Yabancı şirketler için siyaset yapanların Türkiye'nin ihtiyacı olan siyaseti ortaya koymalarının mümkün olmadığına işaret eden Demokrat Partli Lideri Zeybek, "Yapılması gereken milli kaynakların halka aktarılmasıdır" diye konuştu
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, "Siyasi liderlerin derinlikleri yok, bilgileri zayıf, okumayan insanlar. Dünya'yı bilmiyorlar, dünyada neler olup bittiğinden haberleri yok. Meseleleri derinden bilmedikleri için birbirleriyle laf yarıştırıyorlar. Tartışmalar ise çok sığ" diye konuştu. Zeybek şunları söyledi: "Bugün Türkiye'nin gündemlerine hâkim olan siyasi liderlerin ne yazık ki derinlikleri yok, bilgileri zayıf, okumayan insanlar. Dünya'yı bilmiyorlar, dünyada neler olup bittiğinden haberleri yok. Mesela Sayın Başbakan kendi yaptıklarının dünya ölçeğinde ne anlama geldiğini ne yazık ki bilmiyor. Onu eleştirenler de olan biten işlerin ayırımında değil. Dolayısıyla meseleleri derinden ve derin gündemden almak iktidarları olmayınca, birbirlerine laf yarıştırarak, o onu dedi, bu bunu dedi gibi çok sığ bir tartışma söz konusu. Yani derinden girmek lazım. Ben derinden meseleleri gündeme getirmeye çalışıyorum. Ama ne yazık ki yine bu tür söylemler reel politik'e çok uygun bulunmaz. Daha çok da sığ tartışmaları severler her halde. Ama biz bilinçli olarak ısrarla dünyada neler olup bittiğini ve dünyayı oluşturmak isteyen güçlerin Sayın RTE'ye verdikleri görevin ne olduğunu gündeme getirmek suretiyle, hem kendisini uyarmak ve kurtarmak. Yani kendisinden ülkeyi kurtarmak. Hatta kendisini de kendinden kurtarmak istiyoruz. Ama bunu bilimle yapmak istiyoruz, bilgiyle yapmak istiyoruz."
Kalkınma tabandan başlamalı"Büyük şirketlerin çıkarları için siyaset yapmak durumunda kalan siyasetçiler. Onları uygulamak zorunda kalan. Çünkü onlar tarafından kurgulanmış, desteklenmiş, ülkeye getirilmiş olan siyasetçiler. Yani Türkiye'deki bugünkü iktidarın. Neoliberalizm karşıtı siyaset uygulaması mümkün değildir. İsteseler de yapamazlar" diyen DP Lideri Zeybek şöyle konuştu: "Kötü adam olduklarından değil. Siyasetleri kötü olduğu için bunu yapamazlar. Peki doğrusu nedir? Doğrusu, milli kaynakları halka aktarmaktır. Kalkınmayı tabandan başlatmaktır. Şimdi mesela yeni liberalizmin çok kullandığı yine büyük günahlardan birisi vardır. Her hangi bir hükümet tarım kesimine destekleme yaparsa, tarım kesimine yani köylülerin yaşamasını sağlamak için onlara süspansiyon denilen bir kelime vardı. Şimdilerde kullanılmaz oldu. O da bir günah. Küçük günah. Sübvansiyon yok. Her hangi bir hükümet, bizim geçmişte Demokrat hükümetlerin yaptığı gibi mesela tarımda mazotu, akaryakıtı, gübreyi, tohumu ucuz yapmaya kalktığı an hükümet hemen bazı gazetelerin sekiz puntoluk manşetlerini görür gibi oluyorum. Şöyle yazacaklar. Popülizm hortladı. Burada önemli olan şu, ekonomi siyasetiniz, dış siyasetiniz, iç siyasetiniz bütün bunlar birbiriyle dengeli olmak zorundadır. Yani kalkınmayı tabandan başlatıp, orta direği diriltecek bir iktidar demokrasiyi de koruyor demektir. Çünkü bir ülkede orta direk dediğimiz köylüler, işçiler, memurlar, emeklileri, esnaf, kobiler, milli sanayi, beyaz yakalılar. Bütün bunlar eğer güçlüyse o ülkede demokrasi yaşar. Orta sınıf diyoruz, orta direk diyoruz daha iyi anlaşılsın diye."
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, "Siyasi liderlerin derinlikleri yok, bilgileri zayıf, okumayan insanlar. Dünya'yı bilmiyorlar, dünyada neler olup bittiğinden haberleri yok. Meseleleri derinden bilmedikleri için birbirleriyle laf yarıştırıyorlar. Tartışmalar ise çok sığ" diye konuştu. Zeybek şunları söyledi: "Bugün Türkiye'nin gündemlerine hâkim olan siyasi liderlerin ne yazık ki derinlikleri yok, bilgileri zayıf, okumayan insanlar. Dünya'yı bilmiyorlar, dünyada neler olup bittiğinden haberleri yok. Mesela Sayın Başbakan kendi yaptıklarının dünya ölçeğinde ne anlama geldiğini ne yazık ki bilmiyor. Onu eleştirenler de olan biten işlerin ayırımında değil. Dolayısıyla meseleleri derinden ve derin gündemden almak iktidarları olmayınca, birbirlerine laf yarıştırarak, o onu dedi, bu bunu dedi gibi çok sığ bir tartışma söz konusu. Yani derinden girmek lazım. Ben derinden meseleleri gündeme getirmeye çalışıyorum. Ama ne yazık ki yine bu tür söylemler reel politik'e çok uygun bulunmaz. Daha çok da sığ tartışmaları severler her halde. Ama biz bilinçli olarak ısrarla dünyada neler olup bittiğini ve dünyayı oluşturmak isteyen güçlerin Sayın RTE'ye verdikleri görevin ne olduğunu gündeme getirmek suretiyle, hem kendisini uyarmak ve kurtarmak. Yani kendisinden ülkeyi kurtarmak. Hatta kendisini de kendinden kurtarmak istiyoruz. Ama bunu bilimle yapmak istiyoruz, bilgiyle yapmak istiyoruz."
Kalkınma tabandan başlamalı"Büyük şirketlerin çıkarları için siyaset yapmak durumunda kalan siyasetçiler. Onları uygulamak zorunda kalan. Çünkü onlar tarafından kurgulanmış, desteklenmiş, ülkeye getirilmiş olan siyasetçiler. Yani Türkiye'deki bugünkü iktidarın. Neoliberalizm karşıtı siyaset uygulaması mümkün değildir. İsteseler de yapamazlar" diyen DP Lideri Zeybek şöyle konuştu: "Kötü adam olduklarından değil. Siyasetleri kötü olduğu için bunu yapamazlar. Peki doğrusu nedir? Doğrusu, milli kaynakları halka aktarmaktır. Kalkınmayı tabandan başlatmaktır. Şimdi mesela yeni liberalizmin çok kullandığı yine büyük günahlardan birisi vardır. Her hangi bir hükümet tarım kesimine destekleme yaparsa, tarım kesimine yani köylülerin yaşamasını sağlamak için onlara süspansiyon denilen bir kelime vardı. Şimdilerde kullanılmaz oldu. O da bir günah. Küçük günah. Sübvansiyon yok. Her hangi bir hükümet, bizim geçmişte Demokrat hükümetlerin yaptığı gibi mesela tarımda mazotu, akaryakıtı, gübreyi, tohumu ucuz yapmaya kalktığı an hükümet hemen bazı gazetelerin sekiz puntoluk manşetlerini görür gibi oluyorum. Şöyle yazacaklar. Popülizm hortladı. Burada önemli olan şu, ekonomi siyasetiniz, dış siyasetiniz, iç siyasetiniz bütün bunlar birbiriyle dengeli olmak zorundadır. Yani kalkınmayı tabandan başlatıp, orta direği diriltecek bir iktidar demokrasiyi de koruyor demektir. Çünkü bir ülkede orta direk dediğimiz köylüler, işçiler, memurlar, emeklileri, esnaf, kobiler, milli sanayi, beyaz yakalılar. Bütün bunlar eğer güçlüyse o ülkede demokrasi yaşar. Orta sınıf diyoruz, orta direk diyoruz daha iyi anlaşılsın diye."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.