Minyatürlerle Mevlana

Efe, minyatürün, ince işlenmiş ve küçük boyutlu resimlere ve bu tür resim sanatına verilen ad olduğunu, kökenin ise doğu kültürüne dayandığını söyledi. Türk sanat tarihinde resme 'nakış veya tasvir' denilmesi nedeniyle minyatür sanatçılarının da 'nakkaş ya da musavvir" olarak adlandırıldığını belirten Efe, ince bir işçilik ve yoğun uğraş gerektiren bu işi yaklaşık 15 yıldır yaptığını söyledi. Fildişi, porselen gibi sert yüzeylere de yapılabilen minyatürü genellikle özel resim kağıtlarına yapmayı tercih ettiğini belirten Efe, "Geçtiğimiz yıllarda, Selçuklu dönemine özel ilgi duyduğum için uzun süren araştırmalar sonunda Selçuklu Sultanları'nın minyatürlerini yapmıştım. Açtığım sergiden sonra sultanların minyatürlerini Konya Büyükşehir Belediyesi satın aldı" dedi.

Üç aylık sıkı çalışma

Son çalışmasında Mevlana'yı, ailesini ve yakın çevresinde bulunan kişileri resmettiğini ifade eden Efe, şunları kaydetti: "Bu çalışmayı yaklaşık 3 ayda tamamladım. Mevlana ve ailesi üzerine minyatür yapmaktaki amacım, özellikle Mevlana'nın yakın çevresindeki kişilerin görsel kimlikleriyle fazlaca bilinmemesiydi. Dünyada milyonlarca hayranı bulunan Mevlana'nın yakın çevresindeki kişiler doğal olarak merak ediliyor. Söz konusu kişilerin yüzlerini çizerken tarihi kaynaklarda anlatılanlardan yararlandım. Yaptığım 15 minyatürde Mevlana'nın yanı sıra ilk kez annesi, eşleri, çocukları ve yakın çevresini konu aldım. Halen hiç bir yerde sergilenmemiş minyatürler içinde Mevlana'nın eşleri Gevher ve Kerra Hatun, annesi Mümine Hatun, kızı Melike Hatun, oğulları Alaaddin Çelebi, Sultan Veled ve Emir Alim Çelebi ilk dikkati çekenler. En çok üzerinde uğraştığım eser ise diğerlerine göre daha büyük tasvir ettiğim Mevlanaminyatürü oldu." Bu minyatürleri yaparken hiçbir şekilde önceliğinin maddi kazanç elde etmek olmadığını vurgulayan Efe, her biri 20x28 santimetre ebadındaki bu minyatürleri Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne bağışlayacağını sözlerine ekledi.