Şöyle demektedir Yahya Kemal:Büyük Itrî'ye eskiler derler, Bizim öz mûsikîmizin piri;O kadar halkı sevkedip yer yer, O şafak vaktinin cihangiri, Nice bayramların sabah erken, Göğü, top sesleriyle gürlerken, Söylemiş saltanatlı Tekbîr'i. Tâ Budin'den İrak'a, Mısır'a, kadar, Fethedilmiş uzak diyarlardan, Vatan üstünde hürr esen rüzgâr, Ses götürmüş bütün baharlardan. O deha öyle toplamış ki bizi, Yedi yüz yıl süren hikâyemizi Dinlemiş ihtiyar çınarlardan. Mûsikîsinde bir taraftan din, Bir taraftan bütün hayât akmış; Her taraftan, Boğaz o şehrâyîn, Mavi Tunca'yla gür Fırat akmış. Nice seslerle, gök ve yerlerimiz, Hüznümüz, şevkimiz, zaferlerimiz, Bize benzer o kâinat akmış. Çok zaman dinledim Nevâ-Kâr'ı, Bir terennüm ki hem geniş, hem şuh:Dağılırken "Nevâ"nın esrarı, Başlıyor şark ufuklarında vüzuh; Mest olup sözlerinde her heceden, Yola düşmüş, birer birer, geceden Yürüyor fecre elli milyon ruh. Kıskanıp gizlemiş kaza ve kaderBelki binden ziyade bestesini. Bize mîrâs kaldı yirmi eser. "Nât'dır en mehîbi, en derini. Vakıa ney, kudüm elince dile, Hızlanan mevlevî semaiyle Yedi kat arşa çıkmış "Âyîn"i. O ki bir ihtişamlı dünyâya Ses ve tel kudretiyle hâkimdi; Adetâ benziyor muammaya; Ulemâmız da bilmiyor kimdi? O eserler bugün define midir? Bir bilen var mı? Neredeler şimdi? Öyle bir mûsikiyi örten ölüm, Bir teselli bırakmaz insanda. Muhtemel görmüyor henüz gönlüm. Çok saatler geçince hicranda, Düşülür bir hayâle zevk alınır. Belki hâla o besteler çalınır,Gemiler geçmiyen bir ummanda."Itrî'nin kırk küsur eseri ve Dede Efendi'nin eserleri bugün elimizde muhteşem mûsiki âbideleri halinde durmaktadır. Bu eserleri örnek alarak musiki sahasında takdirle alkışlanacak eserler meydana getirmek dururken, yabancıların icadı musikilerle, yabancılarla yarışıp son sıralarda yer almak için gayret göstermek niye?..Muhteşem bir medeniyeti meydana getiren ruha sahip olmak için Itri gibi san'atkarları yakından tanımak lazımdır.1711 yılında İstanbul'da vefat eden büyük bestekârımızı rahmetle, şükranla yâdediyoruz.