Eylül-Ekim aylarında bütün dünyada olduğu gibi bizde de, Okul ve Eğitim dünyasını harekete geçirmektir. Tabi ki bu devrelerde halkımız ve medyamız da dikkatleri okullara odaklanmaktadır. Eğitim yılı açılınca birden bire yığınla yeni sorunlar ortaya çıkmaktadır. Aile masrafları artmakta, okula kayıt olmak için ekstra ücretler de masraflarada tuz biber olmaktadır. Bir nevi okul gönüllü (zorunlu) kayıt paraları alınması tartışmalara sebep olmaktadır. Eğitimcilerin kayıt ücreti alınmayacak demeçlerinde ısrar etmektedirler.
Her yıl olduğu gibi Milli Eğitim sorumluları fakirlerden ücret alınmayacak diyorlar, ama dinleyen kim! Yine her yıl olduğu gibi gönüllü bağışlar zorunlu hale getirilmeye çalışılıyor. Sebep ise gayet basittir. Bazı okulların acıklı mali ve idari durumlarına yardım etmek zorunluluğu mevcuttur. Sonunda Bakanlığın üst düzeyindekilerin söylediklerine kimse kulak vermiyordu ve yine okul ve aile birliklerinin istekleri doğrultusunda sonuçlar alınmış oluyordu. Başka türlü de mümkün olmuyordu, çünkü Türkiye'nin Bütçesinden Milli Eğitim için ayırdığ para ile okullar temel ihtiyaçları arasında büyük boşluklar mevcuttu. Bu devlet bütçesinin verdikleriyle okulları idare etmek hemen hemen mümkün değildi. Okul aile birliği katkıları olmadığı zaman okullar ya yakıtsız, ya temizlikten mahrum, ya da elektriksiz veya badanasız-boyasız oturulmaz hade kalabiliyor.
Anadolu liselerinde ise durumlar daha da büyük eksiklerle sırıtıyorlar. Çünkü doğru dürüst yabancı lisan eğitim, dışardan yardımsız yapılamıyordu. Lisan Öğretmenin ihtiyaçları karşılanamıyordu.
Ahlak ve davranış aşınmaları
Zenginlerimizin çoğu da demiyordu ki: Ben daha fazlasını veririm, fakirlerimizi zorlamayın, onların fazla ödeme güçleri yoktur, onlar ancak geçim savaşıyla uğraşıyorlar, onlardan daha fazlasını beklemeyelim. Allah'a çok şükür biz daha varlıklıyız bu masrafları biz karşılayalım, fikri artık eskilerde kalmıştı! Onun için şu günlerde kimse kimseye yardım etmemeğe çalışmaktadır.
Bu konuların bu şekle bürünmesinin nedenleri arasında sadece Devletimizin yetersizliği rol oynamamaktadır. Bu konularda halkımızın da eski ahlakının ve duyarlılığın değişmesi de söz konusu olmaktadır. İnsanlarımızda eski merhamet, komşuya ve fakire yardım duyguları da erozyona uğramış durumdadır. İnsanlarımız Türklere ve Müslümanlara yardım etme duyguları adeta aşınmış durumdadır. İnsanlık duyguları azalmış kimilerinde ise tamamen yok olmuş durumdadır. Batı egoizmi insanlarımızı adeta esaret altına almış bulunmaktadır. Zaten bu egoizm batı kültürü ile beraber gelmiştir. Batıdan ithal malı olarak insanlarımızın kafalarına yeni bencil fikirler doldurmuştur. Her konuda kendini sadece kendini düşünme özellikleri galip geliyordu. Acıma duyguları-merhamet duyguları ve yardım etme duyguları artık insanlarımızın kafalarından yavaş yavaş siliniyordu. Batı egoizm fikri cazip ve galip geliyordu! Batılalaşma ile islam özelliklerini bir arada tutmak "Modern" insanların davaranışlarına ve yaşam tarzına uygun düşmemekte olduğu anlaşılmış ve galip gelmiştir.
devamı yarın
Her yıl olduğu gibi Milli Eğitim sorumluları fakirlerden ücret alınmayacak diyorlar, ama dinleyen kim! Yine her yıl olduğu gibi gönüllü bağışlar zorunlu hale getirilmeye çalışılıyor. Sebep ise gayet basittir. Bazı okulların acıklı mali ve idari durumlarına yardım etmek zorunluluğu mevcuttur. Sonunda Bakanlığın üst düzeyindekilerin söylediklerine kimse kulak vermiyordu ve yine okul ve aile birliklerinin istekleri doğrultusunda sonuçlar alınmış oluyordu. Başka türlü de mümkün olmuyordu, çünkü Türkiye'nin Bütçesinden Milli Eğitim için ayırdığ para ile okullar temel ihtiyaçları arasında büyük boşluklar mevcuttu. Bu devlet bütçesinin verdikleriyle okulları idare etmek hemen hemen mümkün değildi. Okul aile birliği katkıları olmadığı zaman okullar ya yakıtsız, ya temizlikten mahrum, ya da elektriksiz veya badanasız-boyasız oturulmaz hade kalabiliyor.
Anadolu liselerinde ise durumlar daha da büyük eksiklerle sırıtıyorlar. Çünkü doğru dürüst yabancı lisan eğitim, dışardan yardımsız yapılamıyordu. Lisan Öğretmenin ihtiyaçları karşılanamıyordu.
Ahlak ve davranış aşınmaları
Zenginlerimizin çoğu da demiyordu ki: Ben daha fazlasını veririm, fakirlerimizi zorlamayın, onların fazla ödeme güçleri yoktur, onlar ancak geçim savaşıyla uğraşıyorlar, onlardan daha fazlasını beklemeyelim. Allah'a çok şükür biz daha varlıklıyız bu masrafları biz karşılayalım, fikri artık eskilerde kalmıştı! Onun için şu günlerde kimse kimseye yardım etmemeğe çalışmaktadır.
Bu konuların bu şekle bürünmesinin nedenleri arasında sadece Devletimizin yetersizliği rol oynamamaktadır. Bu konularda halkımızın da eski ahlakının ve duyarlılığın değişmesi de söz konusu olmaktadır. İnsanlarımızda eski merhamet, komşuya ve fakire yardım duyguları da erozyona uğramış durumdadır. İnsanlarımız Türklere ve Müslümanlara yardım etme duyguları adeta aşınmış durumdadır. İnsanlık duyguları azalmış kimilerinde ise tamamen yok olmuş durumdadır. Batı egoizmi insanlarımızı adeta esaret altına almış bulunmaktadır. Zaten bu egoizm batı kültürü ile beraber gelmiştir. Batıdan ithal malı olarak insanlarımızın kafalarına yeni bencil fikirler doldurmuştur. Her konuda kendini sadece kendini düşünme özellikleri galip geliyordu. Acıma duyguları-merhamet duyguları ve yardım etme duyguları artık insanlarımızın kafalarından yavaş yavaş siliniyordu. Batı egoizm fikri cazip ve galip geliyordu! Batılalaşma ile islam özelliklerini bir arada tutmak "Modern" insanların davaranışlarına ve yaşam tarzına uygun düşmemekte olduğu anlaşılmış ve galip gelmiştir.
devamı yarın
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006