Yeni eğitim-öğretim yılına girdiğimiz şu günlerde, eğitim sistemimiz üzerine bir kez daha düşünme fırsatı buluyoruz. Bugün Prof. Dr. Haydar Baş Hocamın 2002 yılında yaptığı bir konuşmasını dinleme imkânı buldum. Sanki konuşma bugün yapılmış gibi. Yıllar önce dile getirdiği eleştiriler, bugün de geçerliliğini koruyor. Prof. Dr. Baş konuşmasında eğitim sistemimizin en temel sorununun "benlik" kaybı olduğunu vurguluyor. Bu tespit, bizlere öz kültürümüze, değerlerimize ve milli kimliğimize olan aidiyetimizi tekrar kazanmak için bir seferberlik ihtiyacını işaret ediyor.
Baş'ın konuşmasında dikkat çektiği gibi, bizler "ben" demekten korkar hale geldik. Batı dünyasında bir Fransız, bir İngiliz, bir Alman kendi kimliğini cesurca savunurken, bizler kendi benliğimizi inkâr eden bir toplum haline geldik. Bu kaybolan aidiyet duygusu, yalnızca kültürel kimlik alanında değil, eğitimde de derin izler bırakıyor.
Bugün okullarımızda yetişen gençlerin çoğu, milli değerlerden uzak, küresel kültürün etkisi altında şekilleniyor. Teknoloji ve küreselleşmenin etkisiyle eğitim sistemimiz, Batı'nın değerlerini ve kültürel yapısını model alıyor. Elbette, dünyaya entegre olmak, bilime ve teknolojiye ayak uydurmak önemli, ancak kendi değerlerimizle harmanlanmış bir eğitim sistemini kaybetmek, bizi köklerimizden koparıyor.
Milli Eğitimde Yapılması Gerekenler:
Baş'ın işaret ettiği "ben" olabilme yetisi, sadece bireysel bir duruş değil; aynı zamanda millet olabilmenin de temelini oluşturuyor. Bu noktada eğitimin önemi büyüktür. Millî Eğitim Bakanlığı'nın eğitimde yerli ve milli bir anlayışı yeniden canlandırması, kendi kültür ve tarihimizin daha derinlemesine öğretildiği bir sistem inşa etmesi gerekiyor.
1. Öz Kimlik Bilincinin Güçlendirilmesi: Öğrencilere tarihlerini, kültürlerini ve millet olmanın önemini benimsetecek derslerin artırılması elzemdir. Atatürk'ün Cumhuriyet'in ilk yıllarında attığı temellerden uzaklaşmadan, milli şuurun ve bilincin aşılanması gerekiyor. Batı'yı model almanın ötesinde, kendi özgün değerlerimizi yeniden keşfetmeliyiz.
2. Rol Modellerin Yeniden İnşası: Prof. Dr. Baş'ın ifade ettiği gibi, Batı toplumlarında bireyler, kim olduklarını belli eden bir karakter ve duruşa sahiptir. Bizde ise, gençler arasında bir "ben" olma bilincinin zayıf olması dikkat çekiyor. Bunun önüne geçmek için eğitimde rol modellerin önemini vurgulayan yeni bir yaklaşıma ihtiyaç var. Tarihimizden, kültürümüzden ilham alan, güçlü karakterlere sahip bireyler yetiştirmek, ancak doğru rol modeller sunarak mümkün olabilir.
3. Değerler Eğitimi: Teknolojinin hızla geliştiği, bilginin dijital platformlarda hızla yayıldığı bu dönemde, öğrencilerimize maneviyatı ve insani değerleri öğretebilmek çok daha önemli hale geldi. Eğitimin sadece bilimsel bilgiyle sınırlı olmadığını, ahlaki ve insani değerlerle de desteklenmesi gerektiğini unutmamalıyız. Bu, bireylerin yalnızca meslek sahibi değil, aynı zamanda topluma faydalı birer fert olabilmelerini sağlayacaktır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın altını çizdiği sorunlar bugün de geçerlidir. Kendi kültürümüze, tarihimize ve milli kimliğimize olan aidiyetimizi yeniden kazanmak için eğitim sistemimizde köklü bir reform gereklidir. Eğitimi sadece akademik başarıya endeksli görmekten vazgeçip, çocuklarımızın ve gençlerimizin öz benliklerini keşfetmelerine yardımcı olacak bir anlayışa yönelmemiz gerekiyor. Yalnızca o zaman geleceğe emin adımlarla ilerleyen, köklerinden kopmamış, öz güvenli bireyler yetiştirebiliriz. Türkiye'nin bugün sahip olduğu olması gerektiği asıl ruh, milli ruhu olduğu unutulmamalıdır.
- Siber savaş: Dijital dünyanın yeni cephe hattı / 21.09.2024
- Milli eğitimde kayıp benlik / 19.09.2024
- Filistin katliamı, Haniye suikastı ve Türkiye / 06.08.2024
- Ekonomik bağımsızlık yolunda: Milli Ekonomi Modeli / 05.08.2024
- Belediyelerin SGK prim borçları üzerine değerlendirme / 02.08.2024
- Sokak hayvanları yasası / 01.08.2024
- Prof. Dr. Haydar Baş ve BTP / 10.04.2024
- BTP belediyeciliğinde vatandaş kent yönetiminde aktif rol alacak / 23.03.2024
- Kırmızı çizgimiz Mustafa Kemal Atatürk! / 22.03.2024