Kış şartları özellikle İstanbul gibi büyükşehirlerde hayatı felç etti.
Okullar tatil edildi, fabrika bacaları tütmez oldu, ticaret durdu.
Bu durgunluğu fırsat bilerek bir haftadır tüccar, sanayici ve esnafımızı ziyaret edelim dedik.
Çok enteresan manzaralarla, endişe ve ümitsizlikle karşılaştık.
Önce tanık olduğumuz manzarayı aktaralım.
Yüzlerce işçi çalıştıran sanayici vergi denetmeni ile adeta boğuşuyor. Vergi borcu 800 milyara dayanmış sanayiciye "vergi borcunuzu ne zaman ödeyeceksiniz" diye sorunca "Önce bir fabrikamızı döndürelim. İşçimizin maaşını, elektrik faturamızı ödeyelim, hacizli borçlarımızı tasfiye edelim, ondan sonra hala ayakta isek öderiz" diyor.
Gittiğimiz her yerde sanayici, tüccar ya borçluyla boğuşuyor ya da alacaklısıyla, ya iktidara ateş püskürüyor ya da medyaya... Ve de özellikle iktidarın yağdanlığı televoleci iktisatçılara.
İşte size esnaf ve tüccarların tepkilerinden derlediğim bazı cümleler:
"Piyasalarda yaprak kıpırdamıyor, hala talebi kısmaktan dem vuruyorlar."
"2001 krizinden bu yana ihtiyaçlarını erteleyen tüketici, ithal mallara, dayanaklı tüketime kredi kartları ile borçlandı. Artık iki yıl beyaz eşyacılar beklesin."
"Medyanın estirdiği rüzgarla AKP iktidarına güvenen vatandaş 3 yıllık otomobil, 1015 yıllık konut kredilerine yakasını kaptırdı, şimdi aç biilaç dolaşıyor."
"AKP iktidarı tabela vergilerini yüzde 4 bin arttırarak sinek avlayan tüccara tabelanı indir diyor. Oysa rantiye kesiminden vergi almıyor."
"Düşük döviz kuru, yüksek reel faizle ülkeyi soydurup cari açık krizi ile çıkacak döviz krizinin faturasını millete yıkacaklar yine."
"İthalatı patlatıp yalancı bahar havası oluşturdular. Ama böylece yerli sanayiciyi göçertip işsizliği patlattılar."
"Prof. Dr. Haydar Baş haklıymış. Önceki iktidar stagflasyona, şimdiki iktidar da ülkeyi deflasyona götürüyor."
"Ekonomi deflasyona (durgunluk yoluyla fiyatların hızla düşüp iflasa) sürüklenirken vatandaş depresyona itildi."
"AKP iktidarında vatandaş işsizliğe çözümü kendi buldu. Devlet sahip çıkmayınca işsiz çocukları sokağa attı. Şimdi hırsızlık diye yeni bir sektör çıktı ortaya."
En olumlu tepki gösteren esnaf şöyle diyor:
"AKP'ye güvenmiştik. Ama bu iktidar da fos çıktı. İki yıldır düzeltemeyen bundan sonra hiç düzeltemez. Hele borç batağına ittikten sonra hiç mi hiç düzeltemez."
Döviz-borsa-faiz denkleminde oynanan oyunları iyi tahlil eden bir kuyumcu kardeşimiz ise olayı can evinden yakaladı:
"Kur'u düşük tutuyorlar. Bunun hiç bir ekonomik mantığı yok. Küresel güçler AKP'nin dış politikasına destek çıkmak için paraya boğuyor, onlar da faize boğuyor. Al gülüm ver gülüm politikası bu... Neden döviz soygununa, faiz soygununa dur deyip para basıp dövizi piyasadan çekmiyorlar. Borçları ödeyip üretimi, istihdamı desteklemiyorlar. 70'li yıllarda para çok, mal yoktu, 80'den sonra mal çok, para yok. BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş'tan başka ekonomik oyunları çözecek lider yok. AKP iktidarına bel bağlayanların hali şuna benziyor. Mazbut bir aile, yine mazbut bir ailenin biraz hoppa kızını alır. Kız gelin olunca daha da açılıp saçılmaktadır. Evin reisi, şikayetlendikçe, kız tarafı üstüne gitmeyin, zamanla toparlanır diye oyalar. Sonuçta kız iyice yoldan çıkar. Bu iktidar da, medyanın, küresel güçlerin baştan çıkarıcı pohpohlamalarına kapılıp iyice yoldan çıktı."
Gördüğünüz gibi yorumlar tamamen sanayici ve işadamlarımıza ait.
Okullar tatil edildi, fabrika bacaları tütmez oldu, ticaret durdu.
Bu durgunluğu fırsat bilerek bir haftadır tüccar, sanayici ve esnafımızı ziyaret edelim dedik.
Çok enteresan manzaralarla, endişe ve ümitsizlikle karşılaştık.
Önce tanık olduğumuz manzarayı aktaralım.
Yüzlerce işçi çalıştıran sanayici vergi denetmeni ile adeta boğuşuyor. Vergi borcu 800 milyara dayanmış sanayiciye "vergi borcunuzu ne zaman ödeyeceksiniz" diye sorunca "Önce bir fabrikamızı döndürelim. İşçimizin maaşını, elektrik faturamızı ödeyelim, hacizli borçlarımızı tasfiye edelim, ondan sonra hala ayakta isek öderiz" diyor.
Gittiğimiz her yerde sanayici, tüccar ya borçluyla boğuşuyor ya da alacaklısıyla, ya iktidara ateş püskürüyor ya da medyaya... Ve de özellikle iktidarın yağdanlığı televoleci iktisatçılara.
İşte size esnaf ve tüccarların tepkilerinden derlediğim bazı cümleler:
"Piyasalarda yaprak kıpırdamıyor, hala talebi kısmaktan dem vuruyorlar."
"2001 krizinden bu yana ihtiyaçlarını erteleyen tüketici, ithal mallara, dayanaklı tüketime kredi kartları ile borçlandı. Artık iki yıl beyaz eşyacılar beklesin."
"Medyanın estirdiği rüzgarla AKP iktidarına güvenen vatandaş 3 yıllık otomobil, 1015 yıllık konut kredilerine yakasını kaptırdı, şimdi aç biilaç dolaşıyor."
"AKP iktidarı tabela vergilerini yüzde 4 bin arttırarak sinek avlayan tüccara tabelanı indir diyor. Oysa rantiye kesiminden vergi almıyor."
"Düşük döviz kuru, yüksek reel faizle ülkeyi soydurup cari açık krizi ile çıkacak döviz krizinin faturasını millete yıkacaklar yine."
"İthalatı patlatıp yalancı bahar havası oluşturdular. Ama böylece yerli sanayiciyi göçertip işsizliği patlattılar."
"Prof. Dr. Haydar Baş haklıymış. Önceki iktidar stagflasyona, şimdiki iktidar da ülkeyi deflasyona götürüyor."
"Ekonomi deflasyona (durgunluk yoluyla fiyatların hızla düşüp iflasa) sürüklenirken vatandaş depresyona itildi."
"AKP iktidarında vatandaş işsizliğe çözümü kendi buldu. Devlet sahip çıkmayınca işsiz çocukları sokağa attı. Şimdi hırsızlık diye yeni bir sektör çıktı ortaya."
En olumlu tepki gösteren esnaf şöyle diyor:
"AKP'ye güvenmiştik. Ama bu iktidar da fos çıktı. İki yıldır düzeltemeyen bundan sonra hiç düzeltemez. Hele borç batağına ittikten sonra hiç mi hiç düzeltemez."
Döviz-borsa-faiz denkleminde oynanan oyunları iyi tahlil eden bir kuyumcu kardeşimiz ise olayı can evinden yakaladı:
"Kur'u düşük tutuyorlar. Bunun hiç bir ekonomik mantığı yok. Küresel güçler AKP'nin dış politikasına destek çıkmak için paraya boğuyor, onlar da faize boğuyor. Al gülüm ver gülüm politikası bu... Neden döviz soygununa, faiz soygununa dur deyip para basıp dövizi piyasadan çekmiyorlar. Borçları ödeyip üretimi, istihdamı desteklemiyorlar. 70'li yıllarda para çok, mal yoktu, 80'den sonra mal çok, para yok. BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş'tan başka ekonomik oyunları çözecek lider yok. AKP iktidarına bel bağlayanların hali şuna benziyor. Mazbut bir aile, yine mazbut bir ailenin biraz hoppa kızını alır. Kız gelin olunca daha da açılıp saçılmaktadır. Evin reisi, şikayetlendikçe, kız tarafı üstüne gitmeyin, zamanla toparlanır diye oyalar. Sonuçta kız iyice yoldan çıkar. Bu iktidar da, medyanın, küresel güçlerin baştan çıkarıcı pohpohlamalarına kapılıp iyice yoldan çıktı."
Gördüğünüz gibi yorumlar tamamen sanayici ve işadamlarımıza ait.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014