Kapitalizmin, akademik tanımlarını merak edenler kitaplardan bulabilirler. Ben halkım, halktan biriyim. Nedir kapitalizm, sorusuna günümüz firavunlarının silahıdır, büyücüleridir, derim.
Günümüzde firavunlar mı var? Olmaz mı! Günümüz firavunları, emperyalistlerdir.
Bu firavunlar, kapitalizm silahıyla milletimizi ve insanlığı kendine kul etmiş, kendilerine secde ettirmişler, ettiriyorlar da.
Firavunların elinden kapitalizm silahı alındığında, yani o sihirbazları etkisiz hale getirdiğinizde firavunların akıbeti bellidir; hepsi boğulacaktır.
Günümüz firavunlarını biliyorsunuz; Başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere sömürgeci devletler, küresel şirketler.
Biz onların, sihirbazlarına, yani kapitale (paraya) bakalım;
1600'lü yıllarda sistemleşmeye başlayan paraya dayalı güç ve sömürü sistemi hakkında kitaplarda, makalelerde yüz binlerce tarif, tabir vardır. Ama en iyi tarifi yaşayan bilir mantığıyla halkın sosyal medyada yaptığı tarifleri aktarayım:
"Bir ülkede fakirlerin, bebeklerin içeceği sütü, zenginlerin köpekleri içiyorsa o ülkede kapitalizm hakimdir."
"Dünya, herkesin ihtiyacını karşılayacak kadar zengindir, hırsını karşılayacak kadar değil."
"İşsizler ne kadar artarsa işçilere verilen ücret o kadar azalır!"
"Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser."
"Devlet sana 30 dakikada ambulans gönderme garantisi vermiyor ama bir şirket size 30 dakikada pizza getirme garantisi veriyor. Kapitalizm budur."
Kapitalizmde merkez paradır, hedef daha çok kazanmaktır. Paraya giden her yol meşrudur. Para kazanmanın önünde duran her engel kaldırılmalıdır.
Peki, Müslüman kapitalist olabilir mi?
Bu sorunun cevabı kesindir; Allah'a ve ahiret gününe inanan, kul hakkını, işçi hakkını, zekâtı, yardımlaşmayı, komşu ve akraba hakkını, fakir-fukara hukukunu bile insandır Müslüman.
Haliyle bir Müslüman kapitalist olamaz. Ama oldu, diyorsanız. Yazık olmuş, derim.
Peki, bir Müslüman kapitalizme teslim olur mu, sessiz kalır mı?
Gerçek iman sahibi bir Müslüman; "Güç ve kudret sahibi yalnız Allah'tır. O'nun aldığını verecek, O'nun verdiğini alacak kimse yoktur. O (c.c.) yalnız insanların değil yarattığı bütün canlıların rızkına kefildir, herkes yaptığından hesaba çekilecektir ve mutlak dönüş O'nadır, Onun nimetleri saymakla bitmez yani sınırsızdır" inancındadır ve inancının gereği olarak O'ndan (c.c.) başka hiçbir güç karşısında eğilmez, teslim olmaz.
Ama tarih boyu bu inanca sahip olduğunu iddia edenlerin (Müslümanların) büyük bir kısmı bu inancın gereklerini yerine getirmemiş, geçici güç, kuvvet ve iktidar sahiplerine teslim olmuş, onların önünde eğilmişlerdir.
Bugün insanlarla sohbet ettiğimizde, imanî gerçekleri anlattığımızda "Ama efendim, başka alternatif yok, faizsiz bir ekonomi yok, faiz dünya gerçeği, ticaret kuralları böyle.." vs. cümleleriyle adeta kapitalizmin gizli sözcüsü kesiliyorlar.
Bu Allah'a (c.c.) iftiradır. Allah-u Teâlâ helali olmayan hiçbir şeyi haram kılmamıştır ve O Allah ki, kuluna gücünün yetmeyeceği hiçbir şeyi emretmemiştir.
Prof. Dr. Haydar Baş bu noktada da bizlere, İslam âlemine ve de insanlığa çıkış yolu sunmuştur.
Günümüz firavunlarının elindeki gücü olan kapitali (parayı) onların tekellerinden çıkararak, emeğin karşılığı olduğunu (milli para) ve bunun formülünü başta milletimiz ve dünyaya açıklamıştır.
Sayın Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'nin temeli insandır. Kulu, kula kulluk etmekten kurtarmak…
Bir insanın hiç kimseye muhtaç olmadan yeme, içme, giyinme, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir gelire sahip olmasını hedefler.
Bu mantığın temeli de ilahidir. Çünkü Kur'an'da sabittir ki, Allah'ın nimetleri saymakla bitmez. Yani kaynaklar sınırsızdır ve her canlının rızkına, Allah (c.c.) kefildir.
Dünyada yaşanan sorun sınırsız kaynakların paylaşılmasıdır. İşte Milli Ekonomi Modeli bu paylaşımı sağlayacak sistemin adıdır.
Ortada gerçek varken, kula kulluk etmekte neden ısrar ediyorsunuz?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024