"Mapusane çeşmesi yandan akar yandan" türküsü hayli eskidir. Merhum Cem Karaca'nın da seslendirdiği bir eserinde "Düştüm mapus damlarına" sözleri yer almıştı (Namus Belası).
Mapus damı/mapusane/mahpushane?yani hapishane!
Tüm dünyada sorun olan cezaevleri bizde de bitmeyen sorunlar yumağına dönüşmüştür. Geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanı cezaevlerindeki doluluk için çare arayışlarını dile getirmiştir. Bazı mahkûmların açık cezaevlerine nakli, denetimli serbest bırakma, salıverilme gibi çözümler üzerinde durulmaktadır.
Ceza infaz kurumlarının sorunlarının belirlenerek, bunlara çözüm bulunması ve hükümlülerin cezalarının infazı sonunda topluma yeniden kazandırılmaları gereklidir. Gerçekten de, cezaevlerindeki insanların sorunlarına duyarlı kalarak, onların kendi içimizden çıkan insanlar olduğu ve bir gün aramıza tekrar dönecekleri unutulmamalıdır. Kaldı ki, her insanın olduğu gibi, bizlerin veya bir yakınımızın en azından ölümle sonuçlanan bir trafik kazası sonucunda ya da başka bir nedenle tutuklu veya hükümlü olarak infaz kurumlarına girme ihtimali olduğu hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir.
Ceza infaz kurumlarının sorunlarını şu şekilde ortaya koymak mümkündür:
1. Cezaevlerindeki doluluğu azaltmak,
2. Günlük yaşam koşullarını düzeltmek,
3. Mahkûm haklarını etkin bir şekilde tespit etmek,
4. İnfaz kurumlarının fiziki koşullarını düzeltmek,
5. Nitelikli infaz personeli yetiştirmek.
Türkiye'de son yıllarda cezaevi nüfusu, yeni cezaevleri yapılmasına rağmen kapasitenin üzerinde artmıştır. Adalet Bakanlığı'nın 31 Mart 2016 tarihli istatistiğine göre cezaevinde bulunan toplam tutuklu ve hükümlü sayısı 187 bin 647 olarak görülmektedir.
Cezaevlerindeki doluluğun nedenleri, sadece yükselen suçluluk rakamlarına dayanarak açıklanamaz; bunun nedenleri olarak, şunlar sıralanabilir:
1. Tutukluluğun çok ve uzun süreli uygulanması,
2. Koşullu salıverilmeden yararlanabilmek için iyi halle geçirilmesi gereken sürenin uzun olması,
3. Hürriyeti bağlayıcı ceza alternatiflerinin yetersiz olması veya mevcutlarının etkin şekilde uygulanamaması (uzlaşma, kamu davasının açılmasının ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme),
4. Bağımlıların uygun terapi kurumlarında barındırılmaları gerekirken cezaevlerinde büyük yer işgal etmeleri,
5. Para cezalarının ödenmemesi ve hukuki nedenlerle (mal beyanında bulunmama gibi) cezaevine girmek zorunda kalan yoksul mahpusların ekonomik krizin de etkisiyle artması,
6. Cezaevi yerine geçecek yeni olanakların denenmesinin eksikliği. Örneğin elektronik izleme veya çalışmak suretiyle mahpusluk süresinin kısaltılabilmesi.
Avrupa ülkelerinde, 19. yüzyılda tartışılan sorunlar bizde 2000'li yılların başından itibaren tartışılmaya başlandığından, cezaevleri ve infaz sistemi ile ilgili yaşanan sıkıntılar bir türlü giderilememektedir.
Mapus damı/mapusane/mahpushane?yani hapishane!
Tüm dünyada sorun olan cezaevleri bizde de bitmeyen sorunlar yumağına dönüşmüştür. Geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanı cezaevlerindeki doluluk için çare arayışlarını dile getirmiştir. Bazı mahkûmların açık cezaevlerine nakli, denetimli serbest bırakma, salıverilme gibi çözümler üzerinde durulmaktadır.
Ceza infaz kurumlarının sorunlarının belirlenerek, bunlara çözüm bulunması ve hükümlülerin cezalarının infazı sonunda topluma yeniden kazandırılmaları gereklidir. Gerçekten de, cezaevlerindeki insanların sorunlarına duyarlı kalarak, onların kendi içimizden çıkan insanlar olduğu ve bir gün aramıza tekrar dönecekleri unutulmamalıdır. Kaldı ki, her insanın olduğu gibi, bizlerin veya bir yakınımızın en azından ölümle sonuçlanan bir trafik kazası sonucunda ya da başka bir nedenle tutuklu veya hükümlü olarak infaz kurumlarına girme ihtimali olduğu hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir.
Ceza infaz kurumlarının sorunlarını şu şekilde ortaya koymak mümkündür:
1. Cezaevlerindeki doluluğu azaltmak,
2. Günlük yaşam koşullarını düzeltmek,
3. Mahkûm haklarını etkin bir şekilde tespit etmek,
4. İnfaz kurumlarının fiziki koşullarını düzeltmek,
5. Nitelikli infaz personeli yetiştirmek.
Türkiye'de son yıllarda cezaevi nüfusu, yeni cezaevleri yapılmasına rağmen kapasitenin üzerinde artmıştır. Adalet Bakanlığı'nın 31 Mart 2016 tarihli istatistiğine göre cezaevinde bulunan toplam tutuklu ve hükümlü sayısı 187 bin 647 olarak görülmektedir.
Cezaevlerindeki doluluğun nedenleri, sadece yükselen suçluluk rakamlarına dayanarak açıklanamaz; bunun nedenleri olarak, şunlar sıralanabilir:
1. Tutukluluğun çok ve uzun süreli uygulanması,
2. Koşullu salıverilmeden yararlanabilmek için iyi halle geçirilmesi gereken sürenin uzun olması,
3. Hürriyeti bağlayıcı ceza alternatiflerinin yetersiz olması veya mevcutlarının etkin şekilde uygulanamaması (uzlaşma, kamu davasının açılmasının ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme),
4. Bağımlıların uygun terapi kurumlarında barındırılmaları gerekirken cezaevlerinde büyük yer işgal etmeleri,
5. Para cezalarının ödenmemesi ve hukuki nedenlerle (mal beyanında bulunmama gibi) cezaevine girmek zorunda kalan yoksul mahpusların ekonomik krizin de etkisiyle artması,
6. Cezaevi yerine geçecek yeni olanakların denenmesinin eksikliği. Örneğin elektronik izleme veya çalışmak suretiyle mahpusluk süresinin kısaltılabilmesi.
Avrupa ülkelerinde, 19. yüzyılda tartışılan sorunlar bizde 2000'li yılların başından itibaren tartışılmaya başlandığından, cezaevleri ve infaz sistemi ile ilgili yaşanan sıkıntılar bir türlü giderilememektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023