Demokrasilerde muhalefet iktidardan daha önemli bir görevdir. Hakiki bir muhalefet ülkeyi felaketlerden ve yanlışlardan koruma, uyutulan halkı devamlı uyanık tutma, iktidarı sığaya çekme, yalanlarından koruma ve iktidara yol gösterme görevini yapar. Muhalefetin iftira görevi olamaz. Muhalefet doğruya destek, eğriye rehber olmaktır.
Çok eskilerde altın rezervimiz bizi güney Afrika’nın ardından dünya ikincisi ilan etmişken üçüncü ABD idi. Şu anda çok sayıda bulunan rezervlerimiz, bizim süper birinciliğimizi göstermektedir. Buna rağmen, Başbakanımızın ülkemizde, zengin petrol ve altın madenlerimiz yok demesine karşılık. Muhalefetin, insaf ey Başbakan, yollarda akmaya başlayan petrolü görmüyor musun? Başka ülkelerde düşük oranlı yüzde onluk altına karşılık bir ton topraktan elde edilen 1250 gr altın sizi hala ikna edemedi mi? diye halkın huzurunda sormuyor. Sormuyor, çünkü yabancı şirketlere verilmesine onların da itirazı yok, demektir.
Başbakanımız şu durumda ilk defa doğru söylüyor. Ne altın kaldı ne petrol ne de verilmedik maden. Bu sebepten yoktur. Hatta yeterli suyumuz da yok dendiğine göre göller, barajlar ve hatta tuzlu sularımız da gizli veya aşikar elden çıkarılacaktır. Sırada, halkın elinde olan küçük maden sahaları vardır. Mayınlı arazilerdeki on kuyudan dokuzunda çıkan petrolden, Sinop’ta ülkenin 48 yıl ihtiyacını karşılama kapasitesindeki petrolden, Batman’da, Siirt’te daha nicelerinden elbette iktidar kadar muhalefetin de haberi olmak zorunluluğu vardır.
Ey milletim hangisi bir itirazda bulundu. En geri kalmış ülkelerde bile yabancıların çıkardığı petrol ve madenlerde o devlet yüzde 25 hisseye sahipken ülkemizde bu hisse özellikle yüzde 2 ve altında kanunlaşmıştır. Üstelik yüzde ikisine karşılık ihracat teşviki olarak yüzde verilmektedir. Yani hem madeni çıkartıp götürüyorlar hem de yüzde dört teşviki cebe atıyorlar. Davulcuya para verip oynamanın bize kazandıracağı ne vardır. Üstelik davulcu yabancı şirket! Verilen teşvik borç içinde yaşamaya çalışan Türk halkının alın teri...
Muhalefetten çıt yok. Ülkede sorun çıktığında Başbakan bir yöne, ana muhalefet alakasız bir yöne seyahate çıkıyor. Diyarbakır’da bayrağımız yerine çaput asılmak suretiyle hakarete uğratılırken, güvenlik, PKK ya emanet edilmişken muhalefet lideri Çin Seddi’nde Başbakan ise ABD adına Afrika’ya gidiyor ve Fransa’nın İngiltere’nin sömürgelerinde arı kovanına çomak sokarak fitneye sebep oluyor ve bu devletleri uyarıyor ve Müslüman kanının akmasına sebep oluyor. İşin sonu oralarda çıkacak karışıklıklar ve masun insanların katliamıdır.
Türkiye’den en ufak bir itiraz yok. Olmayacaktır, Olsa da çıkacak bir tehdidin fos olacağı, artık dünyanın her kesiminde bilinmektedir. Suriye’deki olaylara muhalefetten hiç bir itiraz olmadı. Nedeni, emirlerin ABD kaynaklı olması idi. BTP haricinde hangi muhalefet buna karşı durabilir ki?.. Muhalefet haçlı seferlerini desteklemektedir. Kimse kendini aldatmasın liderine baksın. Onu tasvip onunla aynı görüşte olunması demektir. Esat haçlıya karşı savaşmaktadır. Hala bunu anlamayan liderler varsa kesinlikle onlar da BOP ile işbirliğinin içindedirler. BTP ve lideri Prof. Dr. Haydar Baş öncelikle BOP projesinde Alevi–Sünni çatışmasını Ehl–i Beyt kalkanı ile karşılamış ve ülkenin kahramanlarının anılmaları programları ile ırk ayırımında ortadan kaldırmayı hedeflemiştir, Ülkenin her karış toprağı bu ülkenin çeşitli etnik guruplarının kanları ile sulanmıştır gerçeğini halkımızla paylaşmaktadır.
Başbakanın muhalefeti Meclis’te gurubu bulunan partiler olarak düşünmesi sadece cehalet değil aynı zamanda büyük hatadır. Görmüyor mu, çözümün esası BTP’dedir. Çözümün tek adresi de Prof. Dr. Haydar Baş ve ekibidir. Karşılıksız ve ücretsizdir. Bu Projeler ve çözümler Referans vermek şartı ile tüm siyasi partilere tahsis edilmiştir. Ülkenin muhalif partileri gelin birlik olun. Birlik halinde bir muhalefet iktidardan güçlüdür. Bu sözümü unutmayın.
Çok eskilerde altın rezervimiz bizi güney Afrika’nın ardından dünya ikincisi ilan etmişken üçüncü ABD idi. Şu anda çok sayıda bulunan rezervlerimiz, bizim süper birinciliğimizi göstermektedir. Buna rağmen, Başbakanımızın ülkemizde, zengin petrol ve altın madenlerimiz yok demesine karşılık. Muhalefetin, insaf ey Başbakan, yollarda akmaya başlayan petrolü görmüyor musun? Başka ülkelerde düşük oranlı yüzde onluk altına karşılık bir ton topraktan elde edilen 1250 gr altın sizi hala ikna edemedi mi? diye halkın huzurunda sormuyor. Sormuyor, çünkü yabancı şirketlere verilmesine onların da itirazı yok, demektir.
Başbakanımız şu durumda ilk defa doğru söylüyor. Ne altın kaldı ne petrol ne de verilmedik maden. Bu sebepten yoktur. Hatta yeterli suyumuz da yok dendiğine göre göller, barajlar ve hatta tuzlu sularımız da gizli veya aşikar elden çıkarılacaktır. Sırada, halkın elinde olan küçük maden sahaları vardır. Mayınlı arazilerdeki on kuyudan dokuzunda çıkan petrolden, Sinop’ta ülkenin 48 yıl ihtiyacını karşılama kapasitesindeki petrolden, Batman’da, Siirt’te daha nicelerinden elbette iktidar kadar muhalefetin de haberi olmak zorunluluğu vardır.
Ey milletim hangisi bir itirazda bulundu. En geri kalmış ülkelerde bile yabancıların çıkardığı petrol ve madenlerde o devlet yüzde 25 hisseye sahipken ülkemizde bu hisse özellikle yüzde 2 ve altında kanunlaşmıştır. Üstelik yüzde ikisine karşılık ihracat teşviki olarak yüzde verilmektedir. Yani hem madeni çıkartıp götürüyorlar hem de yüzde dört teşviki cebe atıyorlar. Davulcuya para verip oynamanın bize kazandıracağı ne vardır. Üstelik davulcu yabancı şirket! Verilen teşvik borç içinde yaşamaya çalışan Türk halkının alın teri...
Muhalefetten çıt yok. Ülkede sorun çıktığında Başbakan bir yöne, ana muhalefet alakasız bir yöne seyahate çıkıyor. Diyarbakır’da bayrağımız yerine çaput asılmak suretiyle hakarete uğratılırken, güvenlik, PKK ya emanet edilmişken muhalefet lideri Çin Seddi’nde Başbakan ise ABD adına Afrika’ya gidiyor ve Fransa’nın İngiltere’nin sömürgelerinde arı kovanına çomak sokarak fitneye sebep oluyor ve bu devletleri uyarıyor ve Müslüman kanının akmasına sebep oluyor. İşin sonu oralarda çıkacak karışıklıklar ve masun insanların katliamıdır.
Türkiye’den en ufak bir itiraz yok. Olmayacaktır, Olsa da çıkacak bir tehdidin fos olacağı, artık dünyanın her kesiminde bilinmektedir. Suriye’deki olaylara muhalefetten hiç bir itiraz olmadı. Nedeni, emirlerin ABD kaynaklı olması idi. BTP haricinde hangi muhalefet buna karşı durabilir ki?.. Muhalefet haçlı seferlerini desteklemektedir. Kimse kendini aldatmasın liderine baksın. Onu tasvip onunla aynı görüşte olunması demektir. Esat haçlıya karşı savaşmaktadır. Hala bunu anlamayan liderler varsa kesinlikle onlar da BOP ile işbirliğinin içindedirler. BTP ve lideri Prof. Dr. Haydar Baş öncelikle BOP projesinde Alevi–Sünni çatışmasını Ehl–i Beyt kalkanı ile karşılamış ve ülkenin kahramanlarının anılmaları programları ile ırk ayırımında ortadan kaldırmayı hedeflemiştir, Ülkenin her karış toprağı bu ülkenin çeşitli etnik guruplarının kanları ile sulanmıştır gerçeğini halkımızla paylaşmaktadır.
Başbakanın muhalefeti Meclis’te gurubu bulunan partiler olarak düşünmesi sadece cehalet değil aynı zamanda büyük hatadır. Görmüyor mu, çözümün esası BTP’dedir. Çözümün tek adresi de Prof. Dr. Haydar Baş ve ekibidir. Karşılıksız ve ücretsizdir. Bu Projeler ve çözümler Referans vermek şartı ile tüm siyasi partilere tahsis edilmiştir. Ülkenin muhalif partileri gelin birlik olun. Birlik halinde bir muhalefet iktidardan güçlüdür. Bu sözümü unutmayın.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017