‘Müjde, sana Cennet verildi’
Ölüm anını yaşayan herkes, melekten şu iki cümleden birini işitmeden ölmeyecektir: “Ey Allah’ın düşmanı sana ateşi müjdelerim!” “Ey Allah’ın sevgili kulu müjde, sana Cennet verildi!”
12.12.2023 10:21:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Gazali Hazretleri şöyle anlatıyor:
İbni Abbas'tan (r.a.) rivayetle;
İbrahim. Peygamber (a.s.) gayyurdu. İçinde ibadet ettiği bir evi vardı. Dışarı çıkınca kapıyı kilitlerdi. Bir gün yine aynı şekilde kilitleyip gitti. Dönüşte evin içinde bir adam gördü, "Seni evime kim soktu?" diye sorunca, "Bu eve, senden ve benden daha çok sahip bulunan" cevabını aldı.
İbrahim (a.s.) onun halinden bir melek olduğunu anladı ve "Meleklerin hangisisin?" diye sorunca, "Melekü'l-Mevt" cevabını aldı.
Bunun üzerine şu talepte bulundu: "Mü'minlerin ruhunu kabzettiğin şekilde bana görünebilir misin?"
"Evet görünürüm. Şu tarafa yüzünü çevir, yine dönersin" dedi.
İbrahim Peygamber (a.s.) döndüğü taraftan yüzünü çevirince, meleği şöyle buldu: Güzel bir genç... Tazeliğine ve elbisesinin güzelliğine hayran kaldı. Güzel de kokuyordu.
Bu hale hayran oldu ve şöyle dedi: "Ey Melekü'l-Mevt, ölüm zamanı, iman sahibi senin yalnız bu güzelliğini görse yeter."
Ölüm anında herkes hafaza meleklerini de görür.
Bunu Vehb Hz. şöyle anlatıyor: Duyduğumuza göre, her ölen, ölüm anında, hayrını, şerrini yazan iki meleğini görür. Eğer Allah'ın emrine muti olup, kötülük etmemişse, şöyle derler: "Bizden yana, Allah sana hayır versin. Birçok iyi meclislere bizi götürdün. Birçok iyi işlere şahit olduk."
Şayet facir ise, Allah'a asi kul ise, şöyle derler: "Allah bizden yana, sana hayır vermesin. Bizi birçok kötü meclislere oturttun. Birçok kötü sözü bize dinlettin."
Bu melekler, baş ucunda dururken, ölünün gözleri onlara dikilir, kalır. Ve artık dünyaya dönemez.
Bir başka acıklı hal de, asilerin Cehennem'deki yerlerini görüp korkmalarıdır.
Ölüm anını yaşayan herkes, melekten şu iki cümleden birini işitmeden ölmeyecektir:
"Ey Allah'ın düşmanı sana ateşi müjdelerim!"
"Ey Allah'ın sevgili kulu müjde, sana Cennet verildi!"
İşte bundandır ki, öz sahipleri hayatlarında daima korku duyar.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: "Sizin her biriniz, gideceği yeri bilmeden;
Cennet'teki ya da Cehennem'deki yerini görmeden dünyadan çıkmaz."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den…)
İbni Abbas'tan (r.a.) rivayetle;
İbrahim. Peygamber (a.s.) gayyurdu. İçinde ibadet ettiği bir evi vardı. Dışarı çıkınca kapıyı kilitlerdi. Bir gün yine aynı şekilde kilitleyip gitti. Dönüşte evin içinde bir adam gördü, "Seni evime kim soktu?" diye sorunca, "Bu eve, senden ve benden daha çok sahip bulunan" cevabını aldı.
İbrahim (a.s.) onun halinden bir melek olduğunu anladı ve "Meleklerin hangisisin?" diye sorunca, "Melekü'l-Mevt" cevabını aldı.
Bunun üzerine şu talepte bulundu: "Mü'minlerin ruhunu kabzettiğin şekilde bana görünebilir misin?"
"Evet görünürüm. Şu tarafa yüzünü çevir, yine dönersin" dedi.
İbrahim Peygamber (a.s.) döndüğü taraftan yüzünü çevirince, meleği şöyle buldu: Güzel bir genç... Tazeliğine ve elbisesinin güzelliğine hayran kaldı. Güzel de kokuyordu.
Bu hale hayran oldu ve şöyle dedi: "Ey Melekü'l-Mevt, ölüm zamanı, iman sahibi senin yalnız bu güzelliğini görse yeter."
Ölüm anında herkes hafaza meleklerini de görür.
Bunu Vehb Hz. şöyle anlatıyor: Duyduğumuza göre, her ölen, ölüm anında, hayrını, şerrini yazan iki meleğini görür. Eğer Allah'ın emrine muti olup, kötülük etmemişse, şöyle derler: "Bizden yana, Allah sana hayır versin. Birçok iyi meclislere bizi götürdün. Birçok iyi işlere şahit olduk."
Şayet facir ise, Allah'a asi kul ise, şöyle derler: "Allah bizden yana, sana hayır vermesin. Bizi birçok kötü meclislere oturttun. Birçok kötü sözü bize dinlettin."
Bu melekler, baş ucunda dururken, ölünün gözleri onlara dikilir, kalır. Ve artık dünyaya dönemez.
Bir başka acıklı hal de, asilerin Cehennem'deki yerlerini görüp korkmalarıdır.
Ölüm anını yaşayan herkes, melekten şu iki cümleden birini işitmeden ölmeyecektir:
"Ey Allah'ın düşmanı sana ateşi müjdelerim!"
"Ey Allah'ın sevgili kulu müjde, sana Cennet verildi!"
İşte bundandır ki, öz sahipleri hayatlarında daima korku duyar.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: "Sizin her biriniz, gideceği yeri bilmeden;
Cennet'teki ya da Cehennem'deki yerini görmeden dünyadan çıkmaz."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den…)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.