logo
05 MAYIS 2024

Müslümanların güneşini bile sömürüyorlar

İcmal Gençlik Derneği'nin geleneksel yaz kampında söz alan BTP Genel Başkan Yardımcısı Enerji Uzmanı Fuat Şengül, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki savaşların altında Müslümanların sahip olduğu enerji kaynaklarının ele geçirilmesi olduğunu belirtti. Bunun maliyetinin de yüz binlerce Müslüman'ın hayatını kaybetmesi olduğunu ifade eden Şengül, "sırf bu ülkeler enerji kaynaklarından mahrum kalmasın diye" şeklinde konuştu
10.08.2017 00:00:00
İcmal Gençlik Derneği tarafından Afyon'da düzenlenen geleneksel yaz kampındaki oturumda konuşan BTP Genel Başkan Yardımcısı Enerji Uzmanı Fuat Şengül, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki savaşların altında Müslümanların sahip olduğu enerji kaynaklarının ele geçirilmesi olduğunu belirtti. 

"Bunun maliyeti de milyonlarca Müslüman'ın evinden olması, yüz binlerce Müslüman'ın hayatını kaybetmesi oldu. Niçin? Avrupa, ABD enerji kaynaklarından mahrum kalmasın diye." şeklinde konuşan Fuat Şengül'ün çarpıcı konuşmasını siz Yeni Mesaj okurlarının dikkatine sunuyoruz: 

"Kıymetli hanımefendiler, beyefendiler ve genç kardeşlerim?
Gündeme farklı bir açıdan bakmaya çalışacağız. Sizlerle beraber hepimiz kıymetli üstadımızdan Büyük Ortadoğu Projesi'ni ve Arap Baharı'nı daha başlamadan önce, Condolezza Rice ABD dışişleri bakanı iken verdiği demeçlerle öğrenmiştik. Türkiye gündemine ilk defa Meltem TV ekranlarında hem Genel Başkanımız hem de arkadaşlarımız taşıyarak bu tehlikeyi ifade etmişler, gerekli önlemlerin alınması için hem Türkiye'deki iktidarı hem de bu komşu ülkelerdeki kişileri bilgilendirmişlerdi. 

Bugün ben size, onlara yaşatılan Arap Baharı'nın Kuzey Afrika ülkelerinin de içinde bulunduğu 22 tane Müslüman ülkesine niye yapıldığını ve arkasından bizi ilgilendiren kısmı paylaşmak istiyorum. 

Arap Baharı'nın yaşandığı ülkeleri hatırlarsak, Tunus'ta demokrasi isteyen, haksızlığa uğrayan bir Arap genci ve Facebook üzerinden bunun örgütlenmesiyle ilgili bir hareket başlatılmıştı. Tunus, Libya ve Mısır hızlı bir şekilde parçalanmaya, bölünmeye ve şiddet olaylarına maruz kalmışlardı. 22 İslam ülkesine demokrasi getirilecek algısı altında; aslında enerji politikaları belirlendi. 
'Desertek Projesi'

Aklınızda kalması için biraz altını çizerek söyleyeceğim bunu daha sonra da kullanabilesiniz diye; "Desertek Projesi" diye bir proje yapıldı. 
2005 yılında bu projenin amacı şu; yıllardır peşinde koştuğumuz Avrupa Birliği kendi kendine yetebilecek hiç bir enerji kaynağına sahip değil. İşte Almanya, Fransa Avrupa'nın en büyük 2 devleti ama baktığınız zaman ne su enerji kaynakları var, ne yenilenebilir enerji kaynakları, ne de güneşleri var, sadece ve sadece Rusya'dan ithal ettikleri doğalgazla ve ellerinde az kalan kömürleriyle hayatlarını idare ettirmek zorundalar. 

Onun için en başından beri Genel Başkanımızın anlattığı bir örnek var: Gulf Stream akımının soğuyacağı ve bunun Amerika'yı bir buzula dönüştüreceği. Bu yüzden kendilerine yeni bir memleket aradıkları için Irak'a demokrasi getirdiklerini defalarca dinledik. 

Aynı şey Avrupa için de geçerli. Avrupa'da hayatın devam edebilmesi için enerji kaynaklarının kullanılabileceği alanlara ihtiyaç var. Size çok enteresan bilgi vereceğim: Ne dedi Genel Başkanımız; Allah sınırsız kaynaklar verdi ama ihtiyaçlarımız sınırlı. Bunu bir cümle olarak duyduk geçtik veya bunun birçok ekonomik verisini anlattık. Bunlardan bir tanesi de Allah'ın bize bahşettiği dünyaya bahşettiği 'güneş enerjisi' bu; "Desertek Projesi." 
Avrupa, Kuzey Afrika'nın güneşini de sömürüyor

Kuzey Afrika ülkeleri başta olmak üzere Ortadoğu'daki ülkeleri içine alacak şekilde çöllerden güneş enerjisi üretilmesi ve bunun Avrupa'daki hayatın devamının garantisi olarak bakılmasıdır. Onun için Fransa, çok kısa bir süre içerisinde NATO kaynaklı deyip Libya'yı bombaladı. Niye bombaladı, çünkü Kaddafi ölmeden önce veya öldürülmeden önce bununla ilgili açıklama yaptı. Dedi ki: "Petrolümüzü sömürdüler, bundan sonra da güneşimizi sömürecekler." Niye dedi bunu? Çünkü "Desertek Projesi" diyor ki; Kuzey Afrika'da 25 tane elektrik santrali kuracağım ve bunun 12 tanesini de Libya'ya yapacağım. Niye diyor bunu? Çünkü Rabbimiz sınırsız bir enerji kaynağı vermiş; Güneş. 

Çölde bunun bin kat daha fazlasını vermiş ve yapılan teknik incelemelerde görülen şu ki; 6 saatte çölün aldığı güneş enerjisi, tüm dünya insanlığının bir yılda tüketeceği enerjiye eşdeğer. Sadece 6 saatten bahsediyorum. Bunun teknolojisini geliştirdiler. Ve bunu bugün ilki Tunus'ta 2018'de devreye alınmak üzere çölde inşasına başladılar. Neyden sonra? 

O bölgeye demokrasiyi getirdikten sonra, kendi kontrollerine, kendi ihtiyaçlarına hazır vaziyete getirdikten sonra!
Çok kısa olarak aklınızda kalsın diye söyleyeceğim. Bize hep anlatıyorlardı. Neydi? Türkiye'de de bahsediyorlardı neydi? Güneşten, panellerle elektrik enerjisi üretiriz diye. Bu projeyle beraber yepyeni bir teknolojiye geçiliyor. 

O da nedir; Güneş, içbükey aynalarla tek bir noktaya toplanacak, burada su buharlaştırılacak ve buhar tribünleriyle beraber elektrik üretilecek. Böylece verimlilik, güneş enerjisinden bire on bine, bire yirmi bine katlanmış olacak. Bunun maliyeti de ne oldu? Milyonlarca Müslüman evinden oldu, on binlerce Müslüman hayatından oldu. Niçin? Avrupa, enerji kaynaklarından mahrum kalmasın diye. 
Suriye stratejik bir bölge 

Peki bu, Suriye'de farklı bir şey mi? Suriye'de farklı bir şey değil arkadaşlar. Suriye'ye de demokrasi getirmek isteyenler, Niye Esad gitsin, niye Esad ile olmaz dediklerini kısaca birkaç notla anlatmak istiyorum: 

İran çok büyük bir doğalgaz üreticisi, ama bu doğalgazı birincil tüketiciye, yani kime; sanayileşmiş ülkelere, Avrupa'ya satmak zorunda. İki tane alternatif var; bir tanesi Türkiye'den döşenecek boru hatları. İkincisi, Körfez üzerinden Irak-Suriye hattıyla Akdeniz'e açılması. Bu kimin işine gelir; bu İran'ın işine gelir. Amerika'nın işine gelir mi, gelmez. Rusya'nın işine gelir mi, ona da gelmez. 

Ama Irak-İran savaşını meydana getirenler, bu amaçlarında başarılı olamadıkları için yeni bir savaşa ihtiyaçları vardı. Onun için Irak'a demokrasi getirilmeye çalışıldı, onun için Suriye'ye demokrasi getirilmeye çalışıldı. Niye? Çünkü "Şıha Gaz Projesi" Bağdat'a kadar ulaşmış, eğer bu savaşlar çıkmasa çok kısa zaman içerisinde Lazkiye Limanı'na kadar gelecek ve Müslümanlar doğalgazlarını satıp para kazanacaklar. 

Aynı şekilde niye Erbil'de, Niye Süleymaniye'de bir Kürt Devleti kurma peşindeler? Çünkü oradaki petrolün de bir şekilde Akdeniz'e ulaştırılması lazım. Nerden ulaştırılacak? O da Suriye'den ulaştırılacak. İsrail, gaz projeleri yaptı, Akdeniz'i işgal etti; buradaki doğalgaz projeleri nereden ulaştırılacak, o da Suriye üzerinden ulaştırılacak. Yani orada milletini düşünen, memleketini düşünen bir lider olduğu müddetçe, yani orada Esad olduğu müddetçe bu boru hatlarının kafalarına göre, kendi menfaatlerine göre gitmesi imkânsız. Onun için Esad gitmeli, Esad'dan kurtulmalıyız mantığıyla devam ediliyor.
Gelelim Türkiye'ye

Peki, gelelim bize. Ülkede birçok operasyon yaşandı. Neydi; Ergenekon operasyonu, kumpaslar, arkasından FETÖ operasyonları. Bundan milletin haricinde en büyük zararı hangi kurum gördü; ordu. Yani bu milletin bağımsız bir millet olarak kalmasını temin edecek olan silahlı kuvvetlerimiz en büyük zararı gördü. Genelkurmay Başkanlığı yapmış olan adam terörle yargılanıp 6 sene hapis yattı. Diğer birçoğu da yatıp çıkan insanlar var. Her operasyon neticesinde silahlı kuvvetler öyle ya da böyle büyük zararlar gördü. Peki, bu kadar basit miydi, neden bu yapıldı? Sadece Türkiye'deki terör meselesinden dolayı mı? Yoo!

Ortadoğu'da, -biz de bir Ortadoğu ülkesi olarak görülüyoruz bunu da hiç bir zaman unutmayın- ülkeler petrol rezervleri ve askeri kuvvetler olarak dizilmiş ve emperyalist güçler bu ülkelerle ilgili müdahalelerini yaparken petrol kaynaklarını birinci sıraya alıp işte Suriye'yi, Irak'ı, Libya'yı, Tunus'u ve diğerlerini aldı. Ama bu arada her ne kadar petrol kaynakları açısından değerlendirilmeyen ikinci kategori neydi; silahlı güçleriydi. Burada da Türkiye, bölgede 613 bin kişilik askeri güçle en büyük silahlı güç. 

Diyorlar ki emperyalist güçler; biz buraları rahatlıkla işgal edebilmemiz için ya petrol kaynakları olan yerlere bir an önce çökeceğiz, ama silahlı kuvvetleri olanları da bir şekilde yıpratıp onları oyunun dışında bırakmalıyız. Bunu düşünürken sadece orduya operasyon yaparak değil, kendilerine uygun yöneticileri iktidarlara taşıyarak da yapıyorlar tabi?

Her biri beraberinde birçok oyunu da getiriyor. Niçin? 2002 yılından bu yana Bağımsız Türkiye Partisi kurulduğundan beri ne dedi Genel Başkanımız; Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sosyal, demokratik laik bir hukuk devleti olarak ayakta tutabilmemiz için ordusuyla milletiyle, ekonomisiyle, vatandaşıyla, Atatürk'ü ile hep bir ve beraber olmalıyız. Bunu beceremezsek ülkemizi ayakta tutmamız mümkün değildir. Niye bize hep bugüne kadar düşman gösterilmeye çalışılan, lehimize olanı aleyhimizeymiş gibi göstermeye çalıştılar. Bu planlar sadece bu günler için değil bundan sonraki 20 yıllar için yapıldığından oldu.
Türkiye'de çok zengin petrol yatakları var

Son olarak şunu ifade ederek konuşmamı tamamlamak istiyorum. Eğer biz memleketimizin değerlerine sahip çıkmazsak ki en büyük değer de insan değeri; eğer biz memleketimizin yetiştirdiği değere sahip çıkmazsak, bizi elimizden tutup, düştüğümüz yerden kaldıracak olan, fikri, projesi olan lidere sahip çıkmazsak, şimdi sizlere okuyacağım petrol kuyularının açılmasını hayal olarak görürüz. 

Burada 65 tane noktada açılmış, rezervleri trilyon metreküplere, milyon varillere ulaşan petrol yerleri var. Ben, üç beş tanesini sayacağım. Bunları aklımızda tutalım. Bu sayacaklarım petrol kuyularının adıdır. 

En birincisi, hep gündemimizde olan yer Diyarbakır petrol kuyuları, Mardin petrol kuyuları, Bismil petrol kuyuları, Hazro çayı petrol kuyuları, Sinan petrol kuyuları, Batman çayı petrol kuyuları, Dicle, Midyat, Bitlis çayı petrol kuyuları, Siirt Botan çayı petrol kuyuları. Bu Botan'ı hatırlıyor musunuz? PKK, Botan Çayı'nın altını istiyoruz diye habire konuşur. Habur, tanıdık değil mi? 

Fındık, Cizre, hiç kimsenin beğenmediği Hakkari, Çölemerik, Ahmediye ve daha birçok nokta. 65 tane noktada petrol kuyusu açıldı ve üzeri betonlandı. Ne zamana kadar, Türkiye tekrar Sevr haritasındaki gibi ne zaman parçalanırsa oraları Fransızların, İngilizlerin, artık kime peşkeş çekilecekse onların eline geçeceği güne kadar? 

Ya da bizlerin gayreti, milletimizin basiretiyle Prof. Dr. Haydar Baş'ın iktidara geldiği güne kadar diyor, saygılarımı sunuyorum."

SELİM AYANOĞLU / AFYONKARAHİSAR
İsrail, okula sığınan Gazzelileri hedef aldı
Çok sayıda sivil hayatını kaybetti
Süper Lig'in terminatörü Galatasaray
Sivas'ı bozguna uğrattı, rekor kırdı
3 makam araçlı başkan iddiasına yalanlama
'Sadece birini kullanıyor'
Mesajlar ikinci adamlar üzerinden veriliyor
2028 gerilimi erken başladı
Kar kalınlığının yer yer 20santimi buldu
Kış geri döndü!
İİT Zrivesi bildirisine Türkiye etkisi
PKK/PYD/YPG ortak tehdit
Ankara Emniyetinde Ayhan Bora Kaplan depremi
Bakanlık müfettiş görevlendirdi
' Yatmam çakal yatağında, aslanlar yese beni…'
Saray'a yaptığı ziyareti yazdı
İlk kez ihmalin hesabı soruluyor
İBB çalışanı tutuklandı
Netanyahu ölüm saçmakta kararlı
Saldırıyı sonlandırma taleplerine kapalı
'İsrail'le normalleşmeden savunma anlaşması yok'
ABD'den Suudi Arabistan'a ayar
Tüm ülke yağışlı havanın etkisinde
81 il için yağış, 18 il için sarı kod uyarısı
Kabine revizyonu ve ittifak krizi iddiaları hakkında konuştu
'Bahçeli ile aramızda sorun yok'
Gözaltına alınanlardan 27'si adli kontrolle serbest
1 Mayıs'a 38 tutuklama
'Kıyafetler 60-90 derece aralığında yıkanmalı'
Enkaz kentte maske uyarısı
İsrail, okula sığınan Gazzelileri hedef aldı
Çok sayıda sivil hayatını kaybetti
Süper Lig'in terminatörü Galatasaray
Sivas'ı bozguna uğrattı, rekor kırdı
3 makam araçlı başkan iddiasına yalanlama
'Sadece birini kullanıyor'
Mesajlar ikinci adamlar üzerinden veriliyor
2028 gerilimi erken başladı
Kar kalınlığının yer yer 20santimi buldu
Kış geri döndü!
İİT Zrivesi bildirisine Türkiye etkisi
PKK/PYD/YPG ortak tehdit
Ankara Emniyetinde Ayhan Bora Kaplan depremi
Bakanlık müfettiş görevlendirdi
' Yatmam çakal yatağında, aslanlar yese beni…'
Saray'a yaptığı ziyareti yazdı
İlk kez ihmalin hesabı soruluyor
İBB çalışanı tutuklandı
Netanyahu ölüm saçmakta kararlı
Saldırıyı sonlandırma taleplerine kapalı
'İsrail'le normalleşmeden savunma anlaşması yok'
ABD'den Suudi Arabistan'a ayar
Tüm ülke yağışlı havanın etkisinde
81 il için yağış, 18 il için sarı kod uyarısı
Kabine revizyonu ve ittifak krizi iddiaları hakkında konuştu
'Bahçeli ile aramızda sorun yok'
Gözaltına alınanlardan 27'si adli kontrolle serbest
1 Mayıs'a 38 tutuklama
'Kıyafetler 60-90 derece aralığında yıkanmalı'
Enkaz kentte maske uyarısı

SGK Başkanının 3 maaş ve 3 makam aracı iddiası yalanlandı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), "Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Raci Kaya'nın 3 ayrı koltuğu, 3 ayrı maaşı ve 3 ayrı makam aracı var' iddiasının doğru olmadığını bildirdi.

 
05.05.2024 20:36:00
Anadolu Ajansı
SGK Başkanının 3 maaş ve 3 makam aracı iddiası yalanlandı
SGK Başkanının 3 maaş ve 3 makam aracı iddiası yalanlandı

DMM'den yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 11 Ağustos 2023'te SGK Başkanı olarak atanan Kaya'nın daha önce sürdürdüğü Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine halen devam ettiği ancak buradan herhangi bir ücret veya kar payı almadığı belirtildi.
 

SGK Başkanı Kaya'nın G20 Zirvesi Şerpa görevi karşılığında da herhangi bir ücret almadığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Kaya'nın maaş aldığı tek yer başkanı olduğu Sosyal Güvenlik Kurumudur. Dr. Raci Kaya, haberde ifade edilen SGK Başkanlık makamına ait iki ayrı makam aracından sadece bir tanesini kullanmaktadır. Belirtilen diğer araç kurumun muhtelif işleri için kullanılmaktadır. İddiaya konu diğer araç ise Kaya'nın Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı ile ilgili iş ve toplantılar için kullanılmakta olup SGK ile herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Asılsız iddialara itibar etmeyiniz." 

Maganda kurşunuyla vurulan kadın toprağa verildi

Adana'da eve dönerken otomobilinde maganda kurşunuyla vurulup hayatını kaybeden kadın son yolculuğuna uğurlandı

05.05.2024 17:37:00 / Güncelleme: 05.05.2024 17:41:44
İHA
Maganda kurşunuyla vurulan kadın toprağa verildi
Maganda kurşunuyla vurulan kadın toprağa verildi
Adana'da oğluyla birlikte eve dönerken otomobilinde maganda kurşunuyla vurulup hayatını kaybeden kadın toprağa verildi.

Olay, dün Seyhan ilçesine bağlı Tellidere Caddesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, ev kadını Hayriye Derin (43), oğlu Talha Derin'i (12) Turgut Özal Bulvarı'ndaki dil kursuna bıraktıktan sonra yanındaki oğlu Kayra Derin (7) ile eve dönmek için yola çıktı. Evine yaklaşık 300 metre mesafede Mücahitler Caddesi'nde motosikletli 2 şüpheli ise tabancayla husumetlilerinin iş yerine ateş açtı. Kurşunlardan biri o sırada otomobiliyle caddeden geçen Derin'in ensesine isabet etti. Kadın direksiyon hakimiyetini kaybedip, karşı şeritten gelen minibüse çarparak durabildi. Derin, hemen olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırıldı. Ancak yapılan müdahalelere rağmen olaydan saatler sonra hayatını kaybetti. Polis şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. Derin'in cenazesi ise otopsi için adli tıp kurumu morguna kaldırıldı.

Derin'in kayınbiraderi İbrahim Derin, 'Husumetli iki taraf çatışırken maalesef maganda kurşunu denk gelmiş. Maalesef bu olay memleketimizin kanayan yaralarından bir tanesi. Devletimizin en kısa zamanda olayı sonuçlandıracağından hiç şüphemiz yok. Yengemin yanında iki oğlu vardı büyük olanı kursa bırakıyor, diğer küçük olan yanındaydı. Evine 300 metre kala bu durum gerçekleşiyor. Allah kimsenin başına vermesin.

Hem abime hem de anne ve babasına rabbim sabır versin. İnşallah bir daha kimsenin başına böyle bir şey gelmez. Başka kimsenin karşısına böyle bir durumun çıkmamasını temenni ediyoruz. İnşallah başkaları zarar görmez, faillerin de en kısa zamanda yakalanmasını ümit ediyoruz' dedi.

Derin'in cenazesi otopsinin ardından adli tıp kurumu morgundan yakınları tarafından alınarak Kabasakal Mezarlığında toprağa verildi. Hayriye Derin'in eşi Durmuş Ali Derin'in (47) pazarlamacı olduğu, 3 çocuğu olduğu ve en büyük olan Burak Derin'in (22) Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okuduğu öğrenildi.

Hıdırellez nedir, ne zaman kutlanır?

Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber'in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanıyor. 6 Mayıs ayrıca Hızır ayları denilen yaz aylarının başlangıcıdır
05.05.2024 12:58:00 / Güncelleme: 05.05.2024 16:05:44
Mehmet Hakan Akkuş
Hıdırellez nedir, ne zaman kutlanır?
Hıdırellez nedir, ne zaman kutlanır?
Hıdırellez, baharın gelişini ve doğanın yeniden canlanışını kutlamak için Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu'da her yıl 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece coşkuyla kutlanan özel bir gündür. Bu bayram, Hızır ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluştuğu gün olarak kabul edilir ve bu buluşmanın bolluk, bereket ve sağlık getireceğine inanılır.

Geleneksel olarak, Hıdırellez'de insanlar doğayla iç içe olmayı tercih ederler. Yeşillik alanlarda, su kenarlarında veya kutsal kabul edilen mekanlarda toplanırlar. Bu özel günün en bilinen ritüellerinden biri, dileklerin yazılı olduğu kağıtların ağaç dallarına asılmasıdır. Ayrıca, ateşten atlamak ve gül ağaçlarına dilek bağlamak gibi eski Türk ritüelleri de devam etmektedir.

Hıdırellez'in kökenleri hakkında çeşitli teoriler bulunmaktadır. Bazıları bu bayramın İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına dayandığını, bazıları ise daha geniş bir coğrafyada, Mezopotamya ve Doğu Akdeniz ülkelerindeki bahar kutlamalarıyla bağlantılı olduğunu öne sürer. UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miraslar Listesi'ne 2017 yılında eklenen Hıdırellez, kültürel zenginliği ve tarihi önemiyle dikkat çeker.

Hıdırellez, aynı zamanda bir dayanışma ve topluluk ruhu günüdür. İnsanlar bir araya gelir, eğlenir, yemekler paylaşır ve birbirlerine iyi dileklerde bulunurlar. Bu kutlamalar, toplumun farklı kesimlerini bir araya getirerek kültürel çeşitliliği ve birlikteliği pekiştirir.

Hıdırellez, sadece bir bahar bayramı olmanın ötesinde, insanların doğayla ve birbirleriyle uyum içinde yaşama arzusunun bir ifadesidir. Bu özel gün, geçmişten günümüze kadar uzanan ve gelecek nesillere aktarılacak değerli bir mirastır. Hıdırellez, her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye'nin dört bir yanında coşkuyla kutlanmaya devam ediyor.

Karslı vatandaştan duyarlı davranış

Ermeni-Türk harbinde Kars'ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey'in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi
05.05.2024 11:54:00
İhlas Haber Ajansı
Karslı vatandaştan duyarlı davranış
Karslı vatandaştan duyarlı davranış
Ermeni-Türk harbinde Kars'ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey'in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi.

Tarihi Benli Ahmet İstasyonu'nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey'in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi.



Kars'ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi'ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey'in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1'inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü'nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi.

Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey'in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.