Binlerce yıldır ırkçılık ve üstünlük taassubuna kapılmış olan Yahudi Milleti insanlığı kaos ve anarşi ortamına sürüklemiştir ve meczupluğuna devam etmektedir. Milattan önce Buhtunnasır tarafından esir edilip Babil'e sürülen Yahudiler izledikleri sistemli bozgunculuklarıyla Keldanilerin kontrolünü ele geçirmiş İran'la yaptıkları pazarlıklarla Babil'i tarih sahnesinden silmişlerdir. Kendilerine şükran duyan İran'ın içine de sızmayı başaran Yahudiler bu sefer de onları halletmede gecikmemişlerdir. Daha sonra Yahudi filozoflar ve hukukçular ile Roma'ya musallat olan Yahudiler insanlığa kurtuluş ve huzur yolunu müjdeleyen Peygamberi çarmıha sürüklemeye uğraşmışlardır. Milattan sonra 70 yıllarında ettiklerini bulan, vatanları tarumar olan Yahudiler 19 asır bu bedeli çok ağır ödediler. Avusturya asıllı Yahudi gazeteci Theoder Herzl'in darvinizm menşeli Kudüs'ün yanı başındaki Siyon Dağları'ndan adını alan Siyonizm mefkuresiyle yeni bir yolun yolcusu, yeni bir kaderin sahibi olmak için harekete geçtiler.Cennet mekan Abdülhamid Han'dan umduğunu bulamayan Siyonistler İttihat ve Terakkicilerle işbirliğine girip 31 Mart vakasıyla onu tahttan indirerek hedeflerine bir nebze yaklaştılar ama tam olarak sonuç alamadılar. Siyonistlerle, 2.Dünya Savaşı ile yaptıklarına kılıf uydurmak isteyen Batılılar nihayetinde ortak bir paydada buluşmayı başardılar. Böylece Yahudilere yeni bir vatan bulunacak, Ortadoğu'da tampon bir bölge oluşturulacak, kahraman Batılı askerler de Yahudileri Alman mezaliminden kurtarmış olacaklardı.Böylece Yahudiler bütün dünyanın gözünde mazlum kisvesi altına girmişlerdi. Batının ele avuca sığmayan hırçın çocuğu Yahudiler hedef olarak Müslüman Filistinlileri seçti. Kurulduklarında Filistin'de 600.000 Yahudi 1.200.000 Müslüman varken iki senede 150.000 Müslüman kaldı. Çocukların kafalarına sopalarla vurularak öldürüldü, yeni yeni yürüyen bebelerin kol ve bacak kemikleri kırıldı, her evden en az bir kişi öldürüldü, erkeklerin organları koparıldı, insanların gözleri sigara ile dağlandı, evler sabotajcılar tarafından havaya uçuruldu ve sonunda Müslümanlar bölgeden uzaklaştırıldı. 1967'den ve intifadadan sonra Yaka ve Gazze'ye yerleştirilen işgalci İsraillilerin hepsi Yahudi terör örgütleri tarafından silahlandırılmıştır. Bunlar Filistinlilere doğrudan saldırmakla birlikte, pisliklerini Filistinlilerin topraklarına bırakarak su kaynaklarını kullanılmaz hale getirerek veba salgınına sebep olmuşlardır.Eğer İsrail'e ve politikalarına herhangi bir saldırı olursa, bu Yahudiler tarafından "Anti-semitizm''in bir belirtisi olarak kabul edilir. Anti semitik olarak nitelendirilmek demek Nazi suçluları grubuna dâhil olmakla damgalanmak demektir. Bu ise Batılıların göze alamayacağı kadar zalimane bir yaftadır. Siyonistlerin elinde olan dünya medyası olaylara hep İsrail haklıymış gibi bakar. Yahudiler kurdukları lobilerle de Avrupa'da ve Amerika'da da ağlama duvarları oluşturmuşlardır. Çizdikleri mazlum portresiyle Batının desteğini arkalarına almışlardır. İsrail Avrupa menşelidir. Batı medeniyetinin bir parçası olarak görülmektedir. İsrail planlı olarak bu bölgeye yerleştirilmiş İslam medeniyetinin gövdesine aşılanmıştır. Ne yaparsa yapsın, hangi vahşete imza atarsa atsın teşhir edilemez.Bütün bunlar Müslüman mezalimine karşı sağır, dilsiz ve kör dünyanın gözleri önünde olmuştur. Hiç kimse İsrail'in buraya sonradan geldiğini işgalci konumunda olduğunu, milyonlarca mültecinin ne zorluklar altında yaşama savaşı verdiğini, savaştan zarar gören sivil bölgelerine sağlık yardımının ulaşmasına niçin izin verilmediğini sorgulamaz. Öyle ya insan hakları Batı içindir, Amerika içindir, İsrail içindir? Gözyaşları, merhamet intihar eden balinalar, karaya vuran Karayip kaplumbağaları içindir?
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012