"Bu eser sadece Türkiye için değil, tüm dünya içindir" diyordu, Rusya Bilimler Akademisinden Prof. Dr. Sayın Viktor Volkonskiy. Yalnız bu bilim adamı mı söylüyordu bunu, tabii ki hayır! Tüm bilim dünyası ve de paranın insanın yerini almadığı çevreler, zihinler aynı kanaatte birleşiyordu.Prof. Dr. Sayın Haydar Baş'ın, arzın merkezine inşa ettiği dev proje Milli Ekonomi Modeli (MEM) idi. Adında "milli" sıfatının bulunması, projenin başta Rusya olmak üzere başka ülkelerde de benimsenip uygulanmasına engel teşkil etmiyordu. Nasıl benimsenmesin ki; ekonomik krizden toplumsal krize geçişe izin vermeyen yaklaşımıyla; sosyal programıyla; vahşi kapitalizmin pençesindeki sistemin piyasa ilişkileri aracılığıyla dışladığı insanların, sosyal politikalar yoluyla, topluma dahil edilmesinin ve toplumla bütünleşmesinin reçetesini vermesiyle bütün dünya halklarına gülümseyen bu müstesna eser, insanlığın ortak malı oluyordu. Dahası da var: Vatandaşlık maaşı! Bireyin içinde yaşadığı topluma eşit yurttaş olarak katılmasını sağlayacak önemli bir araçtır bu. Medeni, siyasal ve sosyal haklarla doğrudan bağlantılı olduğundan MEM'in hedeflediği sosyal hukuk devletinin alt yapı taşlarındandır.Gelelim yazı başlığındaki seminere; dün (23 Kasım 2014 Pazar), Ankara'da çifte nikâha tanık olduk. Birincisi MEM seminerinde, insan haklarıyla ekonomi politikalarının izdivacıydı. Böyle bir izdivaç nasıl olurmuş, gördük. Bir başka izdivaca da tanıklık ettik; Esra Akdeniz kızımızla Lütfullah Önder oğlumuzun mutlu izdivacı. Allah (c.c.) mutluluklarını daim kılsın, salih evlât nasip etsin, âmin!Ekonomik kriz nedeniyle, toplumda sertlikler yaşıyoruz. Kamu kaynaklarının toplumun zayıf ve korumasız kesimlerine doğrudan destek yerine sermayeye yönelik desteğe ayrılması, Soma' da 301 madencinin katledilmesinin acısı devam ederken yaşanan asansör cinayeti ve ardından Ermenek faciası hepimizin suratında tokat gibi patladı?Neyin göstergesiydi tüm bu olanlar?Yüksek kârlar için insanların sömürüldüğü hatta ölüme gittiği bir kapitalizm vahşeti. Nasıl bir döngüdür bu? İnsanı düşünen, koruyan, insan merkezli hiçbir şey yok!Ama bir şey var! Odağında insan bulunan MEM var. Çare arayan ulusların sarıldıkları ancak kendi ülkesindeki aymazların görmek istemedikleri dev proje, başkentte düzenlenen seminerde, alanlarında uzman arkadaşlarımız tarafından değerlendirildi. Seminer çalışmaları da gösterdi ki, ekonomi politikalarının oluşturulması ve insan haklarının gerçekleştirilmesi arasındaki kopukluk MEM' le giderilebilir.18. yüzyılda olduğu gibi yine sömürgeci müdahalelerden geçilmiyor. Bunun için kendilerince meşru zemin hazırlıyorlar. Önce terörü besleyerek ortalığı karıştırıyor, sonrasında da terörü önleme ve demokrasi masallarıyla müdahalesini yapıp, emellerine ulaşmakta yol alabiliyorlar.Başka bir yöntem de, borçlandırarak köleleştirmek. Ülkemiz bugün 10 yıl öncesine göre çok daha fazla borç batağına gömülmüş, borç almaya özendirilerek, kendi kaynaklarını oluşturma yolundan uzaklaştırılmış ve de en kötüsü kendi gücüne güvenme anlayışı yok edilmiştir.MEM, Türkiye'yi büyük krizlere açık hale getirenlere dur diyen, milletimize kendi gücüne güvenme hissini yeniden kazandıran bir büyük projedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023