Sosyal devletin en önemli vasfı vatandaşlarının sağlık, eğitim, ulaşım vs. konularda temel ihtiyaçlarını ücretsiz karşılayabilmesidir.
Kimi ülkelerde örneklerini gördüğümüz bazı uygulamalar yer alsa da, esas manada sosyal devlet ancak Milli Ekonomi Modelinin uygulanacağı devlet idaresinde gerçekleşebilir.
Çünkü ülke kaynaklarını ve girdileri bireylerin ihtiyaçları için kullanabilmek milli politikalar ister. Bunu gerçekleştirebilmek ise IMF'ye veya Dünya Bankasına bağlı projeler ile sağlanamaz.
Bugün maaşları yetmediği için sokaklara dökülen memurlar veya grev yapan işçiler veya son günlerin gündemi olan sağlık düzenlemeleri bu çerçeveden değerlendirilmelidir.
Devlet güvencesinde olan vatandaşların özel hastanelerde sağlık hizmetlerinden yararlanmasını sağlayan düzenlemeler sosyal devlet olma yolunda iyi bir adımdı.
Ancak son uygulama kaşıkla verilenin kepçe ile alınması gibi oldu.
Devlet güvencesinde olan vatandaşlar muayenede 8 TL, eczanede de 3 TL ödeyecekler.
Hastanelerin acil servislerinde ücretsiz muayene ve hizmet görenler bundan sonra bu imkândan yararlanamayacaklar. Hasta olarak acile gelenlere bir kâğıt imzalatılacak. Kişiler bunu imzaladıkları andan itibaren kendilerine yapılacak tedavi masraflarını "devletten istememek kaydı ile" ödemeyi kabul etmiş olacaklar.
Türkiye'de, altına imza atılan her kâğıdın ve detaylarının okunmayacağı hesaba katıldığında, acil bir rahatsızlıkla özel bir hastaneye düşenlerin Allah yardımcısı olsun. Tahlillerin ve tedavi masraflarının altından kalkmalarına imkân yok…
Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) sosyal devlet uygulamaları içinde yer alan "sağlık hizmetlerinin bedava olmasını" bu bakımdan dikkatle incelemek gerekir.
BTP'nin 'sosyal devlet -milli devlet' tezinde yer alan sağlık projesi halkı rahatlatacak ciddi adımlar getiriyor.
BTP'nin projelerine yer vermeden önce, yazdıklarını hayata geçirebileceklerinin hiç de zor olmadığını söylemeliyiz.
BTP'nin, IMF veya Dünya Bankası ile değil, vatandaşlarının emek ve üretiminin devreye konduğu ve devletlerin sahip olduğu kaynakların kullanılması ile temellenen bir ekonomi politikası var.
Ayrıca Milli Ekonomi Modelinin diğer kaynakları olan senyorajın devreye konması ve 100 milyarın üzerindeki kesimden alınan vergiler sağlığın veya eğitimin veya ulaşımın veya elektrik dağıtımının bedava olmasına yetecek miktarda bir girdi kalemi oluşturuyor.
Bağımsız Türkiye Partisi, teşhis ve tedavide özel sektör ve kamuya ait hastanelerden yararlanabileceğini maddeleştirmiştir. Ancak bu hizmetin masrafları devlet tarafından karşılanacaktır. Yani sağlık hizmetlerinin tamamı bedavadır.
Aile hekimliği ile hizmet ayağa götürülürken, gerekli görülen yerlerde hastanelere gidilmesi durumunda randevu sistemi ile kuyruklara son verilecektir.
Sağlık hizmetleri içinde yer alan ilaç alımı için de para ödenmeyecektir.
Yine aile hekimliği uygulaması düzenli kontroller ile hastalık öncesi iyileştirmeyi sağlayacaktır.
Burada açlık sınırının altında maaşlarla geçinmeye daha doğrusu yaşamaya uğraşan insanımız için Bağımsız Türkiye Partisi'nin farklı projelerine de değinmek gerekiyor.
Sağlıklı olabilmenin temelinde dengeli beslenme gelmektedir. BTP her doğan çocuk için kademeli olarak verilecek 15 milyar TL'lik bir doğum ikramiyesi hazırlamıştır.
Ve çocuklar için ailelerine çocuk maaşı verilecektir.
Bunların yanında vatandaşlık maaşı ve ev hanımlarına verilecek maaşlar ile bir ailenin eline dengeli beslenmesini sağlayacak meblağ rahatlıkla geçecektir.
Yani BTP tek başına iktidar olursa sağlıklı yetişen nesillerden ve sağlıklı bireylerden bahsedeceğiz.
Bu projeler, bugün hastane kapılarındaki kuyruklara da büyük ölçüde son verecektir.
Projeleri okuduğumuzda ve ortaya atılan kaynaklarla birleştirdiğimizde bu projelerin vatandaşını seven ve onu düşünen bir lider tarafından ortaya atıldığını anlıyoruz.
Teşekkürler Prof. Dr. Haydar Baş...
Kimi ülkelerde örneklerini gördüğümüz bazı uygulamalar yer alsa da, esas manada sosyal devlet ancak Milli Ekonomi Modelinin uygulanacağı devlet idaresinde gerçekleşebilir.
Çünkü ülke kaynaklarını ve girdileri bireylerin ihtiyaçları için kullanabilmek milli politikalar ister. Bunu gerçekleştirebilmek ise IMF'ye veya Dünya Bankasına bağlı projeler ile sağlanamaz.
Bugün maaşları yetmediği için sokaklara dökülen memurlar veya grev yapan işçiler veya son günlerin gündemi olan sağlık düzenlemeleri bu çerçeveden değerlendirilmelidir.
Devlet güvencesinde olan vatandaşların özel hastanelerde sağlık hizmetlerinden yararlanmasını sağlayan düzenlemeler sosyal devlet olma yolunda iyi bir adımdı.
Ancak son uygulama kaşıkla verilenin kepçe ile alınması gibi oldu.
Devlet güvencesinde olan vatandaşlar muayenede 8 TL, eczanede de 3 TL ödeyecekler.
Hastanelerin acil servislerinde ücretsiz muayene ve hizmet görenler bundan sonra bu imkândan yararlanamayacaklar. Hasta olarak acile gelenlere bir kâğıt imzalatılacak. Kişiler bunu imzaladıkları andan itibaren kendilerine yapılacak tedavi masraflarını "devletten istememek kaydı ile" ödemeyi kabul etmiş olacaklar.
Türkiye'de, altına imza atılan her kâğıdın ve detaylarının okunmayacağı hesaba katıldığında, acil bir rahatsızlıkla özel bir hastaneye düşenlerin Allah yardımcısı olsun. Tahlillerin ve tedavi masraflarının altından kalkmalarına imkân yok…
Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) sosyal devlet uygulamaları içinde yer alan "sağlık hizmetlerinin bedava olmasını" bu bakımdan dikkatle incelemek gerekir.
BTP'nin 'sosyal devlet -milli devlet' tezinde yer alan sağlık projesi halkı rahatlatacak ciddi adımlar getiriyor.
BTP'nin projelerine yer vermeden önce, yazdıklarını hayata geçirebileceklerinin hiç de zor olmadığını söylemeliyiz.
BTP'nin, IMF veya Dünya Bankası ile değil, vatandaşlarının emek ve üretiminin devreye konduğu ve devletlerin sahip olduğu kaynakların kullanılması ile temellenen bir ekonomi politikası var.
Ayrıca Milli Ekonomi Modelinin diğer kaynakları olan senyorajın devreye konması ve 100 milyarın üzerindeki kesimden alınan vergiler sağlığın veya eğitimin veya ulaşımın veya elektrik dağıtımının bedava olmasına yetecek miktarda bir girdi kalemi oluşturuyor.
Bağımsız Türkiye Partisi, teşhis ve tedavide özel sektör ve kamuya ait hastanelerden yararlanabileceğini maddeleştirmiştir. Ancak bu hizmetin masrafları devlet tarafından karşılanacaktır. Yani sağlık hizmetlerinin tamamı bedavadır.
Aile hekimliği ile hizmet ayağa götürülürken, gerekli görülen yerlerde hastanelere gidilmesi durumunda randevu sistemi ile kuyruklara son verilecektir.
Sağlık hizmetleri içinde yer alan ilaç alımı için de para ödenmeyecektir.
Yine aile hekimliği uygulaması düzenli kontroller ile hastalık öncesi iyileştirmeyi sağlayacaktır.
Burada açlık sınırının altında maaşlarla geçinmeye daha doğrusu yaşamaya uğraşan insanımız için Bağımsız Türkiye Partisi'nin farklı projelerine de değinmek gerekiyor.
Sağlıklı olabilmenin temelinde dengeli beslenme gelmektedir. BTP her doğan çocuk için kademeli olarak verilecek 15 milyar TL'lik bir doğum ikramiyesi hazırlamıştır.
Ve çocuklar için ailelerine çocuk maaşı verilecektir.
Bunların yanında vatandaşlık maaşı ve ev hanımlarına verilecek maaşlar ile bir ailenin eline dengeli beslenmesini sağlayacak meblağ rahatlıkla geçecektir.
Yani BTP tek başına iktidar olursa sağlıklı yetişen nesillerden ve sağlıklı bireylerden bahsedeceğiz.
Bu projeler, bugün hastane kapılarındaki kuyruklara da büyük ölçüde son verecektir.
Projeleri okuduğumuzda ve ortaya atılan kaynaklarla birleştirdiğimizde bu projelerin vatandaşını seven ve onu düşünen bir lider tarafından ortaya atıldığını anlıyoruz.
Teşekkürler Prof. Dr. Haydar Baş...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018