir iki hafif salvo yaparız! Mesela karşı lavuğun evine veya iş yerine bir iki sesli sallama gibi! Ve ona göre ufak-ufak bize göre hedi-hedi tırtıklamalar yaparız! Ne kadar dayanırsa oraya kadar! Bir de bakarsın garibim, tamamen sıfırı tüketmiş! Bizim de harcırahsız bir yol alma durumumuz yok! Selamı-sabahı kesiveririz! Artık mağdur, tam mağdurdur!" Bu değişmez kurguyu, kimlere yaptıklarını anlattığında; bu adamlar nasıl böyle büyük iş adamları olmuşlar diye şaşırırdık! Ve anlatılanların hepsi doğruydu!Şimdi; Filistin mağdur! Gazze mağdur! Musul-Kerkük mağdur! Karabağ mağdur! Irak mağdur, Suriye mağdur, Lİbya mağdur, magrip-maşruk mağdur ve Türkiye'de; "BOP Eş Başkanı olarak bölgede bizim de görevlerimiz var!" diye övünen bir Yürütmenin Başı iş-başında!Kamera önünde; "One minute!/Van minüt!" Kamera arkasında; "Tepkim moderatöreydi!"Anadolu'da millet önünde kürsüde; "Böyle davranırsanız Türkiye ile dost olamazsınız!" diye kükreyecek, arkada; "Devlet'te devamlılık esastır"dan hareketle "Şerbakan"ın imzaladığı, anlaşmalar gereği, İsrail'in uçak yakıtını verdiğiniz, Barzani'nin el koyduğu Kuzey Irak petrolünü, İsrail'e sevk ettiğiniz söylenecek!Muhalefet Partilerinin bulup millet önüne ortak aday olarak çıkardıkları; başarılı bir geçmişe sahip akademisyen, diplomat ve profesör olan Ekmel Beğ'i; "Gazzelilerin yanında nasıl olmazsın be?" diye fırçalarken, O'nun, Filistin Devlet Başkanı'ndan "Teşekkür Plaketi" aldığını, atlayacaksın! Bu arada Yahudilerin tarihte ilk defa Yahudi olmayan birine verdikleri; "Üstün Cesaret Madalyası"nı, övünerek taşıyacaksın!Mısır'da öldürülen Esma'ya aylarca -ve haklı olarak- sahip çıkıp ağlayacaksın ama "Allahüekber" nidalarıyla Müslüman başı kesen IŞİD'e terörist diyemeyeceksin!Dün söylediğini bugün, demin söylediğini şimdi inkâr edecek; "İspatlamayan şerefsizdir!" diye muhalefete sövdüğün konuları, kendin itiraf edecek ve yine onları yalancılıkla ithâm edeceksin!İsrail'e yıllardır "Korsan Devlet" derdik; yarın birileri Türkiye'ye "Mafya Devlet" derse; Hasan Hoca'nın; "Yani Erdoğan, 'Mağdur edebiyatı' yapa yapa 'Mağdurları perişan eden' acayip bir örnektir." tespiti ile Mafya Babası arkadaşımın; "Mafya, kendine sığınan mağduru iyice mağdur eden demektir!" tarifindeki benzerliği, tesadüften sayarak; "Olmaz!" mı diyeceğiz?Yusuf Has Hâcib'in bin sene önce söylediği; "Ey Devletli! İşin en kötüsü beğlerin adının yalancıya çıkmasıdır! Beğin sözü doğru olmalı, tavır ve hareketi güven vermelidir ki halk ona inansın ve huzur içinde yaşasın." öğütlerini bilmezden mi geleceğiz?Son sözü de Yusuf Has Hâcib söylesin: "Beğler büyüklük taslar kibirli olurlarsa şüphesiz itibar görmezler. Gururla insan göğe yükselmez; alçak gönüllü olmakla da iş bozulmaz. Gurur faydasızdır, o insanları kendinden soğutur; alçak gönüllülük insanı yükseltir. Beğ mütevazı ve alçak gönüllü olmalıdır; eğer böyle değilse, sen ondan elini çek." (Kutadgu Bilig'den)"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017