Ramazan hilali doğdu, pırıl yüreklerimizi aydınlattı, hediyelerini, ikramlarını bırakıp sevgiyle ayrıldı. Aslında buna ayrılık denmez. Çünkü sevgide ayrılık nasıl olsun ki? Sevgi, her an onunla olmak değil midir? Onun yolunu gözlemek ve her an onunla dirilmek?Ramazan gelince kendine has güzellikleriyle geliyor? Köşe köşe göğüslere sıkıştırılmış Kur'an-ı Kerim'ler ile mukabelelere koşuluyor? Güzel sesli hafızlar, her biri cennet bahçelerine benzeyen odalarda, camilerde mukabele okuyorlar. Baştanbaşa gönüller ilahi kelamın esrarı ile coşuyor. Bu sebepledir ki Kur'an-ı Kerim'i okumak hele Ramazanda okumak bir başka manevi lezzetler sunuyor?Ramazanın asıl hüviyeti olan Oruç'lar ile adeta insan melekleşiyor. Işıl ışıl seher vaktinde sahurlar bereketler saçıyor. Allah Resulü'nün ifadesiyle, Allah'a kavuşmak anı kadar anlamlı iftar saatleri dualara, rahmete açılan kapı.Teravihler, salavatlar, dualar, tövbeler ile rahmet ayı Ramazan günahlardan arınmanın, yenilenmenin mevsimi.Mevlâna Celâleddin-i Rumi'nin ölüm anı için söylediği "Şeb-i Arus"u sevgiliye kavuşma anlamı, bayram ile birlikte tebessüm saçan, ilahi sürmelerle sürmelenmiş imanlı yüzlerde kendini buluyor..Bir tomurcuk gibi açan ve bayram ile birlikte gül kokularına bürünenRamazan bayramı, milletin imanının demet demet kokular yaydığı rahmet iklimi.Bayram namazları kılınıyor. Tekbirler inletiyor semaları. Melekler eşlik ediyor müminlerin dualarına.Bir yerde cami dolup taşıyor. Bahçe bile almıyor anlını secdeye koymak isteyen imanlı gönüllüleri. Cami görevlisinden sergi istiyorlar. Görevli bütün sergileri verdiğini ancak eski sökük küflenmiş halıların var olduğunu söyleyince halılar hemen kapış kapış oluyor. Halıların üzerine secdeye kapanacak olan insanımızın o an tek düşündüğü bayram namazına katılmak. Bunun için küf kokularını seher esintilerine çeviren inancı ile safa diziliyorlar. Cami gerisinde arabaların geçtiği asfalt yol vardır. Biri yolun sağ tarafına arabasını yanaştırıp yolu trafiğe kapatıyor ve yoldan geçmek isteyenlere "Bize beş dakika müsaade edin bayram namazını kılalım. Hutbeyi ayakta da dinleriz". Yolun alt caddesinden gidilebileceğini söyleyen ama bayram namazını kılamayan kişi anlayışla direksiyonunu hemen çeviriyor. Yolun sağ tarafını da kapatıp bütün asfaltın seccadelerini kapıp namaza duranları balkondaki Ayşe nine görünce "Bu milletin imanı?Bu milletin imanı" diyor.Genç bir adam elinde bir tabak zeytinle akşam namazına camiye gidiyor. Arkadaşı soruyor. Hayrola ne yapacaksın bu zeytinleri. Camide namaz kılanlara ikram edeceğim oruçlarını açsınlar. Arkadaşı diyor ki: "Sevgili Peygamberimiz, bir hurma ile bile olsa oruçluya iftar veriniz" buyurdu. Sen her gün bu sevabı alacaksın.Yaşlı düşkün bir dede? Mahallede herkes onu tanır. Sahura kalkabilir mi bilinmiyor ama iftar vakti gözler onun üzerinde. Ona yemek yedirmek için sıra bekleniyor. Bir lokanta sahibi her gün buradasın diyor ve sevabı rahmeti kapıyor o yüreği tutuyor o imana hizmet ediyor.Camiye gelen ama hiç kimsesi olamayan, elleri ile kendi üstünün temizliğini yapamayan biri... Yanına oturduğunda üstü başı kokan adamın yanına şefkatle oturuyor. Bu adamdan rahatsız olmuyor musun denildiğinde ona olan şefkatim bana her şeyi unutturuyor, diyor.Allah Resulünün işaretiyle "Şu göğüslerde olan iman var ya?"İşte bu milletin imanı öylesine büyük ki, onun için ne kadar sevilse azdır.
Mustafa Sabri / diğer yazıları
- Ramazanlaşmak / 17.07.2012
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011