'Metroda çalışsın diye alınan kişi 200 bin dolar bursla ABD'ye gönderildi'
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, "Bizden önce bir tek burs verilmiyordu. Biz, şu anda 75 bin üniversite öğrencisine burs veriyoruz. Ha yanlış söyledim. Pardon yanlış söyledim. Bir kişiye verilmişti. Ya da birkaç kişiye verilmişti. İşe bugün girmiş bir kişiye -öyle tarifleyeyim size- bir hafta sonra tam 200 bin dolar burs verildi. Hem de bu kişi, Metro şirketinde çalışmak için alınan bu kişi, o burs verilerek Amerika'ya yollandı. Ama ne bursu biliyor musunuz? Amerika'da siyaset bilimi. Metroyla siyaset biliminin alakası var mı? O kişi şimdi İstanbul'dan milletvekili adayı. Öyle burs verildi 4-5 tane" dedi
04.05.2023 14:57:00 / Güncelleme: 04.05.2023 15:08:31





İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Sultanbeyli Kent Meydanı'nda coşkulu bir kalabalığa konuştu.
Kendisine sevgi gösterisinde bulunan Sultanbeyli sakinlerine, "Nereden geliyorum? 'Yapamıyorsunuz' dedikleri ve kendileri durdurmalarına rağmen, 'Siz durdurdunuz' dedikleri, asılsız iddialarla engellemeye çalıştıkları Çekmeköy-Sancaktepe- Sultanbeyli metro hattının test sürüşünden geliyorum" sözleriyle seslenen İmamoğlu, "Yapamadılar, biz yaptık. 16 milyon İstanbulluya, siz güzel Sultanbeyli halkına yakın bir zamanda, 'Hayırlı uğurlu olsun' diyeceğiz ve sizleri metroyla buluşturacağız" dedi. Hattın geçtiği ilçelere dikkat çeken İmamoğlu, "Çekmeköy, Sancaktepe, Sultanbeyli; siyaset var mı içinde? Yok. Her belediye, bizim belediyemiz. Her seçilmiş belediye bizim belediye başkanımız. Bakın bu kadar net. Ben, Sultanbeyli'ye geldiğim açılış, temel atma, buluşma ne var ise, Belediye Başkanı'nı çağırırım. Kendisi orada. En az 10-15 kez burada buluşmuşuzdur. Sağ olsun, o da gelmiştir. Meseleye biz nasıl bakarız biliyor musunuz? Devletin bir kurumu, milletin belediyesi. Şu partinin, bu partinin belediyesi değil. Onun için başarıyoruz" diye konuştu.
"Sizlere hakkıyla hizmet edebilmek için canla, başla çalışıyoruz. Çalışmaya devam edeceğiz. Hiç endişeniz olmasın. Çünkü biz, vatandaşa hizmet etmek üzere gelmiş hizmetkarlarız. Kendini vatandaşa hizmete değil, vatandaştan nemalanmaya gelmiş görenler, başkaları. Onları ayırt edin. Hatırlar mısınız, bizim için ne demişlerdi? 'Sosyal yardımları iyice azaltacaklar ya da bitirecekler' demişlerdi. Keşke ihtiyacı olmasaydı insanımızın, keşke ekonomik zorluklar olmasaydı da sosyal yardım vermeseydik. Ama ekonomik zorluklar var. Daha da büyüdü ekonomik sıkıntılardan. Sosyal yardımları tam 5 katına çıkarttık. Göreve geldiğimizden bu yana, parti ayrımı gözetmeksizin her ilçeye eşit ve adil hizmet götürmek için özenli çalıştık. Bu şehrin çocuklarının, gençlerinin eğitimine yardım ettik. Gençlerimize çok özel fırsatlar hazırladık. Özellikle gençlerin eğitimine, üniversiteye hazırlıktan tutun burs vermeye kadar… Bizden önce bir tek burs verilmiyordu. Biz, şu anda 75 bin üniversite öğrencisine burs veriyoruz. Ha yanlış söyledim. Pardon yanlış söyledim. Bir kişiye verilmişti. Ya da birkaç kişiye verilmişti. İşe bugün girmiş bir kişiye -öyle tarifleyeyim size- bir hafta sonra tam 200 bin dolar burs verildi. Hem de bu kişi, Metro şirketinde çalışmak için alınan bu kişi, o burs verilerek Amerika'ya yollandı. Ama ne bursu biliyor musunuz? Amerika'da siyaset bilimi. Metroyla siyaset biliminin alakası var mı? O kişi şimdi İstanbul'dan milletvekili adayı. Öyle burs verildi 4-5 tane."
"Sultanbeyli Belediye Başkanı ya da orada çalışanlar, Fizan'dan gelmedi ki. Benim yurttaşım, benim vatandaşım. Benim çalışma arkadaşlarım da biliyor, bütün belediyeler biliyor. Hiçbir gün yapılacak bir hizmetin önüne, bırakın taş koymayı, önünü açmak için elinizden geleni yapacaksınız dedim arkadaşlarıma. Bu bir anlayış değişimidir. Olması gerekendir. Onun için sosyal yardım olsun, çocuklar olsun, gençler olsun; bizim önceliğimiz. Sosyal yardımla ilgili ahlaki bir tarifi, buradaki özellikle hanımefendilerin huzurunda yapmak istiyorum. Lütfen bunu bilin. Devlet, vatandaşının eksiğini gidermek zorundadır. Açta, açıkta ihtiyacı olan bir vatandaş var ise, onun eksiğini tamamlamak, devletin sorumluluğudur. Bu Anayasa da var. Bunu ben demiyorum. Dolayısıyla ister iktidar, hükümet olsun, ister belediye olsun, ister başka bir kurum, şunu unutmayın; hakkınız olanı alıyorsunuz. Hiç kimse size lütufta bulunmuyor. Vatandaş, hakkını aldığını bilecek. Kimse cebinden para vermiyor size. Devletin, millete ait olan bütçesinin, size dağıtması gereken kısmından bahsediyoruz. Onun için helali hoş olsun."
Kendisine sevgi gösterisinde bulunan Sultanbeyli sakinlerine, "Nereden geliyorum? 'Yapamıyorsunuz' dedikleri ve kendileri durdurmalarına rağmen, 'Siz durdurdunuz' dedikleri, asılsız iddialarla engellemeye çalıştıkları Çekmeköy-Sancaktepe- Sultanbeyli metro hattının test sürüşünden geliyorum" sözleriyle seslenen İmamoğlu, "Yapamadılar, biz yaptık. 16 milyon İstanbulluya, siz güzel Sultanbeyli halkına yakın bir zamanda, 'Hayırlı uğurlu olsun' diyeceğiz ve sizleri metroyla buluşturacağız" dedi. Hattın geçtiği ilçelere dikkat çeken İmamoğlu, "Çekmeköy, Sancaktepe, Sultanbeyli; siyaset var mı içinde? Yok. Her belediye, bizim belediyemiz. Her seçilmiş belediye bizim belediye başkanımız. Bakın bu kadar net. Ben, Sultanbeyli'ye geldiğim açılış, temel atma, buluşma ne var ise, Belediye Başkanı'nı çağırırım. Kendisi orada. En az 10-15 kez burada buluşmuşuzdur. Sağ olsun, o da gelmiştir. Meseleye biz nasıl bakarız biliyor musunuz? Devletin bir kurumu, milletin belediyesi. Şu partinin, bu partinin belediyesi değil. Onun için başarıyoruz" diye konuştu.
"Bari müsaade et, engelleme, Allah'tan kork"
Yapmak istedikleri yatırımların ilgili bakanların imzalarına takıldığını aktaran İmamoğlu, "Bu devletin Ekonomi Bakanı, Sultanbeyli için yapacağımız bu hizmeti, tam 1 yıl 2 ay geciktirdi. Size hizmet etmek üzere yetkilendirmiş insanların bunu yapmadığını aklınız alıyor mu? Tek dertleri var. Ne biliyor musunuz? 'Aman bunu Ekrem İmamoğlu yapmasın'. Yahu Ekrem İmamoğlu evine metro döşemiyor ki. Sultanbeyli insanına, Sultanbeyli halkına yapıyor. Sen zararı Sultanbeyli'ye veriyorsun. Bir de utanmadan çıkıp, 'Efendim hattı durdurdular' diyorlar. Plansız, projesiz, finansmansız başlattığın, iş bilmezliğini ortaya koyduğun, sırf israf düzenin yürürsün diye alelacele ihale yaptığın, yanlış başlattığın işi biz yapıyoruz, biz yerine getiriyoruz. Bari müsaade et, engelleme, Allah'tan kork. Yani yanlış işlerle meşgulken, siz yanlış, işleri engelleyici tavırlarla meşgulken, biz, bu hattın tam yüzde 80'ini tamamladık" şeklinde konuştu. "Vatandaşa hizmet edilecekse, hizmetin en iyisini biz yaparız, başkası değil" diyen İmamoğlu, "Onun için bitirmek bir kenara dursun, planlayamadığınız projeleri dahi biz planlarız. Bizim için tek konu var: Vatandaşın huzuru, vatandaşın mutluluğu, vatandaşın memnuniyeti. Bunu bizden iyi bilen yok. Bunu bilin. Ve sonuna kadar bunun takipçisi olacağız" ifadelerini kullandı.İmamoğlu kendilerinden önce kime burs verildiğini açıkladı
"Ekonomik koşullara rağmen bu işleri yapıyoruz" diyen İmamoğlu, özetle şunları söyledi:"Sizlere hakkıyla hizmet edebilmek için canla, başla çalışıyoruz. Çalışmaya devam edeceğiz. Hiç endişeniz olmasın. Çünkü biz, vatandaşa hizmet etmek üzere gelmiş hizmetkarlarız. Kendini vatandaşa hizmete değil, vatandaştan nemalanmaya gelmiş görenler, başkaları. Onları ayırt edin. Hatırlar mısınız, bizim için ne demişlerdi? 'Sosyal yardımları iyice azaltacaklar ya da bitirecekler' demişlerdi. Keşke ihtiyacı olmasaydı insanımızın, keşke ekonomik zorluklar olmasaydı da sosyal yardım vermeseydik. Ama ekonomik zorluklar var. Daha da büyüdü ekonomik sıkıntılardan. Sosyal yardımları tam 5 katına çıkarttık. Göreve geldiğimizden bu yana, parti ayrımı gözetmeksizin her ilçeye eşit ve adil hizmet götürmek için özenli çalıştık. Bu şehrin çocuklarının, gençlerinin eğitimine yardım ettik. Gençlerimize çok özel fırsatlar hazırladık. Özellikle gençlerin eğitimine, üniversiteye hazırlıktan tutun burs vermeye kadar… Bizden önce bir tek burs verilmiyordu. Biz, şu anda 75 bin üniversite öğrencisine burs veriyoruz. Ha yanlış söyledim. Pardon yanlış söyledim. Bir kişiye verilmişti. Ya da birkaç kişiye verilmişti. İşe bugün girmiş bir kişiye -öyle tarifleyeyim size- bir hafta sonra tam 200 bin dolar burs verildi. Hem de bu kişi, Metro şirketinde çalışmak için alınan bu kişi, o burs verilerek Amerika'ya yollandı. Ama ne bursu biliyor musunuz? Amerika'da siyaset bilimi. Metroyla siyaset biliminin alakası var mı? O kişi şimdi İstanbul'dan milletvekili adayı. Öyle burs verildi 4-5 tane."
"Devlet, vatandaşının eksiğini gidermek zorundadır"
"Sultanbeyli Belediye Başkanı ya da orada çalışanlar, Fizan'dan gelmedi ki. Benim yurttaşım, benim vatandaşım. Benim çalışma arkadaşlarım da biliyor, bütün belediyeler biliyor. Hiçbir gün yapılacak bir hizmetin önüne, bırakın taş koymayı, önünü açmak için elinizden geleni yapacaksınız dedim arkadaşlarıma. Bu bir anlayış değişimidir. Olması gerekendir. Onun için sosyal yardım olsun, çocuklar olsun, gençler olsun; bizim önceliğimiz. Sosyal yardımla ilgili ahlaki bir tarifi, buradaki özellikle hanımefendilerin huzurunda yapmak istiyorum. Lütfen bunu bilin. Devlet, vatandaşının eksiğini gidermek zorundadır. Açta, açıkta ihtiyacı olan bir vatandaş var ise, onun eksiğini tamamlamak, devletin sorumluluğudur. Bu Anayasa da var. Bunu ben demiyorum. Dolayısıyla ister iktidar, hükümet olsun, ister belediye olsun, ister başka bir kurum, şunu unutmayın; hakkınız olanı alıyorsunuz. Hiç kimse size lütufta bulunmuyor. Vatandaş, hakkını aldığını bilecek. Kimse cebinden para vermiyor size. Devletin, millete ait olan bütçesinin, size dağıtması gereken kısmından bahsediyoruz. Onun için helali hoş olsun."
"Finansman bakan tarafından 1,5 sene bekletilmeseydi"
Sultanbeyli özelindeki İBB hizmetlerini ve projeleri detaylandıran İmamoğlu, "Tüm bu yaptıklarımızı, siz bir de 14 Mayıs'tan sonra ahlaklı, nitelikli bir hükümet-belediye iş birliği ortamında düşünün. Çekmeköy-Sultanbeyli-Sancaktepe metro hattı hiç engellenmeseydi mesela, nasıl tam gaz giderdik? Finansmanı bakan tarafından 1,5 sene bekletilmeseydi, nasıl tam gaz giderdik? Bir de öyle düşünün. Metro çalışmalarının tıkır tıkır işlediği bir İstanbul düşünün. Ne güzel olurdu değil mi? Çok güzel olurdu değil mi? Size bir şey söyleyeyim mi? Zaten çok güzel olacak. 14 Mayıs'ı hep birlikte memleket adına bir demokrasi ve adalet bayramı haline getireceğiz. Unutmayın; bu şehri hep birlikte ayağa kaldıracağız. Bu ülkenin sahibinin millet olduğunu herkese göstereceğiz. Devletin yöneticilerinin milletin karşısında gücünü gösteren değil, sert, böyle kaşı çatık, suratı asık, bağırır, döver gibi, söver gibi -sanki birini tarif ettin değil mi- öyle davranmak olmayacak. Güler yüzlü, vatandaşına tevazuuyla bakan, iyi niyetle bakan, güzel konuşan, vatandaşın haklarını savunan, yöneticilerin haddini bildiği rejimin adıdır Cumhuriyet. Bunu unutmayın. İstanbul'un bütün bu kurumlarıyla ilgili o düzeyli, o sistemli, o nitelikli, o ahlaklı sürecin oluşması için ne yapacağız? 14 Mayıs'ta oylarımızı kullanacağız. Ve 15 Mayıs sabahı, bu ülkenin Cumhurbaşkanı'nı Kemal Kılıçdaroğlu'nu yapacağız" dedi."Bu seçim, parti seçimi değil"
"Gerçekten bu seçim, parti seçimi değil. Bu seçim, bu kötü gidişe 'dur' deme seçimi. Allah aşkına, 21 yıl bu ülkeyi yöneteceksiniz. Bugün. Gelip hala, 'Sizi yoksulluktan kurtaracağız. Sizi şunu yapacağız, bunu yapacağız' diyeceksiniz. Allah aşkına, geçin bunları. Bu millet, sizi 14 Mayıs'ta evinize yolluyor. Gidin evinizde eşinize, çocuklarınıza hizmet edin. Bizi ilgilendirmiyor. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaletli, vicdanlı yönetimi altında çalışacak çok güçlü bir kadromuz olacak. Bakın, sizin evlatlarınızla çalışacak bu kadro. Bir avuç insanın evlatlarıyla değil, sizin evlatlarınızla çalışacak devlet kademelerinde. Ortak aklın sesini yansıtan, önemli bir plan koyacağız. Hızla kolları sıvayacağız. Ceketi çıkaracağız. Gömleğin kollarını sıvayacağız. Kravatı çıkarıp, yola koyulacağız. Bugün çıkarmayacağım, yanlış anlamayın. Buradan Denizli'ye gideceğim, oradan Çorlu'ya geleceğim. Onun için çıkarmayacağım. Ama ben, kollarını sıvamaya hazır bir kardeşinizim.""Biz TOKİ'yi asli görevine döndüreceğiz"
"Biz, devletin kurumlarıyla hiçbir sorunu olmayan bir ekibiz. Bizim kişisel hırsları kamu yararının önüne koyan, asla ve asla tek bir arkadaşımız bile olmayacak. Biz TOKİ'yi asli görevine döndüreceğiz. Liyakatli, işini dert edinen, kamu faydasını ön planda tutan, dar gelirliye konut üreten bir kurum haline getireceğiz. Başındaki yöneticilerin becerikli olmayanları evine gidecek. Becerikli olanlar, bizimle çalışmaya devam edecek. Yolun yolun sonunda biz düzeyli bir süreci ortaya koyacağız. Bakın KİPTAŞ başardı. Bu zor ekonomik koşullarda, sabit taksitle, faiz almadan sosyal konut üretilebileceğini ispatladı. Temel attık, bitirdik 1,5-2 senede ve millet o evlerde oturuyor. Ve her ay sabit taksit ödüyor. Ama TOKİ, faizle sosyal konut sahibi yapıyor. Hem de birleşik faiz üzerinden. Her yıl artan taksitlerle süreci yönetiyor. Evin altından kalkamıyor insanlar."Yorumlar
Yorum bulunmuyor.