Maske düştü FETÖ göründü
Jürili duruşmaların ilk gününde ortaya çıkan tablo, "davanın siyasi bir ajandayla şekillendiği" ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) bağlatılı isimlerin temin ettiği bazı deliller üzerine kurgulandığı" iddialarını güçlendirdi.
Duruşmaların ilk gününde savcılığın mahkemeye delil olarak sunduğu ve kaynağını açıklamayı reddettiği ses kayıtlarını FETÖ söylemiyle savunması dikkati çekti.
Savcı yardımcısı David Denton, ses kayıtlarını alan FETÖ üyesi polislerin "görevlerini yaptığını" savundu ve o polislerden birinin de mahkemede tanık olarak ifade vereceğini söyledi.
FETÖ firarisi tanıklar listesinde
Öte yandan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün 17/25 Aralık yargısal darbe teşebbüsüne ilişkin yürüttüğü soruşturmada, "FETÖ üyesi olmak" suçundan firari olarak aranan ve hakkında yakalama kararı çıkarılan eski Bankalar Yeminli Murakıbı Osman Zeki Canıtez, Atilla davasında tanıklar arasında yer aldı.
Buna göre Canıtez'in, ByLock kullanıcısı olduğu ve 25 Aralık soruşturmasında bilirkişi olarak görev yaptığı belirlenirken, Atilla davasına "Türkiye'den yasa dışı şekilde delil ve belge götürdüğü" tespit edildi. Duruşmaların ilerleyen safhasında mahkemeye çıkması beklenen FETÖ firarisi Canıtez'in, söz konusu belgeler üzerinden Türkiye aleyhinde tanıklık yapacağı kaydediliyor.
Dubowitz jüri üyelerini uyuttu
Öte yandan duruşmaların ilk gününde mahkeme heyeti karşısına bilirkişi olarak çıkan FDD Başkanı Mark Dubowitz, ağırlıklı olarak "İran'ın 1979'dan itibaren ülke içindeki enerji politikalarını nasıl yönlendirdiği" ve "ABD'nin İran'a karşı yaptırımlarını" anlattı.
İran'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri başta olmak üzere ülkedeki uygulamaları uzunca eleştiren Dubowitz'in konuşmasının bazı jüri üyelerinin uyuklamasına yol açtığı gözlemlendi. Bilirkişi olarak duruşmalara katılacak FDD Başkan Yardımcısı Jonathan Schanzer'in de ilerleyen günlerde mahkemeye çıkması bekleniyor.
Haziran ayında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe'nin "hacklenen" e-postalarından, BAE ile FDD arasında çok sıkı ilişkilerin olduğu da ortaya çıkmıştı. Uteybe ile Dubowitz ve Schanzer'in adının birlikte geçtiği söz konusu e-postalarda, Büyükelçinin İsrail yanlısı FDD ile yakın ilişki içinde olduğunu ve "Türkiye ile Katar'a karşı ortak politikalar geliştirmeye çalıştıklarını" gösteren yazışmalar kamuoyuna yansımıştı.
Atilla'nin avukatlarından Cathy Fleming, ABD'nin New York Güney Bölge Mahkemesi'ne ekim ayında sunduğu yeminli dilekçelerde ABD'li yetkililerin delil olarak sunduğu tartışma yaratan bilgi, belge ve kayıtların "çalıntı ve sahte olduğuna inandıklarını" belirtmişti.
Fleming, "Ses kayıtları ABD'de delil kabul edilebilirlik standartlarını karşılamıyor eksiklik kuralı altındaki minimum standartlara uymuyor ve ayrıca ses kayıtlarının güvenilir olmadığını gösteren önemli kanıtlar var ve bu da ses kayıtlarının delil olarak kabulünü imkansız kılıyor." ifadelerini kullanmıştı.
Sarraf'ın itiraf belgeleri yayınlandı
Rıza Sarraf'ın "kendi isteğiyle ve hiç bir baskı olmadan suçlamaları kabul ettiği" yazılı belgedeki gizlilik kararı kaldırıldı. Sarraf'ın hakkındaki suçlamaları kabul ettiği belgeyi 26 Ekim günü imzaladığı ortaya çıktı.
ABD Adalet Bakanlığı'na bağlı elektronik işlemlerin gerçekleştiği sistemde "gizlilik" kaydı bulunan 366 sıralı dosyadaki belgeler üzerindeki gizlilik kararı hakim Richard Berman tarafından kaldırıldı. Sistemde yer alan belgeye göre Sarraf kendine yöneltilen suçlamaları kabul ettiğini ifade ettikten sonra imzalıyor.
Belgede, Sarraf kendisine isnat edilen tüm suçlamaları kabul ettiğini belirterek bu kararı hiçbir zorlama ve baskı olmadan kendi isteğiyle yaptığını ifade ediyor.