Çok büyük hizmetler etmesi gereken medya, tam aksine milletleri aldatma aracına dönüştürüldü. Savaş ve diplomasiyle elde edilemeyen başarılar, medya kanalıyla gerçekleştiriliyor. Bu konuda ABD, en başarılı ülkelerin başındadır. Güdümüne alacağı ülkenin, ilkönce medyasını kontrol eden ve yönlendiren ABD, yalan-yanlış haber ve yorumlarla insanları şaşırtıyor, kendi emellerine hizmetçi kılıyor. Ancak, bu demek değildir ki, hiçbir ülkede doğruyu yazan, çizen ve söyleyen medya kuruluşu yoktur. Elbette her ülkede az da olsa, gerçekleri duyurmaya çalışan milli medya kuruluşları vardır. Ama genel durum, sözünü ettiğimiz şekildedir.Medyanın aldatmasına karşı yine iş millete düşüyor. Millet, doğruyu, yanlışı ayırt edici olmalıdır. Haberleri ve yorumları sorgulamalı, yargılamalı, akıl ve mantık süzgecinden geçirmelidir. Cenab-ı Hakk'ın, "Size bir fasık bir haber getirdiğinde onu araştırın" (Hucurat: 6) emrine uymalı ve gereğini yapmalıdır. Maalesef, milletimiz bu emri unutmuş, bırakın fasığın haberini, kâfirin haberini bile sorgusuz sualsiz kabul edip, Müslüman kardeşine kılıç çekiyor. Bir delikten iki kere ısırılmaması gereken milletimiz, bir delikten bin bir kere ısırılıyor, yine de ayıkmıyor. Bu ne büyük bir gaflet, ne büyük bir bedbahtlıktır!Söylediklerimize son örnek, Cenevre-2 Konferansı'nın hemen öncesinde yayımlanan, Suriye'ye ait olduğu iddia edilen fotoğraflardır. Söz konusu fotoğraflara, Milli Mücadele dönemindeki 'Mütareke Basını' tanımına uyan günümüzdeki bazı medya kuruluşları, can havliyle sarıldılar. İnsan biraz olsun araştırır, inceler ve kendi kendine sorar: Acaba bu fotoğraflar doğru mudur, yoksa hileli bir yönlendirme mi vardır? Böyle hareket edenler, iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla, savaşların önce medya üzerinden sürdürüldüğünü bilmiyor mu? Amerikalı Noam Chomsky, "Medya bir manipülasyon, beyin yıkama ve denetim kurma aracı olarak güçlü ve ayrıcalıklı kesimlerin çıkarlarına hizmet etmektedir" diyor (Bkz. Medya Gerçeği, s. 202). Suriye'de çekildiği ileri sürülen fotoğraflar için Rusya Başbakanı Medvedev şöyle demiştir: "Hukuk eğitimi aldım, aldığım eğitime göre mahkemece ispatlanmadan hiç kimse suçlu ilân edilemez." Hukukun bu evrensel kuralını hiçe sayan gayri milli medya kuruluşları, Suriye Devlet Başkanı Esad'ın savaş suçlusu olarak yargılanmasını istiyor. ABD'nin, Afganistan ve Irak'ta, İsrail'in yıllarca Filistin'de işlediği savaş suçlarını, işkence ve zulmü, gündeme hiç getirmeyen, bu medya kuruluşları, milletimizle acaba hangi ortak değeri taşıyor?Eski Yugoslavya'da işlenen suçlar için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi'ndeki davanın başsavcısı Profesör Sir Nice, bir rapor hazırlıyor ve şöyle diyor: "Suriye'de çekilen fotoğraflarda insanların vücutlarındaki veriler ile Miloseviç dosyasında incelediğimiz fotoğraflardaki veriler neredeyse aynı." Başsavcı Nice, iki günde bir rapor hazırlıyor ve böyle bir sonuca varıyor. Başsavcı Nice'ye de sormak gerekir: Aradan yıllar geçtiği halde, ABD ve İsrail'in işlediği suçlarla ilgili neden bir tek kelâm etmediniz? Batılıların bu yalanlarına artık aldanmayalım, aynı yalanlarla Irak'ı işgal edip kan gölüne çevirmediler mi? Birinci Körfez Savaşı sırasında petrole bulanmış karabatak kuşunun görüntülerini her akşam yayımlayan ve Saddam'ın kuşlara bile zulmettiğini zihinlere kazıyan bu medya değil miydi? Irak işgal edildikten ve yer ile yeksan olduktan sonra, ortaya çıktı ki, o karabatak kuşunun görüntüsü sahte idi ve İtalyan yapımı bir filmden alınmaydı. Şimdi kalktılar, aynı senaryolara inanmamızı istiyorlar. O fotoğrafların gerçek ve Suriye'de çekilmiş olduğu bin kez ispat edilmeden, bir kez inananlara yazıklar olsun!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018