Kur'an'da Enbiya süresinde "Habîbim, biz seni âlemlere ancak rahmet olmak üzere gönderdik." buyrulmuştur. Yani Allah, bize ve âlemlere olan merhametinden dolayı Peygamber Efendimizi göndermiştir.
Bir hadiste peygamberimiz buyurmuştur ki, "Allah'a yemîn ederim ki, birbirinize merhamet etmediğiniz müddetçe cennete giremezsiniz." Sahâbîler dedi ki: "Yâ Rasûlallah! Biz hepimiz merhametliyizdir." Allah Rasûlü buyurdu: "Benim kastettiğim merhamet, sizin anladığınız şekilde yalnızca birbirinize olan merhametiniz değil, bilakis bütün yaratılanlara olan merhamettir." buyurarak merhametin kapsam alanını ifade etmiştir.
Peygamberimizi çocukları ve torunlarını öperken gören bir bedevî taaccüb ederek: "Yâ Rasûlallâh, biz çocuklarımızı öpüp okşamayız" dedi. Efendimiz de: "Allah senin gönlünden merhamet ve şefkati almışsa ben ne yapabilirim!" diye cevap verdi.
Ağaçların yakıldığı, insanlara zulmedildiği, kadınlara çocuklara şiddet uygulandığı ve yöneticilerin halkını düşünmediği bir zamanda, en büyük eksiklik belki de merhamet duygusunun olmaması. Bu duygu olmuş olsaydı ne kimse bir ağacı yakabilirdi, ne kimse kimseye zarar verebilir, ne de bir yönetici halkı açken kendisi tok gezebilirdi.
Tevbe suresinde "Size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, hüsrânınıza üzülür, saâdetinizi ister, yüreği şefkat ve merhametle çarpar" buyurulmuştur. Bir yöneticide olması gereken en önemli duygu belki de merhamet. Her iyiliğin ve yardımın, sahip çıkışın anahtarı merhamet. Merhamet bir başkasının acısını hissedip aynı zamanda o acıyı dindirmek için aktif olarak kişiyi eyleme çağıran bir duygudur. Yoksa kişiyi harekete geçirmeyen merhamet sadece kendisini avutmaktan ve kandırmaktan ibarettir. Merhamet olmazsa insandan geriye ne kalır?"
Merhamet acımak olduğu kadar acıtmamaktır.
Halden anlamak, merhametin bir başka tanımı olabilir. Burada bakmak, görmek, farkında olmak kadar harekete geçmek de anlam kazanıyor. Harekete geçiyor olmak için bazen gülümsemek, geçmiş olsun demek, sırtını sıvazlamak, ilk adım olabiliyor.
Merhamet çoğu zaman iyiliği tetikleyen bir duygu. Etrafımızı görmezden gelmekle iyilik yapma şansımızı kaçırmış oluyoruz. Hiç merhamet göstermeden de doktorluk yapabiliriz ama şifamız muhakkak eksik kalacaktır. İyileştirmek sadece hastanın laboratuvar bulgularını düzeltmek değildir, iyileşmekle şifa aynı şey değildir, mutlaka merhamet katkısı gerekmektedir.
Sabretmek de, azmetmek de, fedakârlık yapmak da, harekete geçmek de merhametin bir parçası. Sadece insanlar değil, hayvanlar ve bitkiler dahi bizlerden merhamet bekliyor.
Merhamet her şeyden önce insanın kendine verdiği bir hediyedir. İnsanı güzelleştirir. İnsan merhamet ederken sadece karşısındakine iyilik yapmış olmuyor kendisinde de birçok şeyi onarmış oluyor.
Her şeyde olduğu gibi yine merhamette de bir denge olması gerekiyor çünkü adaletsiz merhamet ediyorsak bu, bir başkasına zulüm olabilir. Kanser hücresine merhamet edilir mi? İşte, merhametten maraz doğar atasözü bunu kastetmektedir. İnsanın hem kendisine hem de başkasına karşı göstermiş olduğu merhametin iyileştirici ve olumlu duyguları güçlendirici özelliği yüzyıllardır bilinmektedir. Olumlu duygularla ilgili yapılan bilimsel çalışmaların sonuçları incelendiğinde; merhamet, şefkat, acıma gibi duygular hissedildiği anda beyinde endorfin, serotonin gibi mutluluk hormonlarının salgılandığı belirtilmiştir. Bu duyguların insanlar üzerindeki biyolojik etkilerinin yanı sıra insan ruhu üzerinde de iyileştirici etkiye sahip olduğu ve toplumu ayakta tutan dinamikler arasında yer aldığı bilinmektedir. Farklı merhamet düzeylerine sahip üniversite öğrencilerinde depresyon, anksiyete, stres ve duygusal zekâyı incelemek amacıyla bir çalışma yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre düşük ve orta düzeyde merhamet düzeyine sahip olan öğrencilerin depresyon puanlarının daha yüksek olduğu; duygusal zekâ puanlarının daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Mutluluk kavramının merhamet ve saldırganlık kavramları ile ilişkisinin incelendiği bir çalışmada, merhamet ve mutluluk arasında pozitif ve yüksek bir ilişki olduğu görülmüştür. Üniversite öğrencilerinde merhamet düzeyinin iyi oluş üzerindeki etkisini incelemek amacıyla yapılmış olan bir çalışmada ise merhametle kişisel iyi oluş arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Dinimiz ve kültürümüz bizi merhametli olmaya teşvik etmektedir. Osman Gazi vasiyetnamesinde Orhan gaziye "Allah'ın yarattığı her şeye karşı merhametli ol" diyerek bir yöneticide en önemli özellik olan merhamet duygusuna dikkat çekmiştir. Yunus Emre "Yaratılanı severim Yaratandan ötürü" ve Hz. Mevlana "Şefkat ve merhamette güneş gibi ol" sözleriyle bu özelliğe odaklanmamızı sağlamışlardır. Bu nedenledir ki atalarımız kuşlar için özel yuvalar yapmışlar, yabani hayvanların kışın aç kalmamaları için onlara yiyecek getirmişler, ihtiyaç sahibi kişilerin ve öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak için vakıflar kurmuşlar, sadaka taşları oluşturmuşlar ve yapmış oldukları daha nice sessiz iyiliklerle merhamet duygusunu eyleme dönüştürme konusunda bizlere örnek olmuşlardır. Merhametten dolayı yaratılanların hizmetine koşan insan manevi bir lezzet yaşamakta ve mutluluğu soluklamaktadır, aynı zamanda büyük bir ibadet yapıp Allahın rızasını insanların sevgisini kazanmaktadır. Sonuç olarak merhamet ruha ve bedene şifa vermektedir.
- Sahur şifadır / 12.04.2023
- Teravih şifadır / 07.04.2023
- Oruç şifadır / 31.03.2023
- Ramazan şifadır / 29.03.2023
- Selamlaşmak şifadır / 20.01.2023
- Mutluluk şifadır / 13.12.2022
- Okumak şifadır / 29.11.2022
- Hasta ziyareti şifadır / 15.11.2022
- Dua şifadır -2- / 22.10.2022