Türkiye seçimlere az bir zaman kala "baraj" konusunu yeniden tartışmaya başladı. Demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu anayasasında yazan T.C. Devletinde, milletin iradesinin milletin Meclis'ine yansımasının önündeki engel olan seçim barajı, anayasanın çeşitli maddelerine aykırı. İnsan haklarından bahseden 2. maddeye; kişinin temel hak ve hürriyetleriyle, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak ilkeleri kaldıran 5. maddeye; egemenliğin millete ait olduğunu belirten 6. maddeye; herkesin kanunlar önünde eşit olduğunu vurgulayan 10. maddeye; Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağladığını yazan 11. maddeye; temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasının anayasanın sözüne ve ruhuna aykırı olamayacağını belirten 13. maddeye; seçme ve seçilme hakkına vurgu yapan maddelere aykırıdır. Seçilme yeterliliğine sahip kişilerin, seçme hakkına sahip kişilerce seçilerek, seçenleri temsilen Meclis'e gönderilmesinin önündeki kotanın hiçbir izahı olamaz. Hal böyleyken bu zamana kadar darbenin anayasası denilen 82 Anayasası'nda "baraj" varlığını korumuştur. Bugünse AKP ve MHP dışındaki partiler kaldırılmasında hemfikirler. Yani sandıktan çıkan iradenin bir kişi de olsa Meclis'e yansımasını arzu ediyorlar. Bazı köşe yazarları ise, baraj konusundaki gelişmeleri, milli iradenin tam manasıyla tecelli etmesine yönelik demokratik bir adım olarak değerlendirmek yerine, dış güçlerin Türkiye'ye müdahalesi şeklinde bir algı çalışması olarak ele almışlar. Bu kalemler, baraj ile AK Partisinin anayasayı tek başına değiştirme teşebbüsünün yarıda kalmasından mı endişeliler acaba? Tek başına yeni bir anayasa yazarak, federatif yapının temelini atması beklenen AKP için, baştan yazılacak vatandaşlık tanımı ve başkanlık sistemine geçiş adımları da barajın devamına bağlı? Zira 2002 seçimlerinde 14 milyon seçmenin oyu, barajı geçemeyen partilere gitmiş olmasına rağmen; AKP'ye atılmış kabul edildi. Eğer baraj kalkarsa Meclis aritmetiği değişeceği için AKP'nin vaatleri de yarıda kalmış olacak?Akıllı akillerle iş götüren AKP için, "millet iradesinin önündeki engeli kaldırmak" ne yazık ki, başka akıllıların akıl vermesiyle kendilerine kurulan bir komplo olarak görülmektedir.Seçim barajı mutlaka kaldırılmalıdır. örnek almaya çalıştığımız AB ülkelerinin çoğunda baraj yokken, her fırsatta demokrasiden dem vuran Türkiye'de baraj, bir demokrasi ayıbıdır. Türkiye'de cambaza bak oyunu sıklıkla oynanıyor. Kobani sürecinde sırtından vurulan Alevi Kürtler, olayı halen hazmedememişken; Peşmergenin geçişine koridor sağlayan hükümet ikinci Peşmerge sevkini de sessiz sedasız ve baraj tartışmaları arasında gizlice gerçekleştirdi. Millete, devlete, üniter yapıya, bütünlüğe birileri komplo kuruyor da, kim bunlar?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018