Mimarlığın ses ve ışık hali
'Mimarlığın Ses ve Işık Hali' sergisi Tophane-i Amire Tek Kubbe Salonu'nda açıldı. Gezenlerin kendilerini uzay boşluğunda hissettikleri sergi 13 Kasım'a kadar devam edecek.
07.11.2016 00:00:00
3. İstanbul Tasarım Bienali "yaratıcı mahalleler" programı kapsamında Tophane-i Amire Tek Kubbe Salonu, farklı bir sanatsal görsel şölene ev sahipliği yapıyor. HAS Mimarlık projelerinden yapılan seçki, mekâna özgü tasarım ve dijital teknolojilerin bütünleştiği bir sergilemeyle, Tophane-i Amire Tek Kubbe Salonu'nun büyülü atmosferinde bir geçmiş-gelecek sentezi oluşturmayı amaçlıyor.
Bu sanatsal kurguda Tek Kubbe Salonu odak noktası olarak ele alınırken, çağdaş yorumlarla, eskiden-yeniye, bütünden-parçaya, gerçekten-sanala, dengeden-dengesizlik haline dönüşümler yaratılıyor. Sergilemede ziyaretçinin de performansın içine çekilmesiyle zaman ve mekan kavramlarının bulanıklaştığı; belki de bu güne kadar alışılmadık bir mekansal deneyim algı ile karşı karşıya bırakarak farklı bir deneyim yaşatıyor.
Tarihi kubbeyi yeniden yorumlamak
Tek Kubbe Salonunun kuvvetli bir mimari öğesi olan kubbe, ana fikrin başlangıç noktasını oluşturmuş. Kurgu, bu noktadan yola çıkan ve kubbeye karşılık gelen ters "ışık kubbe" ile geliştirilmiş. Kubbe geometrisinin kusursuzluğuna karşılık, ışık kubbe; bugünün yorumuyla tarihi kubbeyle diyalog kuran bir yapı olarak kurgulanmış.
Yeni üretim kubbeyi kendine yüzey edinen görsel-işitsel sunum, kubbe çağrışımları üzerinden, hem HAS Mimarlık yapıtlarını, hem de mekânın atmosferini bütünleştirerek yeniden kurguluyor. Ziyaretçi, kendini saran deneyim sırasında, ışık ve sesin hareketiyle gerçek ile sanal uzamlar arasında gidip geliyor.
Tarihi mekânı odak noktasına alarak, dijital teknolojinin sunduğu olanaklarla yeni bir mekânsal algı yaratma düşüncesi, mimari ile dijital sanatın birlikte ele alınmasını gerektiriyordu. Bu nedenle, mimarlar ve sanatçılar tasarım sürecinin her anında etkileşim içinde çalıştılar. HABER MERKEZİ
Bu sanatsal kurguda Tek Kubbe Salonu odak noktası olarak ele alınırken, çağdaş yorumlarla, eskiden-yeniye, bütünden-parçaya, gerçekten-sanala, dengeden-dengesizlik haline dönüşümler yaratılıyor. Sergilemede ziyaretçinin de performansın içine çekilmesiyle zaman ve mekan kavramlarının bulanıklaştığı; belki de bu güne kadar alışılmadık bir mekansal deneyim algı ile karşı karşıya bırakarak farklı bir deneyim yaşatıyor.
Tarihi kubbeyi yeniden yorumlamak
Tek Kubbe Salonunun kuvvetli bir mimari öğesi olan kubbe, ana fikrin başlangıç noktasını oluşturmuş. Kurgu, bu noktadan yola çıkan ve kubbeye karşılık gelen ters "ışık kubbe" ile geliştirilmiş. Kubbe geometrisinin kusursuzluğuna karşılık, ışık kubbe; bugünün yorumuyla tarihi kubbeyle diyalog kuran bir yapı olarak kurgulanmış.
Yeni üretim kubbeyi kendine yüzey edinen görsel-işitsel sunum, kubbe çağrışımları üzerinden, hem HAS Mimarlık yapıtlarını, hem de mekânın atmosferini bütünleştirerek yeniden kurguluyor. Ziyaretçi, kendini saran deneyim sırasında, ışık ve sesin hareketiyle gerçek ile sanal uzamlar arasında gidip geliyor.
Tarihi mekânı odak noktasına alarak, dijital teknolojinin sunduğu olanaklarla yeni bir mekânsal algı yaratma düşüncesi, mimari ile dijital sanatın birlikte ele alınmasını gerektiriyordu. Bu nedenle, mimarlar ve sanatçılar tasarım sürecinin her anında etkileşim içinde çalıştılar. HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.