Bir elma şekerle, bir çikolata ile elindeki çok kıymetli eşyaları, para kesesini, altını gümüşü değişen çocuklar vardır.Çocuğun dünyası o an için tatlı bir şeyi, şekeri çikolatayı tatmaktır, gerisi bir hiçten ibarettir.Millet olarak çocukların bu yanı ile örtüşen özelliklerimiz son yıllarda daha da çoğaldı sanki.On iki seneden beri tek başına ülkeyi yöneten iktidar zaman zaman bir elma şeker tutuşturuyor elimize, sonra günümüzü ve geleceğimizi, istiklalimizi ve istikbalimizi ilgilendiren nice değerlerimizi bir çırpıda, bir kalemde alıyor elimizden.Elimize verilin bir elam şekerle aylarca, bazen yıllarca sevinip duruyoruz.İktidarın sözcüleri, yeminli reklamcıları; bu elma şekerin öyle sıradan bir tatlandırıcı olmadığını, bunu herkesin herkese vermeyeceğini, veremeyeceğini, dolayısıyla iktidarın kadirşinaslığına, birikim ve becerisine örnek teşkil ettiğini anlata anlata, yaza yaza bitiremiyorlar.En son dünyamızı karartan, geleceğimize dinamitler döşeyen GDO'lu ürünlere izin verilmesi meselesine bakalım. Bu düzenlemenin, bu uygulamanın hayatımızda ve geleceğimizde yapacağı tahribatı, açacağı derin yaraları iktidarın hangi "elma şekeri" telafi edebilir, tamir edebilir?Muharrem Bayraktar'ın 30 Mayıs 14 tarihli yazısına bir göz atmak, işin vahametini anlamak için yeterlidir:"? GDO'lu ürünleri bu millete yedirmek 'onları topyekûn kansere, ölüme' mahkûm etmek demek. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, belli ürünlerde belli oranlarda (yüzde 0.9) GDO bulunmasına izin veren düzenlemeyi Resmi Gazete'de yayınlattı. Bu bir facia? Obama'nın son Türkiye ziyaretinde GDO'lu ürünlerin Türkiye'ye girişine izin verilmesi için Erdoğan'dan bizzat ricacı olduğunu biliyoruz. O rica bugün icraata koyuldu. Lafı uzatmadan söyleyelim. Prof. Dr. Erkan Topuz şöyle diyor: "GDO'lu ürünler yüzünden insanlar, dünya savaşından beter günler yaşayacak. Önümüzdeki 5 yılda her iki kişiden biri kanser olacak." GDO şu ana kadar sadece yasal olarak hayvan yemlerinde ithal edilebiliyordu. Bu da kuşkusuz çok tehlikeli idi. GDO'lu ürünlerle beslenen hayvanların etleri, sütleri, peynirleri, yumurtaları da ne yazık ki GDO'lu idi. Şimdi ise bu durum bütün gıdalara yayıldı. İki yıl önce 8 bilim adamının yaptığı bir araştırma var. Aynı gıdanın GDO'lu ve GDO'suz ürünleriyle beslenen fareler incelemeye alınmış. GDO'lu gıdalarla beslenen farelerde çok sayıda kanser hücresi gelişmiş. Dişilerde en az 2 kat kanser görülüyor. Erkek farelerde bilhassa karaciğer kanseri 5 kat daha fazla gelişiyor. Maden ocaklarında güvenlik tedbirlerini almak için çalışmalar yaparak halkın gözünü boyayan AKP, bütün milletin güvenliğini tehlikeye atan GDO düzenlemesine imza attı. Küresel baronların bu ülkeyi GDO'lu ürün çöplüğü yapmalarına izin verdi. Bunun sonu kanser ve ölüm."
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024