Kahramanmaraş merkezli depremlerin can evimizde açtığı yara hâlâ kanarken işleyen seçim süreci doğal olarak zamanında, yani 18 Haziran 2023'te yapılması gerekirken, iktidar cephesi toplumsal nabzı yoklamak için Bülent Arınç marifetiyle seçimlerin ertelenmesi tartışmasının düğmesine bastı.
Deprem ortamında böyle bir tartışmayı başlatmanın toplumsal artçı şoklarından endişe eden hükümet cephesinden, beklendiği gibi Arınç'ın açıklamalarının AKP'nin değil, kendi görüşleri olduğunu dair ifadeler sarf edildi.
Görünen o ki iktidar perde arkasında kalarak başlattığı tartışmaların devam etmesini bir süre izleyecek, kendileri için en uygun bir zamanda da sürece müdahil olarak istedikleri ertelemeyi Türkiye'ye hazmettirmeye çalışacaklar.
Elbette seçimleri erteleme adımı anayasaya rağmen atılacak.
Ancak hedeflerine ulaşırlarsa bu anayasayı ne ilk ne de son kez delmeleri olacak.
Ama her ihlal, hukuksal yapımızın dayanağını oluşturan ve elbette devlet olmamızın en önemli alâmetifarikalarından biri olan anayasamızda bir öncekinden çok daha büyük bir gedik açılmasına neden olmaktadır.
Demokrasinin olmazsa olmazı olan muhalefet partileri, bu sürece artık bir dur demelidir. Bunun için elbette en büyük sorumluluk Meclis'te temsil edilen muhalefet partilerinin omuzları üzerindedir.
Millet İttifakı ise altı muhalif partinin birleşmesinden oluştuğu için herkesin izlediği ve bu konuda öncelikle inisiyatif alması gereken bir konumdadır.
Bu bağlamda 13 Şubat'ta planlanan toplantılarını deprem felaketi nedeniyle yapamayan Milli İttifakı'nı oluşturan altı siyasi partinin lideri, bugün saat 14.00'te Saadet Partisi ev sahipliğinde 'Deprem Özel' gündemli bir toplantı gerçekleştirilecekler.
'Deprem Özel' vurgusu, CHP lideri Kılıçdaroğlu, İYİ Parti lideri Akşener, DEVA Partisi lideri Babacan, Gelecek Partisi lideri Davutoğlu ve Demokrat Parti lideri Uysal ve Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu'nun hazır bulunacağı toplantıda depremle ilgili gelişmelerin değerlendirileceğini anlaşılıyor.
6 Şubat'ta yaşadığımız büyük deprem felaketinden sonra bu toplantının öncelikli gündeminin deprem olması gerektiği şüphe götürmez.
Ancak depremi dahi fırsata çevirmekten geri durmayacağını ortaya koyan iktidarın seçimi erteleme planlarına karşı Millet İttifakı'nın hamlesinin şimdiden belirlenmesi kanımca çok yerinde olacaktır.
Benim görüşüme göre 13 Şubat'taki toplantıda isim açıklanmasa dahi adayın açıklanacağı tarihin netleşebileceğini ima eden Millet İttifakı bileşenleri, artık cumhurbaşkanı adaylarının kim olacağını geciktirmeden açıklamalıdır.
Adayın açıklanmasıyla 13 milyondan fazla insanımızı etkileyen on binlercesinin ölümüne, binlerce binanın da yıkılmasına neden olan deprem felaketinde siyasi sorumluluğu olan iktidar hiç beklemediği bir karşılık da verilmiş olacaktır.
Bu bağlamda iktidara seçim sürecini erteleme fırsatı dahi vermeden Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayını bir an önce açıklamalı ve seçim sürecinin sekteye uğramadan işlediğini göstermelidir.
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024